Karar Künyesi
Şirketin 2021 yılı mali işlemleri ve bunların dayandığı muhasebe belgelerinin incelenmesinde, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği Sıra No:1’e uygun olmayan işlemler olduğu tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Dürüst resim ilkesi” başlıklı 515’inci maddesinin,
“(1) Anonim şirketlerin finansal tabloları, Türkiye Muhasebe Standartlarına göre şirketin malvarlığını, borç ve yükümlülüklerini, öz kaynaklarını ve faaliyet sonuçlarını tam, anlaşılabilir, karşılaştırılabilir, ihtiyaçlara ve işletmenin niteliğine uygun bir şekilde; şeffaf ve güvenilir olarak; gerçeği dürüst, aynen ve aslına sadık surette yansıtacak şekilde çıkarılır.”
“Defter Tutma Yükümlülüğü” başlıklı 64’üncü maddesinin,
“(5) Bu Kanuna tabi gerçek ve tüzel kişiler, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun defter tutma ve kayıt zamanıyla ilgili hükümleri ile aynı Kanunun 175 inci ve
mükerrer 257 nci maddelerinde yer alan yetkiye istinaden yapılan düzenlemelere uymak zorundadır. Bu Kanunun defter tutma, envanter, mali tabloların düzenlenmesi, aktifleştirme, karşılıklar, hesaplar, değerleme, saklama ve ibraz hükümleri 213 sayılı Kanun ile diğer vergi kanunlarının aynı hususları düzenleyen hükümlerinin uygulanmasına, vergi kanunlarına uygun olarak vergi matrahının tespit edilmesine ve buna yönelik mali tabloların hazırlanmasına engel teşkil etmez.”
şeklindeki hükümleri kapsamında incelenmesinde aşağıda gösterilen hususlar tespit edilmiştir.
Vadesi geçmiş borçlara ilişkin olarak vade farkı hesaplanmaması
Şirketin 2021 yıl sonu itibariyle 25.204.424 TL tutarında satıcılara borçlu olması dolayısıyla, 320-Satıcılar Hesabında izlenen vadesi geçmiş borçlar için vade farkı gideri tahakkuk ettirilmesi gerekirken 2497 yevmiye nolu MİF ile tahakkuk ettirilen 396 TL dışında bunun yapılmadığı görülmüştür.
Bahse konu uygulama, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, Sıra No:1’de yer verilen “Bilanço İlkeleri, Yabancı kaynaklara İlişkin İlkeler’in 3’üncü bendine aykırıdır. Bu ilkeye göre , tutarları kesinlikle saptanamayanları veya durumları tartışmalı olanları da içermek üzere, işletmenin bilinen ve tutarları uygun olarak tahmin edilebilen bütün yabancı kaynakları kayıt ve tespit edilmeli ve bilançoda gösterilmelidir.
Ambar giriş ve çıkış işlemlerine ilişkin belgelerin düzensiz olması
Şirketin ambar işlemlerinde çeşitli düzensizlikler olduğu görülmüştür.
962 yevmiye nolu MİF ile … Ambalaj Matbaacılık Reklamcılık San.Tic. A.Ş.’den 58.586,40 TL tutarında çeşitli dijital baskılı malzeme alınmıştır. Yüklenici tarafından düzenlenen listede farklı malzemelerin 17.11.2021- 02.12.2021 arasında farklı tarihlerde tesliminin yapıldığı görülmüştür. Ancak ambar giriş fişi fatura tarihi olan 08.12.2021 tarihinde tek seferde alım yapıldığı şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre Şirket tarafından alımı yapılan dijital baskı malzemelerinin ambara girişi fiilen yapılmadan doğrudan kullanıma verildiği anlaşılmaktadır.
Şirket tarafından düzenlenen Ambar giriş fişlerinde sadece adet bilgisi ve 157.xx.xx.xxxx şeklinde malzemenin çeşidine göre belirlenen alt hesap kodları bulunmaktadır. Çok değişik çeşit ve evsafta bulunan tüketim malzemelerinin sadece malzeme ana çeşidine göre
doğru bir şekilde izlenmesi mümkün olmayıp, stok takibinin doğru yapılması için malzemenin üzerindeki kendine özgü orijinal seri no vb. ayırt edici numaralar/kodlar fişlerde yer almalı ve ambara girişi yapılan malzemelerin tutar bilgisi de fişte gösterilmelidir.
