Karar Künyesi
2022 Yılı KDV Beyannameleri ile beyan edilmiş olan vergilerin ilgili olduğu vergi dairesine ödenmediği tespit edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 9’uncu ve 46’ncı maddelerinde; mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanların verginin ödenmesinden sorumlu tutabileceği, beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ile vergi kesmekle sorumlu tutulanların, bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergilerini beyanname verecekleri ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar ödemeye mecbur oldukları hükmü bulunmaktadır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil usulü Hakkında Kanun’un “Gecikme Zammı, Nispet ve Hesabı” başlıklı 51’inci maddesine göre; amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı %4 oranında gecikme zammı tatbik olunacağı, ay kesirlerine isabet eden gecikme zammının ise günlük olarak hesap edileceği ifade edilmiştir.
Öte yandan Şirket, Türk Ticaret Kanunu’nun 16’ncı ve 18’inci madde hükümlerine göre tacir sıfatını taşımakta olup, bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü bulunmaktadır.
Buna göre, Şirket tarafından bir vergilendirme dönemine ait katma değer vergilerinin beyanname verecekleri ayın yirmi altıncı günü akşamına kadar beyan edilip ilgili vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir.
Yapılan incelemede, Şirketin vergi dairesine 9.593.692,21 TL vergi asıl borcu, 1.086.749,96 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 10.680.442,17 TL tutarında borcu olduğu görülmüştür.
Şirket'in göndermiş olduğu cevapta; işletmenin nakit akışını kontrol etmek ve işçi maaşlarını ödeyebilmek için vergisel yükümlülüklerin yerine getirilemediği, vadeli hesapta yer alan paranın ise Samsun halkının biniş hakkı için emanete yatırmış olduğu tutarlardan oluştuğu, bu para ile vergi ödemelerinin yapılmasının hukuki açıdan uygun olmadığı, 2023 yılı itibarıyla vergi ödemelerinin yapılmaya başlandığı, ayrıca geçmiş yıl borçlarının da yapılandırıldığı ifade edilmişse de; muhasebe biriminden alınan verilerden Şirket'in vadesiz, vadeli ve döviz hesaplarında yeterli miktarda nakit parasının bulunduğu, dolayısıyla nakit yetersizliği çekmediği, buna rağmen söz konusu ödemeleri zamanında yapmadığı anlaşılmıştır.
Şirketin borçlarını zamanında ödememesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 18’inci maddesi gereği her tacirin ticaretine ait tüm işlerde öngörülü ve basiretli bir şekilde hareket etmesi ilkesine uygun düşmemektedir.
Sonuç olarak, söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’a göre gecikme zammı gibi fer’i alacakların doğmasına ve Şirketin ilave mali yük altına girmesine sebep olmaktadır Bu nedenle, bahse konu ödemelerin vadeleri de dikkate alınmak suretiyle zamanında yapılması gerekmektedir.