2886 sayılı Devlet İhale Kanunu çerçevesince ihalesi yapılan “İBB’nin Mülkiyeti, Yönetimi ve Tasarrufu Altında Bulunan Alanlarda Akıllı Şehircilik Uygulamalarının 3 Yıl Süre ile İşletilmeye Verilmesi İşi”ne ilişkin sözleşmenin uygulanması sürecinde gelir tahsilatlarının eksik yapıldığı görülmüştür.

İBB’nin Mülkiyeti, Yönetimi ve Tasarrufu Altında Bulunan Alanlarda Akıllı Şehircilik Uygulamalarının 3 Yıl Süre ile İşletilmeye Verilmesi İşi, Belediye Encümeninin 12.02.2020 tarihli ve 145-30 sayılı Kararı’na istinaden, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu çerçevesinde 5.600.000,00 TL+KDV/Yıl bedel ve 1.008.000,00 TL teminatla ihale edilmiş olup, ihaleyi kazanan firma ile İstanbul Beyoğlu 43’üncü Noterliğinden onaylı 13.03.2020 tarihli ve 09374 sayılı işletme sözleşmesi imzalanmıştır.

Sözleşme imzalanması sonrası yüklenici tarafından İdareye yazılan yazıda; İşletme Sözleşmesinin 11’inci maddesinde yer alan mücbir sebeplerden “genel salgın hastalık” durumunun oluştuğu ve bu suretle sözleşme başlangıç tarihi olan 13.03.2020 ile mücbir sebebin sona ereceği öngörülen 12.09.2020 tarihleri arası dönemin mücbir sebep kapsamında değerlendirilmesi, bu 6 aylık sürenin sözleşme sonu olan 13.03.2023 tarihinden sonraya ilave edilmesi ve bu 6 aylık süre için 2020 yılında ödenecek 2.800.000,00 TL+KDV’nin 12.03.2023 tarihinden sonraya eklenecek ilave süre başlayınca ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

Sonrasında ise İdare tarafından, 7244 sayılı Kanun ve 11.05.2020 tarihli ve 425 sayılı İBB Meclis Kararı kapsamında; pandemi sürecinin sözleşmenin 11’inci maddesinde açıklanan mücbir sebeplerden olması nedeniyle, sözleşme süresinin 3 ay daha uzatılması ve bu çerçevede 13.03.2020 tarihinden itibaren sözleşmenin 12’nci maddesi gereğince 4 ay içerisinde ödenmesi gereken 2020 yılı işletme bedelinin son ödeme tarihinin üç yıl ertelenerek 13.06.2023 olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

Söz konusu İdare Kararı’nda bahsi geçen Yeni Koronavirüs (Covıd-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda


Değişiklik Yapılmasına Dair 7244 sayılı Kanun’un 1’inci maddesinin (ç) bendinde de; “Büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve bağlı kuruluşları ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinin mülkiyetinde veya tasarrufunda olan taşınmazlara ilişkin olarak ilgili mevzuatınca yapılan satış, ecrimisil ve kiralamadan kaynaklanan bedellerin veya tutarların, 19/3/2020 tarihinden itibaren 3 aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gereken kısımlarının 3 ay ertelenmesine büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve birliklerde meclis; bağlı kuruluşlarda ise yetkili karar organı yetkilidir. Bu süreler, bitiminden itibaren ilgisine göre Çevre ve Şehircilik Bakanı veya İçişleri Bakanı tarafından 3 aya kadar uzatılabilir. Söz konusu alacaklar ertelenen süre sonunda, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde, herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulanmadan tahsil edilir. Faaliyetleri durdurulan veya faaliyette bulunamayan işletmelerin faaliyette bulunmadığı döneme ilişkin olarak kira bedelleri tahsil edilmez.” hükmüne yer verilerek, kiraların üç ay ertelenebileceği ve bu ertelenen süre sonunda, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitle tahsil edileceği, ertelemelerden sonra da faaliyette bulunmayan işletmelerin kira bedellerinin tahsil edilmeyeceği ifade edilmiştir.

Bahsi geçen Kanun’un verdiği yetki çerçevesinde 11.05.2020 tarihli 425 sayılı İBB Meclis toplantısında; “Belediyemizin 19.03.2020 tarihinden itibaren üç aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gereken kira, ecirimisil ve taşınmaz satışına dair tahakkuk ve tahsilat işlemlerinde bedellerinin veya tutarlarının üç ay ertelenmesi ve söz konusu alacakların ertelenen süre sonunda, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde, herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulanmadan tahsil edilmesi ve faaliyetleri durdurulan veya faaliyette bulunamayan işletmelerin faaliyette bulunmadığı döneme ilişkin olarak kira bedellerinin tahsil edilmemesi” Kararı oybirliği ile kabul edilmiştir. Dolayısıyla, Büyükşehir Belediyesince 19.03.2020 tarihinden itibaren tahsili gereken alacakların 3 ay ertelenerek 19.06.2020 tarihinden sonraya ertelenmesi ve faaliyetlerin devam durumuna göre ertelenen süre kadar eşit taksite bölünmesi gerekmektedir. Faaliyetleri devam etmeyen işletmeler için ise, Kanun hükmüne uygun olarak tahsil sürecinin erteleneceği karara bağlanmıştır.

