İdare ile Vakıf Başkanlığını Maltepe Belediye Başkanı’nın yürüttüğü S. P. Vakfı arasında ortak hizmet projesi/protokolü kapsamında, İdare taşınmazlarının Vakıf üzerinden özel bir şirkete devredildiği, söz konusu hatalı uygulamaların çeşitli yıllardaki Sayıştay Denetim Raporları ile tenkit edilmesine rağmen herhangi bir girişimde bulunulmadığı ve mevcut protokol hükümlerinin de tam anlamıyla yerine getirilmediği görülmüştür.

A- İdare’nin Özel Okul Olarak Kullanılan Taşınmazındaki Hatalı Uygulamanın Sayıştay Denetim Raporu ile Tenkit Edilmesine Rağmen Düzeltilmesine Yönelik

Girişimde Bulunulmaması ve Mevcut Protokol Hükümlerinin Tam Anlamıyla Yerine Getirilmemesi

Ortak hizmet projesi/protokolü kapsamında, İdare taşınmazı üzerinde S.P.… Vakfı lehine sınırlı ayni hak (intifa ve üst hakkı) tesis edildiği, Vakıf tarafından işletme hakkının özel bir şirkete devredildiği, söz konusu hatalı uygulamanın çeşitli yıllardaki Sayıştay Denetim Raporları ile tenkit edilmesine rağmen iptal edilmediği ve mevcut protokol hükümlerinin de tam anlamıyla yerine getirilmediği görülmüştür.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Bütçelerden Yardım Yapılması” başlıklı 29’uncu maddesinde; gerçek veya tüzel kişilere kanunda veya cumhurbaşkanlığı kararnamesinde dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamayacağı, yardımda bulunulamayacağı veya menfaat sağlanamayacağı düzenlenmiştir.

Aynı Kanun’un “Taşınmaz tahsisi” başlıklı 47’nci maddesinde; kamu idarelerinin, kanunlarında veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde belirtilen kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için mülkiyetlerindeki taşınmazlarla Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri, birbirlerine ve köy tüzel kişiliklerine bedelsiz olarak tahsis edebileceği belirtilmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Diğer kuruluşlarla ilişkiler” başlıklı 75’inci maddesinde; belediyelerin, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği, diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınmasının gerektiği; kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebileceği veya süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebileceği hükümlerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, dernek ve vakıflara belediye taşınmazlarının uzun süre kullandırılması ortak hizmet projesi değil, tahsis niteliğindedir. Dolayısıyla meclis kararının varlığı, taraflar arasında protokol düzenlenmesi ve mahallin en büyük mülki idare amirinin onayının olması Belediye taşınmazının ortak hizmet projesi adı altında Vakfa veya işletme hakkının üçüncü kişilere devredilebilmesini mümkün kılmamaktadır.

Diğer taraftan, sınırlı ayni haklar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 779 ila 972’nci maddeleri arasında düzenlenmiş ve Türk Medeni Kanunu’nun sistematiğine uygun olarak rehin hakkı, taşınmaz yükü ve irtifak hakları olarak çeşitlenip düzenleme altına alınmıştır. Sınırlı ayni haklar kapsamında intifa ve üst hakkının (mülkiyetin gayri ayni hak tesisi) temel dayanağı Medeni Kanun olmakla birlikte, Kamu kurumları açısından kurulma şekli ve ihale usulü 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nda düzenlenmektedir. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1’inci maddesinde belediyelerin mülkiyetin gayri ayni hak tesisi işlerinin 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütüleceği belirtilmiştir. Buna göre, Belediyeler mülkiyetlerinde bulunan taşınmazlar üzerindeki sınırlı ayni hak tesis etme işlemlerini 2886 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda gerçekleştirmekle yükümlüdür.

