Karar Künyesi
Şirketin, kurumsal itibarın arttırılması ihtiyacını; ihale usullerine uyulmaksızın, ülke genelinde yayın yapan ulusal televizyon kanallarından bazılarına reklam vererek piyasa fiyat araştırması yapılmaksızın ve ilansız olarak doğrudan temin ile karşıladığı görülmüştür.
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Doğrudan temin” başlıklı 22’nci maddesi birinci fıkrasının (b) bendinde, sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaç ile ilgili özel bir hakka sahip olması durumunda ihtiyaçların ilan yapılmaksızın ve teminat alınmaksızın doğrudan temin usulü ile alınabileceği belirtilmiştir.
Kamu İhale Genel Tebliği’nin “İhtiyacın özel bir hakka sahip gerçek veya tüzel tek kişiden temini” başlıklı 22.3’üncü maddesinde; “4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (b) bendi sadece gerçek veya tüzel tek kişinin ihtiyaç ile ilgili bilimsel, teknik, fikri veya sanatsal vb. nedenlerle özel bir hakka sahip olmasını ifade etmektedir. Bu nedenle, ihale konusu mal veya hizmet, bilimsel, teknik, fikri veya sanatsal vb. nedenlerle ve münhasır hakların korunması nedeniyle sadece belirli bir mal tedarikçisi veya hizmet sunucusu tarafından sağlanabiliyorsa, ilan yapılmaksızın anılan madde hükmüne göre doğrudan temin yoluyla ihtiyaçların karşılanması mümkün bulunmaktadır. Örneğin idarelerin diğer usullerle temini mümkün olmayan bilimsel yayın, fikir ve sanat eseri, belirli bir akademik kişiden eğitim vb. mal veya hizmetler bu bent kapsamında temin edilebilecektir. İdareler, 4734 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (b) bendinin uygulamasında, (Tek Kaynaktan Temin Edilen İhtiyaçlara İlişkin Standart Formu-KİK022.0/M ve KİK021.0/H) kullanarak ihtiyacın neden sadece özel bir hakka sahip gerçek veya tüzel tek kişiden karşılanabileceğini detaylı olarak yazacak, fiyat araştırması yapacak, ihtiyaç konusu mal veya hizmetin niteliklerini tarif edecek ve bu hususlara ilişkin bütün belgeleri standart forma ekleyeceklerdir.” denilmiştir.
Dolayısıyla, yukarıda yer alan yasal düzenlemelere göre; 4734 sayılı Kanun’un 22’nci maddesi birinci fıkrasının (b) bendine göre yapılacak alımlarda gerçek tek kişinin ihtiyaç ile
ilgili özel bir hakka sahip olması gerekir. Bu özel hak sadece belirli bir hizmet sunucusu tarafından sağlanabiliyorsa ilana çıkılmaksızın madde hükmüne göre doğrudan temin yoluyla ihtiyaçların karşılanması mümkündür. Ancak, ihtiyacın sadece gerçek veya tüzel tek kişi haricinde başkaları tarafından karşılanabilme imkânı var iken bu yönteme başvurarak doğrudan temin ile hizmet alımının gerçekleştirilmesi mevzuata uygun düşmeyecektir.
Yapılan incelemede; ülke genelinde yayın yapmakta olan muhtelif ulusal televizyon kanalları mevcut olmasına rağmen, bazı tv kanallarında hava durumu sunumundan önce ve sonra reklam verilerek kurumsal itibarın arttırılması amacıyla yapılan reklam hizmeti alımının piyasa araştırması yapılmadan ve ilansız olarak doğrudan temin yöntemi (22/b) ile gerçekleştirildiği ve ödemelerinin yapıldığı tespit edilmiştir. Mezkûr alımlara ilişkin olarak Şirket tarafından sunulan doğrudan temin dosyasında; Tebliğ’e göre düzenlenecek, ihtiyacın neden sadece özel bir hakka sahip gerçek veya tüzel tek kişiden karşılanabileceğini gösteren formun (Tek Kaynaktan Temin Edilen İhtiyaçlara İlişkin Standart Formu-KİK022.0/M ve KİK021.0/H) bulunmadığı görülmüştür. Kaldı ki, madde hükmünden anlaşılacağı üzere, sadece tek kişinin ihtiyaç ile ilgili özel bir hakka sahip olması durumunda bu yönteme başvurabileceği mümkün olduğundan, kurumsal itibarın arttırılması için hava durumu öncesi ve sonrasında reklam verme ihtiyacının ulusal yayın yapan birçok televizyon kanalı ile karşılanabileceği açıktır.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, Şirket tarafından; reklam verme hizmetinin, fikri veya sanatsal nedenler kapsamında değerlendirilerek Şirket bütçesine ve amaca en uygun medya kuruluşları seçilmek suretiyle gerçekleştirildiği, bundan böyle reklam verme işinin temel ilkeler göz önünde bulundurularak temin edileceği belirtilmiştir.
Ancak, bulgu metninde de ifade edildiği üzere, “hava durumu” programı/sunumundan önce ve sonra reklam verilerek kurumsal itibarın arttırılması ihtiyacının ülke genelinde yayın yapmakta olan muhtelif ulusal televizyon kanalları ile karşılanması mümkün iken, belirli kanallar belirlenerek ilan yapılmaksızın fikri ve sanatsal haklar kapsamında değerlendirilip doğrudan temin kapsamında bu ihtiyacın temin edilmesi hukuken yerinde bir değerlendirme ve uygulama olmayacaktır. Zira, böyle bir değerlendirme söz konusu reklamın sadece belirlenen kanallar tarafından verilebilecek durumda olması gibi hatalı bir ön kabule dayanmaktadır.
Netice olarak, ihtiyaçların ihale usulleri ile temin edilmesi, istisnai ve özel durumlara münhasır olarak düzenlenen doğrudan temin yönteminin, sadece Kanun’da açık olarak sayılan
durumlarda ve şekilde kullanılması, ihtiyaçların temininde Kanun’un 5’inci maddesinde yer alan temel ilkelerin göz önünde bulundurulması uygun olacaktır.