1731 yevmiye nolu MİF ile tüketime verilen malzemelerin ambar çıkışları 740- 770 ve 180, 255-264-265 kodlu hesaplara borç 157-Diğer Stoklar Hesabı içindeki ilgili hesaplara alacak yazılarak aylık (Mart) olarak yapılmış ve ambar çıkış fişleri ve ambar talep formlarının tek tek asılları MİF'e eklenmiştir. Ancak talep formlarının tarih, numara, malzeme çeşit ve miktarlarını gösteren listesi eklenmemiştir.
Bahse konu uygulama Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, Sıra No:1’de yer verilen “Tarafsızlık ve Belgelendirme” kavramına uygun değildir. Bu kavram, muhasebe kayıtlarının gerçek durumu yansıtan ve usulüne uygun olarak düzelenmiş objektif belgelere dayandırılması ve muhasebe kayıtlarına esas alınacak yöntemlerin seçilmesinde tarafsız ve ön yargısız davranılması gereğini ifade etmektedir.
Eksik gelir ve gider tahakkuku yapılması
8320 yevmiye nolu MİF ile 1.000.000 TL alacak tutarı alıcı … A.Ş.’nin kayıtlı borcundan düşülmüştür. İzmir Enternasyonel 2021 Fuarı kapsamında İZFAŞ tarafından …A.Ş. için reklam tanıtım amaçlı bazı faaliyetler yapılması karşılığında, yapılan sözleşmede yer alan sanatçıların fuarda konser vermesi için …. A.Ş.’nin gerekli tüm giderleri karşılaması şeklinde sponsorluk sözleşmesi (Sözleşme No:2021/HUD/Spo.01) yapılmıştır. Ancak bu kapsamda … A.Ş. tarafından 14.09.2021 tarih ve 3000019825 nolu fatura 1.000.000 TL tutarında düzenlenerek gönderilmiş ve Şirket bunu daha önce 120-Alıcılar Hesabına … A.Ş. adına kaydettiği alacak tutarından düşerek, karşılığı 1.000.000 TL’yi 740.08.04.054 hizmet üretim maliyetine kaydetmiştir. Ancak gelir ve giderlerin gayrisafi olarak kaydedilmesi için, bu işlem ile birlikte Şirketin … A.Ş.’ye sözleşme kapsamında sağladığı reklam ve tanıtım giderleri ile diğer bazı ücretsiz kullanım bedellerinin gelir tahakkukunun yapılarak, fuar satış geliri olarak kaydedilmesi gerekirdi.
Bu şekilde safileştirme suretiyle kaydedilen işlem, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, Sıra No:1’de yer verilen 1- Gelir Tablosu İlkeleri’nin, 2’nci fıkrasına aykırıdır. Bu temel ilkeye göre, bütün satışlar, gelir ve kârlar ile maliyet, gider ve zararlar brüt tutarları üzerinden gösterilirler ve hiç bir satış, gelir ve kar kalemi bir maliyet, gider ve zarar kalemi ile tamamen veya kısmen karşılaştırılmak suretiyle gelir tablosu kapsamından çıkarılamaz.
İzmir Büyükşehir Belediyesince Şirkete devredilen Gaziemir Fuar İzmir alanı kullanım hakkının kayıtlı değerinin güncellenmemesi
260-Haklar Hesabında kayıtlı fuar İzmir alanının kullanım-irtifak hakkına ilişkin bir değer güncellemesi yapılmadığı görülmüştür. Söz konusu duran varlığın 2021 yılı açılış kaydındaki değeri 45.536.907 TL olup, bilançoda yer alan en yüksek tutarlı bu duran varlığın değerinin güncellenmesi, varlık değerinin mali tabloda doğru gösterilmesi için gereklidir.
6102 sayılı TTK’nın Varlıklar ile borçların değerleme ölçüleri başlıklı 79’uncu maddesinin “(1) Duran ve dönen varlıklar Türkiye Muhasebe Standartları uyarınca bu standartlarda gösterilen ölçülere göre değerlenir. Borçlar ve diğer kalemler için de aynı standartlar uygulanır.” hükmü ile Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan BOBİFRS’nin 12. Maddi Duran Varlıklar bölümü, 12.15-12.20 arası maddelerinde belirtilen yeniden değerlemenin yapılmasına ilişkin kurallar gereğince değerlerinde önemli değişimler oluşan duran varlıkların yeniden değerlemesinin yapılması gerekmektedir.