İdare ile S.P. Vakfı arasında 08.04.2016 tarihli ve 67 sayılı meclis kararına istinaden imzalanan, 26.05.2016 tarihinde mülki idare amiri tarafından onaylanan Protokolün konusu; Belediyenin mülkiyetindeki 15696 ada 2 parsel üzerinde bulunan 5.166,14 m2 büyüklüğündeki arsanın üzerinde A ve B blok olarak ifade edilen belediye hizmet binalarında çok amaçlı sosyal tesisin (Spor, Sağlık, Park, Eğitim ve Bilimsel çalışma faaliyetlerinin birini, birkaçını ya da tümünü bünyesinde bulunduracak bir merkez) ortak proje çalışması neticesinde faaliyete geçirilmesidir. Tarafların görev ve sorumluluklarının düzenlendiği Protokolün 7’nci maddesinde: Belediyenin, 25 yıl süreyle vakıf tarafından sınırlı ayni hak tesisi kapsamında projenin gerçekleştirilmesi yönünde arsanın kullanılmasına izin vereceği; vakfın proje için belirlenen sürenin bitimi sonrasında (25 yıl) tesisi eksiksiz, gideri ve harcaması olmayacak şekilde borçsuz olarak Belediyeye devredeceği; Vakıf tarafından 3. Şahıslarla yapılan protokoller neticesinde, yapım işinin 3. şahıslara tesisin işletim hakkı karşılığında (Protokol süresini aşmamak kaydıyla) verilmesi durumunda, elde edilecek bütün imtiyazların %75’inin Belediye Başkanlığına verilmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Aynı taşınmaz için Belediye ile Vakıf arasında 09.05.2017 tarihinde üst ve intifa hakkı sözleşmesi imzalanmasının akabinde Vakıf ile *** Eğitim Kurumları ve Organizasyon Anonim Şirketi (yeni ünvanı) arasında 01.06.2017 tarihinde yönetim ve işletme sözleşmesi imzalanmıştır.

Söz konusu yönetim ve işletme sözleşmesinin “İşletmecinin yükümlülükleri” bölümünde;

“… A bloktaki mağazalar, ofisler, hol ve diğer ticari alanlar için üçüncü kişilerle kira sözleşmelerinin yapılması,

B Bloktaki bölümlerin/odalarının ve diğer alanlar için üçüncü kişilerle kira sözleşmelerinin yapılması ve bunların kira sözleşmelerinin yapılması, kiralanmasının denetimi yönetimi ve kontrolü ve bunlarla ilgili fiyat listelerinin oluşturulması,

A bloktaki faaliyetlerle ilgili olarak İşletmecinin gerekli veya uygun gördüğü şekilde bu tür kira sözleşmelerinin düzenlenmesi, sözleşmelerin sonlandırılması (kafe, restoran, spor salonu, çok amaçlı salon, güzellik salonu, berber dükkânı, taksi standları ve otomobil garajları dâhil fakat bunlarla sınırlı olmaksızın),

Her bir bağımsız bölüme tahsis edilmiş bulunan otoparklardan istifade tarzının belirlenmesi, tahsis dışı kalan otoparkların ücretli hizmetler kapsamında işletilmesi, otopark giriş-çıkış düzenine ve park düzenine ilişkin ilkelerin belirlenmesi ve uygulanması,

Yurt, öğrenci evi açılması.”, gibi hususlar yer almış; “bedelinin ödenmesi” bölümünde ise; “Vakfın hesabına K.D.V dahil yıllık 330.000 TL’yi (25.12.2017 tarihine kadar) ödeyecektir. Ayrıca aylık brüt gelirin %5’ini de her ayın ilk günü aynı hesaba aktaracaktır. (Ödemin yapıldığı aya kadar dönem ruhsat ve benzeri işlerin tamamlanması ile işletmenin faaliyete geçeceği dönem olarak kira ödemesiz kabul edilmiştir.) Yıllık kira artışları TEFE-TÜFE oranında belirlenecektir.” ifadesi yer almıştır.

