Karar Künyesi
Belediye tarafından 1993 yılından itibaren ihaleyle kiraya verilen şehir içi halk otobüsü hatlarında kira sürelerinin belirlenmediği ve dolayısıyla sınırlandırılmadığı görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin vazifeleri” başlıklı 15’inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve “Belediyelerin hakları, salahiyet ve imtiyazları” başlıklı 19’uncu maddesinin beşinci fıkrası ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (p) bentlerinde yer alan hükümlere göre toplu taşıma hizmetinin yerine getirilmesi belediyelerin görev ve yetkileri arasında sayılmaktadır.
Belediyelerin toplu taşıma hizmetlerini, 5393 sayılı Kanun’un 15’inci maddesinin beşinci fıkrasına göre Danıştayın görüşü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kararıyla süresi kırkdokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebileceği; toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek suretiyle gerçekleştirebileceği gibi toplu taşıma hatlarını kiraya verme veya hizmet satın alma yoluyla da yerine getirebileceği hüküm altına alınmıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kiralarda sözleşme süresi” başlıklı 64’üncü maddesinde, kiraya verilecek taşınır ve taşınmaz malların kira süresinin on yıldan fazla olamayacağı ifade edilmiştir. 2886 sayılı Kanun çerçevesinde belediyenin görev ve yetkileri arasında sayılan toplu taşıma hizmetinin ihale yoluyla rekabete uygun, saydamlığı sağlayarak sürenin belirli olması gibi hususları da içerecek şekilde verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; belediyelerin yürütmekle görevli ve yetkili oldukları toplu taşıma hizmetini bizzat yapmak yerine imtiyaz suretiyle devrine karar verilmesi için Danıştayın görüşü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayının alınmasının ön koşul olduğu, kiralama yolunu seçmesi halinde ise hem taşınır hem taşınmazlar için kira süresinin 10 yılla sınırlı olduğu ve her iki durumunda 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olduğu ve toplu taşıma hizmetlerinin gördürülmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi halinde verilecek olan ruhsatın da süresiz bir şekilde verilemeyeceği anlaşılmaktadır.
Toplu taşıma hizmetlerinin imtiyaz, kiralama ve ruhsat usullerinden biri ile üçüncü kişilere gördürülebilmesi mümkün olmakla birlikte her üç yöntem bakımından da bu hizmetin üçüncü kişilere gördürülmesinde mutlak olarak belirli bir sürenin öngörülmüş olması zorunludur. Kanunlarda öngörülen sürelerden daha uzun bir sürenin öngörülmesi ya da hiçbir şekilde süre öngörülmemesi mevzuata aykırıdır.
Yapılan incelemede, Belediyenin ilki 1993 yılında ve sonuncusu da 2016 yılında olmak üzere toplam 80 adet şehir içi toplu ulaşım hattını ihale ile verdiği ancak yapılan tüm ihalelerde kira süresinin belirlenmediği ve bu nedenle mevzuata aykırı olarak işlem tesis edildiği tespit edilmiştir. Söz konusu süresiz kiralama işlemlerinin İdare tarafından hatalı bir şekilde satış olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, 5393 sayılı Kanun’un 15’nci maddesinde yer verilen toplu taşıma hizmetlerinin üçüncü kişilere gördürülmesi yöntemlerinden birini belirleme yetkisi
Belediyede olup kiralama yönteminin seçimi halinde 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre 10 yılı geçmemek üzere ihale yapılması gerekmektedir.
Kamu İdaresince verilmiş olan cevapta özetle, İdarenin yüksek tutarda gelir elde etmek üzere söz konusu şehir içi ulaşım araçlarının plakalarının ihale yapılmak suretiyle satıldığı, kiralama yapılmadığı belirtilmiştir.
Ancak yukarıda açıklandığı üzere İdarenin yasal asli görevlerinden olan ulaşım hizmetlerinin üçüncü kişilere süresiz olarak devredilmesi sonucunu doğuran bu süresiz kiralama (satış) işlemlerinin yasal dayanağı bulunmadığından yapılan işlemler mevzuata aykırıdır.
Ayrıca süresiz kiralama yapıldığı dönemde nispeten yüksek gelir getirmiş gibi görünse de kentin büyüdüğü ve kent nüfusunun zaman içinde arttığı düşünüldüğünde uzun vadede İdarenin gelir kaybına uğrayacağı açıktır.
İdarece ileri sürülen geçmişte plaka kiralamış işletmecilerin tazminat taleplerinin ortaya çıkabileceği iddiası da tutarlı ve yerinde değildir. Zira bulgu konusu süresiz verilen plakaların 10 yıl ve üzeri imtiyaz hakkı şeklinde yeniden kiralaması yapılacağından geçmişte süresiz satışı ile elde edilmiş olan gelirden yukarıda açıklandığı şekilde değişen şartlar nedeniyle İdare lehine bir artış olması kuvvetle muhtemeldir. Bununla birlikte tazminat talepleri yargı mercilerince uygun görülse bile bunların geçmişte işletme ile elde ettiği net kazançlar söz konusu talep tutarlarından mahsup edilecektir.
Ayrıca yeni dönemde yapılacak kiralamaların süreli öncekilerin ise süresiz oluşu yapılacak olan yeni ihalelere talebi azaltabilecek, gelirleri düşürebilecek ve süre yönünden hukuki itirazlara da yol açabilecektir.
Bu çerçevede mevzuata aykırı olan ve İdareyi uzun vadede dolaylı olarak zarara uğratabilecek uygulamanın mevzuata uygun hale getirilmesi gerekmektedir.