Karşıyaka Belediyesi 2018 mali yılı iş ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde Belediyenin karar organı Belediye Meclisi’nin 7 Haziran 2018 tarih ve 2526 sayılı kararıyla “… Belediyemizin hüküm ve tasarrufu altında olan … (hali hazırda 193 adet Billboard, 136 adet CLP (Raket), 24 adet Dijital Ekran (CLP), 7 adet Light Box, 7 adet Mega Light ve 2 adet Dijital Ekran (Büyük) ile … 22 adet Billboard, 1 adet Dijital Ekran (Büyük) ve … 142 adet Billboard, 2 adet Light Box ve 2 adet Mega Light olmak üzere) toplamda 357 adet Billboard, 136 adet CLP 2 (Raket), 24 adet Dijital Ekran (CLP), 9 adet Light Box, 9 adet Mega Light ve 3 adet Dijital Ekranda (Büyük) reklam yapılması işi işletme hakkının 10 (on) yıl süre ile … ayni sermaye olarak …” belediyenin sermayesinin % 96’sına sahip olduğu Kent Karşıyaka Sosyal Tesis İşletmeleri San. Tic. A.Ş.’ye (KENT AŞ) verilmesinin kararlaştırıldığı tespit edilmiştir.


Belediye meclisi kararının gereği 2018 yılsonu itibarıyla tekemmül etmemiş, bu alanların işletme hakkının KENT AŞ’ye ayni sermaye olarak verilmesine ilişkin işlemler henüz tamamlanamamıştır. 2018 yılı içinde yapılan işlemler, hali hazırda bu reklam alanlarının işleticisiyle belediye arasındaki sözleşmenin feshedilmesi sonucu bu alanların işletme hakkının herhangi bir sözleşme olmaksızın ve bedel alınmaksızın KENT AŞ’ye verilmesi ve bu alanların


değerinin belirlenmesi olmuştur.


Ele alınması gereken ilk konu, bu alanların belediye şirketine ayni sermaye olarak konulmasıdır. Şunu baştan belirtmek gerekir ki ayni sermaye olarak konulacak varlıklar bu sermayeyi koyacak kişilerin mülkiyetinde olmalıdır. Oysa belediyenin ayni sermaye olarak koymak için işlemlerini yürüttüğü varlıklar 5393 sayılı Belediye Kanunu gereği belediyenin tasarrufuna bırakılmış alanlar olup belediyenin mülkiyetinde değildir.


5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 79’uncu maddesinde belediye sınırları içinde bulunan ve sahipsiz arazi niteliğinde olan seyrangâh, harman yeri, koruluk, dinlenme yerleri ve benzeri yerlerin belediyenin tasarrufunda olduğu belirtilmiş, ancak bu yerlerin belediye mülkiyetine geçeceğine ve tapuda belediye adına tescil edileceğine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.


5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu’nun 26’ncı maddesinde büyükşehir belediyelerinin mülkiyeti veya tasarrufundaki bazı işletmelerin belediye şirketlerine, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın belediye meclisince belirlenecek süre ve bedelle işletilmesini devredebileceği hüküm altına alınmış olmasına rağmen 5393 sayılı Kanun’a tabi belediyeler için böyle bir düzenleme yapılmamış, belediyenin tasarrufu altındaki yerlerin devrine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.


6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 342’nci maddesinde nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen malvarlığı unsurlarının ayni sermaye olarak şirket sermayesine konulabileceği belirtilmiş, 343’üncü maddesindeyse konulan ayni sermayeye şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçileceği hüküm altına alınmıştır. 6102 sayılı Kanun’un 128’nci maddesinde taşınmaz mülkiyetinin veya diğer ayni bir hakkın sermaye olarak konulması hâlinde, şirketin bunlar üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescilin gerekli olduğu ifade edilmiştir. Sermaye artırımı ile ilgili düzenlemelere de 456 ve 457’nci maddelerde yer verilmiştir.


Belediye sınırları dâhilinde bulunan reklam alanları ve bu alanların oluşturduğu işletmeler Belediyenin mülkiyetinde olan yerler değildir. Bu yerlerin sadece tasarruf yetkisi Kanun’la belediyelere verilmiş, söz konusu yerler tapuda belediye adına tescil edilmemiştir. Mezkûr yerlerin nasıl ki satışı mümkün değilse ayni sermaye olarak bir şirkete devredilmesi ve bu alanlardaki tasarruf hakkının kaybedilmesi de mümkün değildir. Zira bu yerlerdeki tasarruf yetkisi Kanun’la verilen bir yetkidir ve yapılacak devir işlemi Kanun’la verilen yetkinin devri anlamına gelmektedir. Hâlbuki Kanun’la verilen bir yetki ancak Kanun’da hüküm bulunması


durumunda devredilebilir. Aksine bir uygulama yetki tecavüzü oluşturup yapılan işlemi yetki yönünden sakat durumu getirecektir.