Vakıf ile Şirket tarafından, yönetim ve işletim sözleşmesine ilişkin 04.05.2018 tarihinde ek anlaşma yapılarak aşağıda yer verilen hususlar kabul edilmiştir;

“01.06.2017 tarihli “Yönetim ve İşletme Sözleşmesi” nin Vl-ln. Maddesinde işletmecinin sağlayacağı hizmetler arasında yurt ve öğrenci evi açılması da kararlaştırılmıştır. Bakanlar Kurulu’nun 2017/10090 no.lu “Özel öğrenci Barınma Hizmetleri Yönetmeliği” nin 9/4. Maddesi uyarınca söz konusu tesis yurt ve öğrenci evi açmaya elverişli olmadığından sözleşmede belirlenen bu hükmün kaldırılmasını,

01.06.2017 tarihli “Yönetim Ve İşletim Sözleşmesi” ne konu projede 5 B Blok olarak geçen yapının 5 yıl (bildirim yapılmak suretiyle uzatılabilecektir) süre ile “S.P. VAKFI” tarafından kullanılmasını, bu nedenlerle sözleşmenin “Bedelin ödenmesi” başlıklı 4. Maddesinde belirtilmiş olan 330.000,00 TL KDV dahil tutarın; 5B Bloğun kaplamakta olduğu

1.377 metrekare alanın, kira bedeline esas alman 4.666 metrekare alandan mahsup edilerek,

232.613,00 TL KDV dahil olarak, yine 4. Maddede yer alan “25.12.2017” tarihinin 02.01.2019 olarak değiştirilmesini kabul beyan ve taahhüt ederler.”

Yurt ve öğrenci evi açmaya elverişli olmadığı için ilgili maddenin yönetim ve işletim sözleşmesinden çıkarılmasıyla, Vakıf, 01.06.2018 tarihinde taşınmazın bir bölümünü Belediye Şirketine aylık 4.000,00 TL bedelle 5 yıl için kiraya vermiştir.

Devam eden süreçte, Ağustos 2019 tarihinde Belediye şirketi tahliye edilmiş veya çıkmış, günümüz itibarıyla ise taşınmazın tamamında 2019 yılından bu yana özel bir eğitim kurumunun faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır.

Ayrıca, 29.08.2019 tarihinde yani ilk protokolden yaklaşık 3 yıl sonra ek protokol adı altında aynı protokol maddeleri tekrar kabul edilerek protokol yenilenmiştir.

Yukarıda ilgili mevzuat hükümleri ile birlikte, gerek protokol hususları, detaylı bilgiler, sözleşme ve ek sözleşmeler gerekse baştan mevzuata aykırı bir işlemin sürecinin sonuçları itibarıyla detaylıca anlatılmasındaki amaç; gelinen noktada Belediyenin menfaatlerinin yok sayılarak bir vakfın finanse edilmesine ilişkin kanımızı detaylandırmak, aynı zamanda, mevzuata aykırı işlemlerin, mevzuata aykırılıklarının tespit edildiği tarih itibarıyla hukuk düzeninden çıkarılmalarının hukuk devletinin bir gereği olduğunu ve her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanların, kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden ve kullanılmasından sorumlu olduğunu hatırlatmaktır.

Yapılan incelemede, ortak hizmet projesi ile İdare taşınmazı üzerinde sınırlı ayni hak (intifa hakkı, üst hakkı) tesis edilmesi mümkün değilken Vakıf ile protokol yapılarak özel bir şirkete işletme hakkının verildiği, hatalı uygulamaya ilişkin 2022 ve önceki Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporlarında yer verilmesine rağmen iptal edilmesi veya farklı yollarla çözüm üretilmesine yönelik herhangi bir girişimde bulunulmadığı, protokol hükümleri mevzuata uygun olsaydı bile Belediye menfaatlerinin korunmadığı, yetkililerin protokol hükümlerinin uygulanmasına yönelik kontrol faaliyetlerini eksik yürüttüğü görülmüştür.

Şöyle ki: İdare, taşınmazı Vakfın malı gibi kabul ederek herhangi bir sürece dahil olmamış, Vakıf ise taşınmaz kendisininmiş gibi *** Eğitim Kurumları ve Organizasyon Anonim Şirketine her türlü kolaylığı sağlamış hatta Belediye Şirketi de yaklaşık 1 yıl kadar özel bir eğitim kurumunun taşınmazın tamamında faaliyet göstermesine kadar kiracı olarak bulunmuştur.

Vakıf ile *** Eğitim Kurumları ve Organizasyon Anonim Şirketi (yeni ünvanı) arasında yıllık 330.000,00 TL kira bedeli belirlenmiş olmasına rağmen 2017, 2018, 2019 yılları için İdareye 28.01.2020 tarihinde 343.374,00 TL para gelmiştir.

