Karar Künyesi
Belediye sınırları içinde faaliyet gösteren bazı işletmelerden ilan ve reklam vergisi alınmamış, beyanname vermediği tespit edilen iş yerleri için ise herhangi bir cezai işlem uygulanmamıştır.
Belediye Sınırları İçerisinde Faaliyet Gösteren İş Yerlerinin Bir Kısmından İlan ve Reklam Vergisi Tahakkuk ve Tahsilatlarının Yapılmaması
Aktif mükelleflerden örnekleme suretiyle seçilen iş yerlerinde yapılan denetimde belediye sınırları içerisinde faaliyet gösteren iş yerlerinin bir kısmından ilan ve reklam vergisi tahakkuk ve tahsilatlarının yapılmadığı anlaşılmıştır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “İlan ve Reklam Vergisi” başlıklı bölümünün
“Konu” başlıklı 12'nci maddesinde;
“Belediye sınırları ile mücavir alanları içinde yapılan her türlü İlan ve reklam, İlan ve Reklam Vergisine tabidir.”
Aynı Kanun’un “Mükellef ve sorumlu” başlıklı 13’üncü maddesinde;
“İlan ve Reklam Vergisinin mükellefi, yurt dışından gönderilen ilan ve reklamlar dahil olmak üzere, ilan ve reklamı kendi adına yapan veya yaptıran gerçek veya tüzelkişilerdir.”
Aynı Kanun’un “Verginin tarhı ve ödenmesi” başlıklı 16’ncı maddesinde ise;
“Vergiye tabi ilan ve reklamlarda, ilan ve reklam işinin mükellefçe yapılması halinde ilan veya reklam işinin yapılmasından önce mükellef tarafından, ilan ve reklam işinin bu işi mutad meslek olarak ifa edenler tarafından yapılması halinde ilan ve reklam işini yapanlarca ilan veya reklamın yapıldığı ayı takip eden ayın 20 nci günü akşamına kadar verilecek beyanname üzerine, tarh ve tahakkuk ettirilir. Beyannameler vergi tarifesinin 1, 2, 3, 4, 5 ve 6’ncı bentlerinde yazılı ilan ve reklamlarda bunların yayınlandığı, dağıtıldığı veya teşhir edildiği mahallin belediyesine verilir,
İlan ve Reklam Vergisi, beyanname verme süresi içinde ödenir. Şu kadar ki belediye meclisleri vergi tarifesinin 1, 2 ve 4’üncü bentlerinde yazılı yıllık ilan ve reklamlara ait vergileri, yılı içinde, iki eşit taksitte almaya yetkilidirler.
İlan ve Reklam Vergisinin ödendiğinin belgelendirilmesi yönünden ilgili belediyeler gerekli usulleri ihdas edebilirler.” hükümleri bulunmaktadır.
İdarenin hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde; aktif mükelleflerden örnekleme suretiyle seçilen iş yerlerinde yapılan denetimde 10 adet iş yerine ilişkin işletme tanıtım tabelaları için ilan ve reklam vergisi ödenmediği, ayrıca bu iş yerleri adına ilan ve reklam vergisinin tahakkuk işlemlerinin de yapılmadığı, belirtilen nedenle de vergi geliri kaybı oluştuğu tespit edilmiştir.
Söz konusu denetim tespiti sonrasında, İdare tarafından; aktif mükelleflerden örnekleme suretiyle seçilen iş yerlerinde yapılan denetimde, 10 adet iş yerine işletme tanıtım tabelaları için ilan ve reklam vergisi beyannameleri alınarak tahakkuk kaydı oluşturulduğu, diğer iş yerleri için denetimlerin devam ettiği ifade edilmiştir.
Netice olarak,5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre; kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli şekilde elde edilmesi ve kullanılması esastır. Yine 5018 sayılı Kanun ile 5393 sayılı Kanun’a göre kamu görevlilerinin kamu alacağının tarh, tahakkuk ve tahsil edilmesinde görev ve sorumlu oldukları kuşkusuzdur. Dolayısıyla, söz konusu verginin ilgili bütün işletmelerden tahakkuk ve tahsil edilmesi gerekmektedir.