Önceki yıllara ait giderlerin muhasebeleştirilmesi
Tabloda gösterilen işlemlerin ait oldukları dönem geçtikten sonra 2021 yılında muhasebeleştirildiği görülmüştür.
Bahse konu uygulama, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, Sıra No:1’de yer verilen “Dönemsellik” kavramına uygun değildir. Dönemsellik kavramı; işletmenin sürekliliği kavramı uyarınca sınırsız kabul edilen ömrünün, belli dönemlere bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanmasıdır. Gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesi, hasılat, gelir ve kârların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılması bu kavramın gereğidir.
Şirket çalışanlarının kusurlarından doğan zararların alacak kaydedilmemesi
Tabloda gösterilen işlemler ile Şirket tarafından çeşitli ceza, gecikme zammı, dava masrafı, icra faizi vb. ödendiği görülmüştür. Söz konusu tutarların kusurları nedeniyle Şirketi zarar uğratanlar adına ilgili oldukları hesaplara Şirket alacağı olarak kaydedilmediği görülmüştür.
Bahse konu uygulama, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, Sıra No:1’de yer verilen “Kişilik” kavramına uygun değildir. Bu kavram; işletmenin sahip veya sahiplerinden,
yöneticilerinden, personelinden ve diğer ilgililerden ayrı bir kişiliğe sahip olduğunu ve o işletmenin muhasebe işlemlerinin sadece bu kişilik adına yürütülmesi gerektiğini öngörmektedir.
Vadesi geçmiş alacakların takibinin yapılmaması, şüpheli alacak olarak izlenmemesi
Şirketin 2021 yılı sonunda satıcılara olan borçlarının 2020 yılına göre % 179 Alıcılardan olan alacaklarının ise % 216 arttığı görülmüştür. Buna göre şirketin ciddi bir nakit darlığı yaşadığı ve alacaklarını tahsil etmekte zorlandığı ve şüpheli alacak riskinin ciddi olarak arttığı görülmüştür.
Şirketin 2021 yılı Bağımsız Denetim Raporuna göre Şirketin alacaklarının 31.12.2021 tarihi itibariyle tutarı 27.808.850 TL olup ve bu tutar toplam varlıkların % 31’ini oluşturmaktadır. Bu alacakların 25.543.063 TL tutarındaki kısmının ise vadesinin geçtiği anılan raporda açıklanmıştır.
Şirketin 1 yevmiye nolu 2021 yılı Açılış fişinde yer alan 120-Alıcılar ve 136-Diğer Alacaklar Hesaplarında kayıtlı 10.747.730 TL tutarında alacak hakkında, (2021 yılı sonunda bu hesaplarda kayıtlı toplam alacak 31.829.519 TL’dir.) 2021 yılı içinde herhangi bir başka işlem yapılmadığı ve kısmen ya da tamamen tahsilata ilişkin herhangi bir MİF düzenlenmediği görülmüştür.
Bahse konu uygulama, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, Sıra No:1’de yer verilen “İhtiyatlılık” kavramına uygun değildir. Bu kavram, muhasebe olaylarında temkinli davranılması ve işletmenin karşılaşabileceği risklerin göz önüne alınması gereğini ifade eder. Bu kavramın sonucu olarak, işletmeler, muhtemel giderleri ve zararları için karşılık ayırırlar, muhtemel gelir ve kârları için ise gerçekleşme dönemlerine kadar herhangi bir muhasebe işlemi yapmazlar. Ancak bu kavram gizli yedekler veya gereğinden fazla karşılıklar ayrılmasına gerekçe oluşturamaz.
Söz konusu vadesi geçmiş teminatsız alacaklardan, düşük tutarda olanların protesto edilmesi veya yazılı olarak talep edilmesi; yüksek tutarda olanların ise takibe alınarak icra işlemlerinin başlatılması akabinde 128-Şüpheli Ticari Alacaklar ve 139-Şüpheli Diğer Alacaklar Hesaplarında izlenmesi gerekmektedir.