Kira bedeli artışının TEFE-TÜFE oranında olacağı belirlenmiş olmasına rağmen 2021 yılına kadar herhangi bir artış olmamıştır.

Aylık brüt gelirin %5’ine ilişkin İdareye yıllık ortalama 20.000,00 TL gelmiş fakat tutarların nasıl hesaplandığı anlaşılamamıştır. İlgili müdürlük vasıtasıyla Vakıftan bilgi istenmiş, şirket kaşe imzalı gelen A-4 belgesinde sadece “2022 ciro payı %5-31.218,00 TL” bilgisine ulaşılmıştır. Bunun üzerine, taşınmaz üzerinde 2019 yılından bu yana özel bir eğitim kurumunun faaliyet gösterdiği de dikkate alınarak şirket ve özel okul arasındaki kira sözleşmesi, kira ödemesine ilişkin dekontlar, mali tablolar ilgili müdürlük vasıtasıyla istenmiş fakat şirkete ulaşılamadığı, özel okuldan kira sözleşmesinin temin edildiği bildirilmiştir. Gelen kira sözleşmesinde akdin başlangıç tarihinin 10.04.2019, akdin süresinin 1 yıl ve yıllık kira bedelinin de 480.000,00 TL olduğu görülmüştür. 2019 yılından sonraki yıllar ve son olarak günümüz kira bedeli bilgisine ulaşılamamıştır. Anlaşılacağı üzere hayatın olağan akışına göre gelen %5 pay tutarları oldukça düşük gerçekleşmiştir.

Belirtilen hususlar haricinde;

Ek protokolün amacının protokol süresini uzatmaya yönelik olduğu kanısına varılmış olmakla birlikte nedeni tam olarak anlaşılamamıştır.

Belediye şirketinin yaklaşık 1 yıl kadar, manidar şekilde özel bir eğitim kurumunun taşınmazın tamamında faaliyet göstermesine kadar neden kiracı olduğu anlaşılamamıştır.

Yine, mevzuat hükümlerine uygun olmuş olsaydı varsayımıyla, Belediyenin ortak hizmet projesine konu edilmeden doğrudan veya ihale yoluyla yapabileceği hizmetler için bütün imtiyazları kendisinin alabilmesi mümkün iken, ortak hizmet projesi nedeniyle, Vakfın

%25 oranında finanse edilmesi ve hiçbir takip-kontrol faaliyetinde bulunulmayarak ne amaçlandığı anlaşılamamıştır.

Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; bulguda yer alan hususların dikkate alınacağı, kamu yararı çerçevesinde değerlendirilip gerekli hassasiyetin gösterileceği ifade edilmiştir.

Sonuç olarak, idare taşınmazları üzerinde sınırlı ayni hak tesisi işlemlerinin 2886 sayılı Kanun hükümleri ve ilkeleri çerçevesinde yürütülmesi mevzuata uygunluk açısından önem arz etmektedir.

Söz konusu ortak hizmet projesi ile bir merkez yapılması öngörülse de taşınmazın tamamında özel bir eğitim kurumu faaliyet göstermekte ve gerek İdarenin gerekse de vatandaşın herhangi bir kullanımı ya da tasarrufu bulunmamaktadır. Taşınmazın muadilleri ile karşılaştırılması ve ilçe, konum, m2 vb. özellikleri göz önüne alındığında değerli olması yanında potansiyel kira veya satış gelirinin mevcut durumdan çok daha fazla olduğu açıktır.

Bu kapsamda, daha sonraki yöntemini belirleme ve bu konuda bir ihale yapıp yapmama konusunda İdarenin takdir yetkisi bulunmakla birlikte, söz konusu hukuki durumun protokol iptalini gerektireceği kuşkusuzdur. Bu yönde Vakıf ve Şirketin yükümlülüklerini yerine getirme konusundaki eksikliklerinin protokolün “Maltepe Belediye Başkanlığı, süresi içerisinde S.P. Vakfının yükümlüklerini yerine getirememesi durumunda her zaman bu protokolü fesih etme hakkına sahiptir. S.P. vakfının 3. Kişilerle yaptığı anlaşmalar Belediye Başkanlığını bağlamaz.” hükmü ile aşılabileceği değerlendirilmektedir.

