Karar Künyesi
İdarenin ilan ve reklam ile eğlence vergilerine ilişkin yapılan inceleme sonucunda; verginin idarece tarhında, Vergi Usul Kanunlarındaki hükümlere aykırı olarak işlem yapıldığı tespit edilmiştir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Usul hükümleri” başlıklı 98’inci maddesinde; Belediye Gelirleri Kanunu’nda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun’a göre alınacak vergi, harç ve katılma payları hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve bunların ek ve tadilleri hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.
213 sayılı Kanun’un “Verginin İdarece Tarhı” başlıklı Mükerrer 30’uncu maddesinde; Verginin İdarece Tarhı, 29 ve 30’uncu maddeler dışında kalan hallerde, mükelleflerin verginin tarhı için vergi kanunları ile muayyen zamanlarda müracaat etmemeleri veya aynı kanunlarla kendilerine tahmil edilen mecburiyetleri yerine getirmemeleri sebebiyle zamanında tarh edilemeyen verginin kanunen belli matrahlar üzerinden idarece tarh edilmesi şeklinde tanımlamıştır.
Aynı maddenin devamında ise bu takdirde verginin, 131’inci madde mucibince tanzim edilen yoklama fişine müsteniden tarh olunacağı, bu şekilde tarh olunan vergilerle cezalarına ilişkin ihbarnamelerin bir taraftan, mükellefin bilinen adresine posta ile yollanacağı; diğer taraftan mükellefin adını, soyadını, hesap numarasını, işini, adresini tarh edilen verginin ve kesilen cezanın miktar ve cinsini gösterir bir ilânın vergi dairesinin ilân koymaya mahsus mahalline asılacağı belirtilmiştir.
Öte yandan, aynı Kanun’un “Cezalar” başlıklı 331’inci maddesinde; vergi kanunları hükümlerine aykırı hareket edenlerin, bu kitapta yazılı vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları) ve diğer cezalar ile cezalandırılacağı ifade edilmiştir.
Aynı Kanun’un 341’inci maddesinde; vergi ziyaının, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade
ettiği belirtilmiş; Kanun’un “Vergi ziyaı cezası” başlıklı 344’üncü maddesinde ise mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği hüküm altına alınmıştır.
Mezkur Kanun’un “Usulsüzlüğün tarifi” başlıklı 351’inci maddesinde, usulsüzlük; vergi kanunlarının şekline ve usulüne ilişkin hükümlere riayet edilmemesi olarak tanımlanmış olup Kanun’un “Usulsüzlük dereceleri ve cezaları” başlıklı 352’nci maddesinde ise, Usulsüzlüklerin, kanunda yazılı derecelere ve bu kanuna bağlı cetvele göre cezalandırılacağı belirtilmiştir.
Son olarak, aynı Kanun’un “Muhtelif cezayı istilzam etmesi” başlıklı 336’ncı maddesinin birinci fıkrasında ise, cezayı istilzam eden tek bir fiil ile vergi ziyaı ve usulsüzlük birlikte işlenmiş olursa bunlara ait cezalardan sadece miktar itibarıyla en ağırının kesileceği ifade edilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca mükellef veya sorumluların, 2464 sayılı Kanun kapsamında bulunan vergilerin belirli zamanlarda müracaat etmemeleri sonucunda verginin kanunen belli matrahlar üzerinden tanzim edilen yoklama fişine istinaden idarece tarh edilmesi gerektiği, ayrıca ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ile usulsüzlük cezası kıyaslanarak bunlara ait cezalardan miktar itibarıyla en ağırının kesileceği, bu şekilde tarh olunan vergi ve cezaların ihbarname ile tebliğ edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Yerinde yapılan denetimde örneklem olarak seçilen ilan ve reklam ile eğlence vergisi dosyalarının incelenmesi sonucunda; mükelleflerin verginin tarhı için vergi kanunları ile muayyen zamanlarda müracaat etmeyerek mükellefiyet tesis etmemeleri sonucunda idare tarafından yoklamaya çıkılarak beyana davet edildiği, bunun sonucunda beyan veren mükellefe cezasız işlem yapıldığı, beyan vermeyen mükelleflere ise doğrudan yoklama fişine istinaden ihbarname göndermeksizin cezasız tahakkuk yapıldığı tespit edilmiştir.
Bu durum, belediyenin Vergi Usul Kanunu hükümlerine aykırı işlem yapmasına ve bununla birlikte vergi aslının yanında fer’i alacaklarının tahsil edilmeyerek idarenin gelir kaybına uğramasına neden olmaktadır.
Kamu idaresi tarafından, yeni otomasyon programında vergi ziyai ve usulsüzlük cezaları modülünün aktifleştirilmesinden sonra bulgu ile ilgili mevzuata uygun işlemlerin yapılmasının sağlanacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereği söz konusu aksaklıkların giderilmesi için gerekli çalışmaların yapılarak tarh ve tahakkukların gerçekleştirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.