Karar Künyesi
İlçe sınırları içinde bulunan mesken ve iş yeri sahiplerinin bir kısmının Emlak Vergisi mükellefleri arasında kaydının olmadığı görülmüştür.
Belediyelerin önemli gelir kaynakları arasında yer alan Emlak Vergisi’ne ilişkin hükümler 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu ile düzenlenmiştir.
Kanun’a göre emlak vergisinin konusu binalar ile arsa ve araziler olup bunlara ilişkin vergiler ilgili belediye tarafından tahsil edilmektedir.
Verginin mükellefi, vergi konusu varlığın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa varlığa malik gibi tasarruf eden kişilerdir. Verginin matrahı varlıkların bu kanun hükümlerine göre belirlenen vergi değeri olup vergi oranı arazide binde 1, arsada binde 3, binalar için ise meskenlerde binde 1 ve diğer binalarda binde 2’dir.
Emlak Vergisi’nin kapsamına girmesine karşılık maliklerinin mükellefiyeti bulunmayan taşınmaz olup olmadığına ilişkin tespit yapmak amacıyla, Kurumdan alınan veriler içinde yer alan 11.740 adet taşınmaz bilgisi üzerinden, 250 adet mesken ve 50 adet iş yeri olmak üzere toplam 300 taşınmaz adresi rastgele olarak seçilerek bir örneklem listesi hazırlanmıştır. (Bu çalışma sadece bina vergisi kapsamında yapılmış olup arsa ve arazi vergisini kapsamamaktadır.)
Örneklem listesinde yer alan taşınmaz adresi ve malik bilgilerinin Kurumda kayıtlı olan ve adına vergi tahakkuk ettirilen mükellefler ile karşılaştırılması sonucunda örneklem listesine alınan 250 adet meskenden 45 adedinin, 50 adet iş yerinden ise 10 adedinin maliklerinin vergi mükellefiyeti bulunmadığı tespit edilmiştir. Buna göre örneklem listesinde emlak vergisi tahakkuk ettirilmeyen meskenlerin oranı %18, işyerlerinin oranı ise %20 olarak görünmektedir.
Örneklem çalışması üzerinden elde edilen sonuca göre, ilçe sınırları içinde yer alan ve emlak vergisine tabi olan taşınmazların önemli bir bölümünün vergi konusu dışında kaldığı ve bu nedenle Kurumun gelir kaybına uğradığı değerlendirilmektedir.
Kamu idaresi, mükellef kontrollerinin ve güncellemelerinin başladığını belirtmektedir.
Emlak Vergisi Kanunu gereği belediyeler tarafından toplanan arsa, arazi ve bina vergileri belediyelerin en önemli gelir kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu alanda oluşacak zaafiyet ve kaçak bu kurumların ciddi anlamda gelir kaybı yaşamalarına ve dolayısıyla verilecek kamu hizmetlerinde aksamalara neden olabilecektir. Ayrıca aynı ilçe sınırları içinde bazı vatandaşlardan vergi toplanırken mükellefiyet kaydı olmaması nedeniyle bazılarının vergi dışı kalması eşitlik ve hakkaniyete de uygun bulunmamaktadır.
Sonuç olarak kurumun vergi dışı kalan gayrimenkuller ve bunların maliklerini tespit ederek vergi gelirlerini eksiksiz bir biçimde tahsil edecek tedbirleri alması son derece önemli ve gerekli görülmektedir.