Özel eğitim kurumu açısından hukuki sürece ilişkin ise idare hukuku ve özel hukuk hükümleri çerçevesinde kesin bir değerlendirme yapmak zor olsa da Belediye ve ilçe halkının menfaatleri doğrultusunda herhangi bir mağduriyetine yol açmayacak şekilde en kısa sürede çözümlenmesi gerektiği düşünülmektedir.

B- İdarenin Bahadır Erdoğdu Zihinsel Engelliler Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin Kullanım Hakkını S. P. Vakfına Devretmesi

İdare ile Vakıf Başkanlığını Maltepe Belediye Başkanı’nın yürüttüğü S. P. Vakfı arasında 10.08.2020 tarihinde imzalanan ortak hizmet projesi/protokolü kapsamında, Belediyenin mülkiyetinde bulunan Bahadır Erdoğdu Zihinsel Engelliler Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin kullanım hakkının Vakıfa, 13.08.2020 tarihinde imzalanan devir protokolüyle ise Vakıf tarafından Belediye şirketine verildiği görülmüştür.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Bütçelerden yardım yapılması” başlıklı 29’uncu maddesinde; gerçek veya tüzel kişilere kanunda veya cumhurbaşkanlığı kararnamesinde dayanağı olmadan kamu kaynağı kullandırılamayacağı, yardımda bulunulamayacağı veya menfaat sağlanamayacağı düzenlenmiştir.

Aynı Kanun’un “Taşınmaz Tahsisi” başlıklı 47’nci maddesinde; kamu idarelerinin, kanunlarında veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde belirtilen kamu hizmetlerini yerine getirebilmek için mülkiyetlerindeki taşınmazlarla Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerleri, birbirlerine ve köy tüzel kişiliklerine bedelsiz olarak tahsis edebileceği belirtilmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Diğer Kuruluşlarla İlişkiler” başlıklı 75’inci maddesinde; belediyelerin, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan dernekler, Cumhurbaşkanınca vergi muafiyeti tanınmış vakıflar ve 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanunu kapsamına giren meslek odaları ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebileceği, diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınmasının gerektiği; kendilerine ait taşınmazları, aslî görev ve hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelli veya bedelsiz olarak mahallî idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına devredebileceği veya süresi yirmi beş yılı geçmemek üzere tahsis edebileceği hükümlerine yer verilmiştir.

Yukarıda belirtilen 75’inci madde kapsamında, bir projeden bahsedilebilmesi için Kurumun görev ve sorumluluk alanına giren konularda ortak hizmet projesinin olması gerekmektedir. Ortak hizmet projeleri, isminden de anlaşılacağı üzere ortak olarak gerçekleştirilecek bir hizmet projesinin varlığını gerektirmektedir. Bu durumda ortak hizmet gerçekleştirmeye karar veren ve bu hususta protokol imzalayan tarafların her birinin söz konusu ortak hizmet projesi kapsamında yapacakları hizmetleri maddi veya gayri maddi olarak belirleyip protokolde yer almasını sağlamaları ve uygulamasını bu yönde tesis etmeleri beklenmektedir. Aksi durumda ortak yürütülen bir hizmetten veya projeden bahsetmek mümkün olmayacaktır.

Mevzuat hükümlerinden ve açıklamalardan anlaşılacağı üzere, ortak hizmet projesi belediyenin görev ve sorumluluk alanı içerisindeki somut bir konuya ilişkin olmalıdır. Dernek ve vakıflara belediye taşınmazlarının uzun süre kullandırılması ortak hizmet projesi değil tahsis niteliğindedir. Bu nedenle, belediyeler tarafından dernek ve vakıflara kamu kaynağı kullandırabilmesi noktasında dolaylı yollardan da olsa yukarıda bahsedilen hükümlerin dışına çıkılamayacağı açıktır.