Ayni sermaye artışı sadece meclis kararı ile yapılabilecek bir işlem değildir. Öncelikle ilgili şirket tarafından sermaye artırımına ilişkin karar alınmalı, bu karar tescil edilmeli, Kanun’da yazan diğer işlemler yerine getirilmelidir. Aynı zamanda asliye ticaret mahkemesince değer tespiti yapılmalı, söz konusu malvarlığının ayni sermaye olarak şirket sermayesine eklenebileceğine karar verilmelidir. Söz konusu değer tespitinden sonra ilgili sermaye artışı muhasebe kayıtlarına alınmalı ve mali tablolarda 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabında gösterilmelidir. Ayrıca, 27 Haziran 2018 tarihli bir ayni sermaye kabul kararı bulunmakla birlikte anılan şirket tarafından usullerine uygun olarak nitelik ve türü belirtilerek alınmış ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil edilmiş bir ayni sermaye artırım kararı ibraz edilememiştir. Buna göre; belediye mülkiyetinde olmayan, sadece tasarruf yetkisi belediyeye verilen bir yerin Kanun’da yetki devrine ilişkin hüküm olmamasına rağmen her ne ad altında olursa olsun devri mümkün değildir. Ayrıca sermaye artırımına ilişkin şirkette karar alınıp gerekli tescil vb. işlemler yapılmadan ve sermaye artışına ilişkin tutar mali tablolarda gösterilmeden fiilen devrin gerçekleştirilmesinde ve ilgili şirketin işletme hakkını kullanmaya başlamasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.


Ele alınacak diğer bir konuysa söz konusu varlıkların değerinin belirlenmesi işlemiyle ilgilidir. Söz konusu Asliye Ticaret Mahkemesi Bilirkişi Raporu incelendiğinde 2018 yılında bu alanların işletilmesinden elde edileceği takdir edilen gelirlerin 10 ile çarpıldığı ve bu varlıkların edinim giderlerinin düşülerek bu işletme hakkının bedelinin tespit edildiği görülmektedir. Şunu baştan söylemek gerekir ki bu şekildeki bir değer biçme işlemi gerçek değeri yansıtmamaktadır. Zira öncelikle şirket açısından herhangi bir edinme gideri olmadığı halde elde edilmesi muhtemel 10 yıllık kira gelirinden edinim gideri düşülmüştür. Değer takdirindeki diğer yanlışsa 2018 yılı için belirlenmiş olan kira bedelinin eskalasyon işlemine tabi tutulmaksızın, 2018 yılındaki kira bedeli sanki sonraki 10 yıl boyunca herhangi bir artışa uğramaksızın geçerli olacağı varsayımıyla 10 ile çarpılması olmuştur. Oysa varlıkların değerinin, 2018 yılı için tespit edilen kira bedelinin en azından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun öngördüğü kira artış oranının 10 yıllık ortalamasıyla eskalasyon işlemine tabi tutulması ve bundan da herhangi bir edinim maliyeti düşülmeksizin tespit edilmesi gerekirdi.


Yukarıda açıklandığı şekilde yalnızca tasarrufu yetkisi belediyeye bırakılmış bulunan alanlardaki reklam panoları ve bunların işletme hakkının belediyenin % 96 payla sahip olduğu


KENT AŞ’ye ayni sermaye olarak 10 yıl süreyle devrinde bir hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Bu durum ancak ihalesiz iş görme olarak nitelenebilir. Ayni sermaye olarak konulmak istenen alanların değerinin takdir edilmiş tutarıysa gerçeği yansıtmamaktadır.

Kamu idaresi cevabında; "Belediyemizin hüküm ve tasarrufu altında olan ve ekli listede yerleri ve yapılması planlanan işler belirtilen (hali hazırda 193 adet Billboard, 136 adet CLP (Raket), 24 adet Dijital Ekran (CLP), 7 adet Light Box, 7 adet Mega Light ve 2 adet Dijital Ekran (Büyük) ile mevcut yerlerinden belirlenen noktalara taşınması planlanan 22 adet Billboard, 1 adet Dijital Ekran (Büyük) ve mevcut yerlerinden kaldırılarak farklı noktalara konumlandırılması planlanan 142 adet Billboard, 2 adet Light Box ve 2 adet Mega Light olmak üzere) toplamda 357 adet Billboard, 136 adet CLP (Raket), 24 adet Dijital Ekran (CLP), 9 adet Light Box, 9 adet Mega Light ve 3 adet Dijital Ekranda (Büyük) reklam yapılması işi işletme hakkının 10 (on) yıl süre ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 18. maddesi kapsamında Kent Karşıyaka Sosyal Tesis İşletmeleri San. Tic. A.Ş.’ ne ayni sermaye olarak konulması Meclisimizin 07/06/2018 gün ve 103 sayılı kararı ile kabul edilmiş olup, Kent Mobilyalarının İşletme haklarının KENT A.Ş.’ye ayni sermaye olarak aktarabilmesi amacıyla söz konusu işletme haklarının on(10) yıllık bedelinin değer tespiti istemiyle açılan Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 30.11.2018 tarih ve 2018/380 E., 2018/540 K.sayılı kararıyla 10 yıllı intifa hakkının değerler tespit edilmiştir.