İştiraklere sermaye taahhütlerine ilişkin hesabın dönem içinde borç (ters) kalanı vermesi
62 yevmiye nolu MİF ile İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki … A.Ş. sermayesine iştirak edilen tutarı izlemek üzere 243-İştiraklere Sermaye Taahhütleri Hesabına borç, 102- Banka Hesabına alacak olarak 1.339.318 TL tutarının kaydedildiği, bu fiş tarihi itibariyle
243.08.01 nolu hesapta sermaye taahhüdünü gösteren her hangi bir alacak kaydı olmadığı, bu nedenle hesabın borç ters bakiye verdiği görülmüştür.
Anılan hesaba 21.01.2021 tarihli 313 yevmiye nolu fiş ile (… AŞ nin 11.12.2020 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden) 5.357.272 TL alacak kaydı yapıldığı; Şirketin 30.07.2021 tarihi itibariyle bu tutarda yükümlülük altına girdiği ancak bu süre içinde (01.01-30.07.2021) 7.143.029,25 TL nakit sermaye ödemesi yapıldığı ve bu nedenle hesabın yine 1.785.757,25 TL borç (ters) kalanı verdiği görülmüştür.
04.08.2021 tarihinde yapılan 7.143.029 TL’lik alacak kaydı ile hesabın 5.357.271,75 TL alacak kalanı vererek normale döndüğü , daha sonra 04.08.2021 tarihli fiş ile tekrar
7.143.029 TL taahhüt altına girildiği ve yıl sonu itibariyle iştiraklere yapılan sermaye payı taahhütlerinin tutarı 14.866.350 TL iken ödemelerin tutarının 8.128.916,25 TL olduğu, ödenmemiş (01.11.2021 tarihinde) taahhüt tutarının ise 6.737.433, 75 TL olduğu görülmüştür.
Buna göre Şirket iştirak edilen şirketin yönetim kurulu kararlarına istinaden sermaye taahhüt ve ödemelerini eş zamanlı kaydetmemekte ¼ oranındaki nakit ödemeyi tahakkuk kaydından önce kaydederek hesaba borç (ters) bakiye verdirmektedir.
Söz konusu kayıtlar muhasebenin temel işleyişine uygun olmayıp, kullanılan muhasebe kayıt ve raporlama sisteminin alt hesaplarda ters bakiye oluşturacak kayıtlara izin vermemesi gerekmektedir.
i) Sözleşme gereği yükleniciden tahsil edilecek cezalar için hak edişten kesinti yapılması yerine sonradan fatura düzenlenerek alacak kaydı yapılması
1371-1372 yevmiye nolu MİF'ler ile yüklenicilere sözleşme gereği tahakkuk ettirilen cezalar düşülmeden gider tahakkuku yapılmıştır. Ceza tutarı kadar 320-Satıcılar Hesabı alacak kaydı azaltılıp karşılığında ilgili hesaplara gelir kaydı yapılması gerekirken, bu kayıtlar yapılmamıştır. Cezalar için sonradan fatura kesilerek ceza tutarı kadar 320-Satıcılar Hesabına borç, 649-Diğer Olağan Gelir ve Karlar Hesabına alacak kaydı yapılmıştır. Ancak bu kayda rağmen henüz tahsil edilemeyen 1.302 TL bakiye kalmıştır. Bu şekilde sonradan kayıt yapılması usulü ile cezaların tahakkukunun doğru bir şekilde izlenmesi mümkün değildir. Ayrıca 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 229'uncu maddesi gereğince fatura satılan mal veya hizmetlerin karşılığında düzenlenen bir belgedir. Hak edişten kesilecek cezalarda ilgili birimin
düzenleyeceği ceza tutanağı ve yazısı karşı tarafa gönderilmelidir.Yapılan ödemeden veya tahakkuktan ödeme veya tahakkuk kaydı esnasında düşülmesi gereken tutarın sonradan tahsil edilmek üzere ayrı bir alacak olarak kaydedilmesi hatalı bir işlemdir.
Bahse konu uygulama, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği, Sıra No:1’de yer verilen “Özün önceliği” kavramına uygun değildir. Bu kavram, işlemlerin muhasebeye yansıtılmasında ve onlara ilişkin değerlendirmelerin yapılmasında biçimlerinden çok özlerinin esas alınması gereğini ifade eder. Genel olarak işlemlerin biçimleri ile özleri paralel olmakla birlikte, bazı durumlarda farklılıklar ortaya çıkabilir. Bu takdirde, özün biçime önceliği esastır.