İdare ile S.P… Vakfı arasında 08.07.2020 tarihli ve 41 sayılı meclis kararına istinaden 10.08.2020 tarihinde imzalanan, mülki idare amiri tarafından onaylanan Protokolün konusu;

Belediyenin mülkiyetinde bulunan, Altayçeşme Mahallesi, Sangül Sokak No:5 Maltepe/İSTANBUL adresindeki 4.205,46 m2 kapalı alana sahip Bahadır Erdoğdu Zihinsel Engelliler Eğitim Rehabilitasyon Merkezi’nde Maltepe ilçesinde yaşayan engelli bireylere ve ailelerine yönelik hizmet verilmesidir. Tarafların sorumlulukları ve yükümlülüklerinin düzenlendiği Protokolün 5’inci maddesinde;

“Belediyenin Sorumluluk ve Yükümlülükleri

Belediye, mülkiyeti kendisine ait, 4.205,46m2 kapalı alana sahip olan Merkez’in kullanım hakkını, protokolde belirtilen amaçlar doğrultusunda yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 42 (kırk iki) ay süre ile ücretsiz olarak Vakıf’a devretmiştir.

Belediye, engellilere yönelik hizmet vermek için mevcut demirbaşları Vakıf’ın kullanımına sunacak, süresi bitiminde eksikliklerin giderilmesini isteyecektir.

Belediye, hizmet alanı sınırları içerisindeki engelli bireylere ulaşılması, Merkez’e kayıtlarının yapılması ve sunulan hizmetlerden yararlandırılması için yapılacak organizasyon ve çalışmalarda Vakıf’a yardımcı olacaktır.

Maltepe sınırları içerisinde ikamet eden engellilerin sosyal, kültürel ve sportif aktiviteleri ile birlikte engellilerle ilgili hazırlanacak her türlü afiş, broşür ve yayınların yayımlanması Belediye’nin sorumluluğunda olacaktır.

Merkez’in mülkiyetinin bünyesinde olması sebebiyle güvenlik hizmetleri belediye tarafından karşılanacaktır.

Merkez’de eğitim gören engelli bireylerin evlerinden alınıp eğitim merkezine getirilmesi ve eğitim aldıktan sonra tekrar evlerine götürülmeleri için servis hizmeti ile ilgili olarak belediye, 3 normal ve 1 engelli minibüsü olmak üzere 4 araç tahsis edecektir.

Merkez’in, değer ve kıymet artışına yol açacak olan değişiklik, yenilik ve tadilatlar belediye tarafından yapılacaktır.

Vakfın Sorumluluk ve Yükümlülükleri

Vakıf, Belediye’nin çalışma alanında yer alan engelli birey ve ailelerine yönelik sunulacak hizmetlerle ilgili, mevzuatta aranan niteliklere haiz deneyimli ve uzman kadro ile, ihtiyaç duyulan her türlü eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinin verilmesi için gerekli organizasyonu yapar, gerekli birimleri açar.

Merkez için gerekli olan işyeri açma ruhsatı alınması, milli eğitim bakanlığı (meb) ile ilgili iş ve işlemleri yürütülmesi, MEB yönetmeliklerine göre kadro oluşturulması, işyeri vergi numarası ve işyeri sigorta numarası alınması işleri Vakıf’a aittir.

Merkez’de yönetsel olarak görev alacak personelin belgelerinin tamamlanması ve maaş ve özlük hakları Vakıf’ın yükümlülüğündedir.

Merkez’in İSKİ, AYEDAŞ, İGDAŞ, TELEKOM vb. abonelik masrafları ve aylık ödemeleri vakıf tarafından karşılanacaktır.

Belediye tarafından tahsis edilen araçların şoförlerinin özlük hakları vakıf bünyesinde olacaktır.

Teslim alınan demirbaşlara herhangi bir zarar gelmesi neticesinde sorumluluk vakıf üzerinde olacak ve zarar vakıf tarafından karşılanacaktır.

Vakıf işbu protokol kapsamında kendisine teslim edilen Merkez’de yangın, deprem, terör vb. afet ve kazalara karşı her türlü önlem ve tedbiri almakla mükellef olup, bu sebeplerden kaynaklanacak her türlü mali, cezai, hukuki ve idari sorumluluk Vakıf’a ait olacaktır.” hususları yer almıştır.