Yapılan Denetimlerde Süresinde Verilmediği Tespit Edilen İlan ve Reklam Vergisi Beyannameleri İçin İlgili İş Yerlerine Cezai İşlem Uygulanmaması
İdare tarafından yapılan denetimlerde ilan ve reklam vergisi mükellefi iş yerlerinden beyanname vermediği tespit edilen iş yerlerine herhangi bir cezai işlem uygulanmamıştır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Usul hükümleri” başlıklı 98'inci maddesinde;
“Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna göre alınacak vergi, harç ve katılma payları hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve bunların ek ve tadilleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun Cezalar başlıklı 331’inci maddesinde;
“Vergi kanunları hükümlerine aykırı hareket edenler, bu kitapta yazılı vergi cezaları (vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları) ve diğer cezalar ile cezalandırılırlar.” denilmektedir.
Diğer yandan, 213 sayılı Kanun’un 341’inci maddesinde, vergi ziyaının; mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade ettiği belirtilmiş, Kanun’un “Vergi ziyaı cezası” başlıklı 344'üncü maddesinde ise, mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği hüküm altına alınmıştır.
Mezkûr Kanun’un “Usulsüzlüğün tarifi” başlıklı 351’inci maddesinde, usulsüzlük; vergi kanunlarının şekline ve usulüne ilişkin hükümlere riayet edilmemesi olarak tanımlanmış olup Kanun’un “Usulsüzlük dereceleri ve cezaları” başlıklı 352’nci maddesinde ise, vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemiş olması halinde birinci derece usulsüzlük cezası kesileceği belirtilmiştir.
Öte yandan, 213 sayılı Kanun’un “Muhtelif cezayı istilzam etmesi” başlıklı 336’ncı maddesinin birinci fıkrasında ise, cezayı istilzam eden tek bir fiil ile vergi ziyaı ve usulsüzlük birlikte işlenmiş olursa bunlara ait cezalardan sadece miktar itibarıyla en ağırının kesileceği ifade edilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca mükellef veya sorumluların, 2464 sayılı Kanun kapsamında bulunan vergi ve harçlara ilişkin beyannamelerini süresi içinde vermemiş olması halinde, vergilendirme ile ilgili ödevlerin zamanında yerine getirilmemesi halinin vuku bulacağı, söz konusu hallerin de verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesine sebebiyet vereceği değerlendirilmektedir. Bu suretle ilgililer hakkında 213 sayılı Kanun’da
belirtilen vergi ziyaı ve usulsüzlük cezalarının Kanun’un “Muhtelif cezayı istilzam etmesi” hükmü nazara alınarak uygulanması gerekmektedir.
İdarenin hesap ve işlemleri kapsamında olmak üzere, ilan ve reklam vergisi beyannemelerine ilişkin cezai işlem olarak herhangi bir tahakkuk veya tahsilatın olmadığı görülmüştür. Konuya yönelik olarak İdare yetkililerinden alınan şifahi bilgilerde, gerçekleştirilen yoklama denetimlerinde tespit yapılan iş yerleri için beyannamenin tespit sırasında alınarak herhangi bir cezai işlem uygulanmadığı ifade edilmiştir.
Bu nedenle, İdarece gerçekleştirilen yoklama denetimlerinde 2464 sayılı Kanun’un “Verginin tarhı ve ödenmesi” başlıklı 16’ncı maddesinde hüküm altına alınan sürelerde mükellef veya sorumlular tarafından verilmesi gereken ilan ve reklam vergisine ilişkin beyannamelerin anılan sürelerde verilip verilmediğine yönelik tespit yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak, süresinde verilmeyen ilan ve reklam vergisi beyannameleri için yoklama denetimlerinde yapılan tespitlere ilişkin cezai işlem uygulanarak gerek İdarenin gelir kaybı yaşamaması gerekse denetimlerin caydırıcılığına yönelik etkinin azaltılmaması gerekmektedir.
Söz konusu denetim tespiti sonrasında, İdare tarafından; aktif mükelleflerden örnekleme suretiyle seçilen iş yerlerinde yapılan denetimde, ilan ve reklam vergisi beyannamesi vermediği anlaşılan 10 adet iş yerine vergi zıyaı ve usulsüzlük cezaları uygulandığı ve diğer iş yerleri için gerekli denetimlerin devam ettiği belirtilerek bulgumuza göre işlem yapıldığı bildirilmiştir.
Netice olarak, Belediye sınırları içerisinde faaliyet gösteren iş yerlerinden ilan ve reklam vergisi beyannamelerini süresinde vermediği tespit edilen iş yerlerine cezai işlem uygulanması gerekmektedir.