Söz konusu alanların yetki dahilinde işletilmesine yönelik olup, devri söz konusu değildir. Yetki devri anlamına gelmemektedir yetki dahilindeki işletme gelirinin aktarılmasıdır. " denilmektedir.

Sonuç olarak Karşıyaka Belediyesinin, Belediye Meclisinin 07/06/2018 tarih ve 103 sayılı kararıyla 5393 sayılı Kanun'da tasarruf hakkı kendisine verilen ancak ne mülkiyet hakkı ne de buna benzer bir ayni hak verilmeyen reklam alanlarının 10 yıl süreyle işletme hakkını ayni sermaye olarak KENT AŞ'ye vermesinin meri mevzuata uygun olmayan bir işlem olduğu bulgu metninde belirtilmişti. Bulguya Belediye tarafından verilen cevaptaysa bulguda ileri sürülen hususlara ilişkin yeni bir şey söylenmemektedir. Tekraren belirtecek olursak mevzuatta ayni sermaye olarak konulacak varlıkların, ayni sermaye taahhüdünde bulunan kişinin mülkiyetinde olması gerekmektedir. Bunun dışında, kişinin kendisinin malik gibi hükmedemediği bir varlığı ayni sermaye olarak diğer bir kişiye vermek istemesi hukuk düzenimizde düzenlenmiş bir durum değildir. Bu haliyle Belediye tarafından yapılan işlem, reklam alanlarının işletme hakkının ihale yapılmaksızın belirlenen süre karşılığında bedelsiz bir şekilde KENT AŞ'ye verilmesi mahiyetine bürünmektedir. 6102 sayılı Kanun'da düzenlenen ortak olunan şirketlere ayni sermaye konulması, günün gelişen şartları çerçevesinde pek tabi ki


farklı amaçlarla kullanılabilir. Bu durum kanun koyucunun hukuki düzenlemeyi yaparken böylesi durumları düşünmemiş, göz önünde bulundurmamış olmasından da ileri gelebilir. Ancak bu durumlarda dahi konuluş amacı dışında farklı amaçlarla kullanılacak hukuki düzenlemeye ilişkin şartların var olması, ilgili kişilerce bu şartların tamamının birlikte sağlanması gerekmektedir. Somut olayda Belediyenin şirketine ayni sermaye koyması işleminde şartlar sağlanamamıştır.

Diğer taraftan söz konusu alanların ayni sermaye olarak konulması durumunda mali tablolarda hangi tutarla gösterileceği tespitine Belediye tarafından cevap verilmediği görülmektedir. Burada en yalın haliyle bir kez daha belirtmek faydalı olabilir. Yapılan değer tespit işlemi 2018 yılı için takdir edilen değerin, sanki 10 yıl boyunca hiç değişmeyecekmiş gibi düşünülerek 10 ile çarpılmasından ibarettir. En basit bir konut kirasında dahi kiralar yıldan yıla değişmektedir. Konu öylesine ehemmiyet arz etmektedir ki kanun koyucu konut kiralarının artışı için bir tavan olarak addedilebilecek endeks belirlemiştir. Bu durumda reklam alanlarının işletme hakkının 10 yıl boyunca sabit kalacağı varsayımıyla değer takdiri, bu alanların olması gerekenden daha düşük bir değerle mali tablolarda görünmesine ve sonrasında bu değer baz alınarak bir kiralama işlemi yapılacak olunursa düşük tutarlı bir kiralama işlemine, dolayısıyla kamu gelirlerinde artışa engele sebep olacaktır. Oysaki bu değer takdiri işleminin, 2018 yılı için takdir edilen değere, sonraki 10 yıl boyunca kiraların ne düzeyde artacağını dikkate alan tahmini bir indirgeme-eskalasyon oranının uygulanması suretiyle yapılması gerekirdi.

Belediyenin yalnızca tasarruf yetkisine sahip olduğu, maliki olmadığı bir varlığın ayni sermaye olarak konulması ve bunun değerinin olması gerekenden düşük tespit edilmiş olmasına itiraz edilmemiş olmasının yürürlükteki mevzuata uygunluk taşımadığı ve bu işlemin mali tablolarda olması gerekenden daha düşük bir tutarla gösterilmesine sebep olacağı değerlendirilmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?