10.08.2020 tarihinde imzalanan Belediye ile Vakıf arasındaki ilk protokolden sadece 3 gün sonra 13.08.2020 tarihinde Belediye Başkanının da imzasının olduğu devir protokolü imzalanmıştır. İlk protokoldeki “Belediye” ifadesi “Vakıf” olarak, “Vakıf” ifadesi ise “Şirket” olarak değiştirilerek devir protokolü oluşturulurken, “güvenlik hizmetleri belediye tarafından karşılanacaktır.”, “servis hizmeti ile ilgili olarak belediye, 3 normal ve 1 engelli minibüsü olmak üzere 4 araç tahsis edecektir.”, “Merkez’in, değer ve kıymet artışına yol açacak olan değişiklik, yenilik ve tadilatlar belediye tarafından yapılacaktır.” gibi Belediye tarafından yerine getirilecek önemli maddeler aynı şekilde kalmış ve yeni bir madde olarak sadece “Devlet kuruluşlarından engelli bireylerin eğitimi için alınan katkı bedelinin, kesilen toplam faturası üzerinden %3'lük bedel, her ayın başında Vakıfın hesabına yatırılacaktır.” ifadesi eklenmiştir.

Özetle, Vakıf, taşınmazın sahibiymişçesine Merkez’in kullanım hakkını yine aynı şekilde 42 ay süreyle Şirkete devretmiş, süresi bitiminde eksikliklerin giderilmesini Şirketten istemiş, organizasyon ve çalışmalarda Şirkete yardımcı olacağını taahhüt ederek herhangi bir yükümlülük altına girmeden, üstüne, engelli bireylerin eğitimi için alınacak katkı bedelinin yüzde 3’ü kadar da kira geliri gibi hak elde etmiştir.

Yapılan incelemede, Vakıf ile imzalanan ortak hizmet projesi protokolünün uygulanması açısından İdare tarafına tek taraflı yükümlülükler oluştuğu, proje kapsamında taşınmaz kullandırıldığı, taşınmazdaki merkezin işletilmesinin Vakıf tarafından üçüncü kişilere devredildiği ve mevcut protokol hükümlerinin de tam anlamıyla yerine getirilmediği tespit edilmiştir.

Şöyle ki: Belediye tarafından tahsis edilen araçların şoförlerinin özlük haklarının Vakıf bünyesinde olacağı belirtilmiş olmasına rağmen gerek şoförlerin istihdamı gerekse 4 yıllık süreçte yaklaşık 40.000 litre yakıt Belediye tarafından karşılanmıştır.

Merkez'in, değer ve kıymet artışına yol açacak olan değişiklik, yenilik ve tadilatlar Belediye tarafından yapılacağı belirtilse de birçoğu rutin bakım onarım giderlerine ilişkin toplam 379.780,42 TL fatura tutarı Vakıf tarafından Belediyeden tahsil edilmiştir.

Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; eleştirilerden ilkinin ortak hizmet projesi olmadığı, oysa ki 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 14’üncü maddesinde yer alan “sosyal hizmet” kavramı kapsamında yer alan hizmetlerin “engelli” kavramıyla ilgili kesimlere götürülecek hizmetlerle örtüştüğü, bu hizmetlerde de belediyelerin sorumluluk yüklenmesi gerektiğinin açıkça görüldüğü,

Belediye Kanunu’nun 38’inci maddesinin n bendinde “Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, engellilere yönelik hizmetleri yürütmek ve engelliler merkezini oluşturmak” denilerek Belediye Başkanının görevleri arasında sayıldığı, yine Belediye Kanunu’nun “Belediye Hizmetlerine Gönüllü Katılım” başlıklı 77’nci maddesine göre belediyelerin, yaşlılara, kadın ve çocuklara, özürlülere, yoksul ve düşkünlere yönelik hizmetlerin yapılmasında beldede dayanışma ve katılımı sağlaması, hizmetlerde etkinlik, tasarruf ve verimliliği artırmak amacıyla gönüllü kişilerin katılımına yönelik programlar uygulaması ve bu konularda sivil halkın da desteğini almakla görevlendirildiği,

Bu sebeple engellilere yönelik projelerin, belediyelerin ortak hizmet projesi gerçekleştirebilecekleri projeler arasında yer aldığı, bahse konu protokolün, yer tahsisinden daha çok var olan bir Engelli Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin nasıl işletileceği ve tarafların yükümlülüklerinin belirlendiği bir protokol olduğu,