Yapılan incelemede, ilgili Şirket tarafından imalatlara 2020 yılının Temmuz ayında başlanıldığı görülmektedir. Bu durumun yukarıda bahsi geçen mevzuatla birlikte değerlendirilmesinde ise, 2020 yılına ilişkin işletme bedelinin 13.03.2020 tarihine eklenecek 3 aylık süreden sonra 13.06.2020 tarihinden hatta Kanun’dan kaynaklanan tarih olan 19.06.2020 tarihinden itibaren 4 aylık süre içerisinde tahsilinin gerektiği, söz konusu üç aylık süreye isabet eden kısma ilişkin 2020 işletme bedelinin aynı zamanda faaliyetlerin de başladığı Temmuz


2020’den itibaren üç eşit taksitte ve her ayın son günü vade günü olmak üzere hesaplama yapılıp tahsil edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ayrıca sözleşmenin 12’nci maddesine istinaden vadesinde ödenmeyen bedellerin de yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesi gerekmektedir

Takip eden 2021 yılına ilişkin işletme bedelinin de Sözleşmenin 12’nci maddesi gereğince TÜFE aylık değişim oranına göre artırılması gerekmektedir. Buna göre, 2021 yılı işletme bedeli olarak tahsil edilecek tutarın (vade tarihi: 31.01.2021), tahakkuk değil tahsilat tarihinin (tahsilat tarihi: 11.03.2021) esas alınarak, gecikmeye bağlı faizi ile birlikte hesaplanması gerekmektedir. Ancak İdare tarafından söz konusu tutar, gecikme faizine tabi tutulmadan alınarak eksik tahsilat yapılmıştır.

Söz konusu hatalı işlemlerin İdare ile paylaşılması neticesinde; 24.12.2021 tarihi itibariyle ilgili Şirket alacaklarından toplam 7.236.768,04 TL tutarında mahsup (tahsilat) yapılmış olmakla birlikte, 31.12.2021 tarihi itibariyle geriye 1.012.972,86 TL alacağın kaldığı ve bu tutarın da tahsil edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, söz konusu tahsilat mevzuu haricinde, söz konusu İş’e ilişkin olarak ihalenin başında alınan teminatın, Sözleşmenin 7’nci maddesi gereği yıllık Tüketici Fiyat Endeksindeki (TÜFE) 12 aylık ortalamalar esas alınarak güncellenmediği de görülmüştür.

5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun üçüncü maddesine göre, kamuya ait taşınır ve taşınmazlar kamu kaynakları arasında sayılmaktadır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 23’üncü maddesine göre de, taşınmaz gelirleri Büyükşehir Belediyesinin gelirleri arasında yer almaktadır. Büyükşehir belediyesinin hak ve menfaatlerini izlemek, alacak ve gelirlerinin tahsilini sağlamak da meri mevzuat gereği Büyükşehir Belediye Başkanının görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Dürüst davranma” başlıklı ikinci ve “İyiniyet” başlıklı üçüncü maddelerinde de;

“Dürüst davranma


Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.

İyiniyet


Madde 3- Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse


iyiniyet iddiasında bulunamaz.” denilmek suretiyle hukuki süreçlerde dürüst davranma ve iyiniyetin esas olduğu hüküm altına alınmıştır.

6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125 ve 126’ncı maddelerinde;


“c. Seçimlik haklar


MADDE 125-Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.

    1. Sürekli edimli sözleşmelerde


MADDE 126- İfasına başlanmış sürekli edimli sözleşmelerde, borçlunun temerrüdü hâlinde alacaklı, ifa ve gecikme tazminatı isteyebileceği gibi, sözleşmeyi feshederek, sözleşmenin süresinden önce sona ermesi yüzünden uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir.” hükümlerine yer verilerek, borçlunun temerrüdü halinde alacaklının seçimlik haklarının neler olduğu belirlenmiştir.

Özet olarak, İdare ile işletmeci arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sürecinde, İdarenin 2020 yılı işletme bedelinin 3 yıllık ertelenmesi kararı hukuki dayanaktan yoksundur. Dolayısıyla, işletme bedeline ilişkin tahakkuk ve tahsilatların zamanında ve eksiksiz yapılmasının gerektiği, teminatların yıllık olarak güncellenmesi gerektiği ve sözleşmeye aykırılık durumunda mevzuatın gerektirdiği tüm işlemlerin İdarece yapılmasının gerekli olduğu düşünülmektedir.

Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; bulgu doğrultusunda işlem yapılacağı ifade edilmiştir.

Sonuç olarak, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu ve söz konusu İş’e ilişkin sözleşmede yer alan hükümler


doğrultusunda; kullanım hakkı sürecinde tahsilatların düzenli olarak yapılması, akde aykırılık oluşturan durumlarda gerekli işlemlerin İdare tarafından ivedi olarak yapılması gerekmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?