Yine bulguda yer alan eleştirilerden birinin de belediye tarafından tahsis edilen araçların şoförlerinin özlük haklarının vakıf bünyesinde olacağı belirtilmiş olmasına rağmen gerek şoförlerin istihdamı gerekse 4 yıllık süreçte yaklaşık 40.000 litre yakıt belediye tarafından karşılandığına ilişkin olduğu, oysa ki protokolde böyle bir maddenin yer almadığı, protokolde Engelli Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nde yönetsel olarak görev alacak personelin özlük haklarının vakıf bünyesinde olacağı fakat bu sorumluluğun ek protokolde şirket üzerine devredildiği ve personelin özlük haklarının şirket tarafından karşılandığı,

Sonuç olarak bu protokolün Belediye Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği mevzuata uygun olduğunun düşünüldüğü,

Söz konusu protokolün 10.02.2024 tarihinde sona erdiği, bundan sonraki süreçte ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirileceği

İfade edilmiştir.

Kamu idaresinin verdiği cevapta her ne kadar 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin görev ve sorumlulukları” başlıklı 14’üncü, “Belediye başkanının görev ve yetkileri” başlıklı 38’inci ve “Belediye hizmetlerine gönüllü katılım” başlıklı 77’nci maddelerinin ilgili hükümlerinin sonuçları kapsamında engellilere yönelik projelerin, belediyelerin ortak hizmet projesi gerçekleştirebilecekleri projeler arasında yer aldığı, bahse konu protokolün, yer tahsisinden daha çok var olan bir Engelli Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinin nasıl işletileceği ve tarafların yükümlülüklerinin belirlendiği bir protokol olduğu ileri sürülmüşse de ortak hizmet projesi belediyenin görev ve sorumluluk alanı içerisindeki somut bir konuya ilişkin olmalıdır. Dernek ve vakıflara belediye taşınmazlarının uzun süre kullandırılması ortak hizmet projesi değil tahsis niteliğindedir. Bu nedenle, belediyeler tarafından dernek ve vakıflara kamu kaynağı kullandırabilmesi noktasında dolaylı yollardan da olsa yukarıda bahsedilen hükümlerin dışına çıkılamayacağı açıktır.

Yine Belediye tarafından tahsis edilen araçların şoförlerinin özlük haklarının Vakıf bünyesinde olacağı belirtilmiş olmasına rağmen gerek şoförlerin istihdamı gerekse 4 yıllık süreçte yaklaşık 40.000 litre yakıtın Belediye tarafından karşılanması hususuna ilişkin protokolde böyle bir maddenin yer almadığı iddia edilmişse de Tarafların sorumlulukları ve yükümlülüklerinin düzenlendiği Protokolün 5’inci maddesinde, Belediye tarafından tahsis edilen araçların şoförlerinin özlük haklarının vakıf bünyesinde olacağı açıkça belirtilmiştir. Yönetsel olarak görev alacak personelin özlük haklarına ilişkin ise bulguda bir eleştiri getirilmemiş olup Vakıf ile imzalanan ortak hizmet projesi protokolünün uygulanması açısından İdare tarafına tek taraflı yükümlülükler oluştuğu, İlk protokoldeki “Belediye” ifadesi

“Vakıf” olarak, “Vakıf” ifadesi ise “Şirket” olarak değiştirilerek devir protokolü yapıldığı açıkça ifade edilmiştir. Dolayısıyla Kamu İdaresinin savunması her türlü izahtan varestedir.

Sonuç olarak, uygulamanın ortak bir projenin gerçekleştirilmesinden çok, belediye tarafından vakfa taşınmaz tahsisi ve yardım yapılması niteliğinde olması nedeniyle mevzuat hükümlerine aykırı olduğu açıktır. Bu nedenle, protokolün süresinin bitmesi ve kamu yararı gözetildiğinde mevcut uygulamanın bitirilmesine yönelik gerekli işlemlerin yapılması, aynı zamanda, Belediye tarafından protokol hükümlerine aykırı yersiz karşılanan maliyetlerin Vakıftan tahsil edilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?