Karar Künyesi
Belediyeye ait taşınmazların kiralanması ve satışı ihalelerinde tahmin edilen bedelin mevzuata uygun olarak belirlenmediği tespit edilmiştir.
Genel bütçeye ve özel bütçeye dâhil kamu idareleri ile özel idare ve belediyelere ait taşınmazların kiraya verilmesine yönelik işlemler, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna göre taşınmaz kiralamalarında ve satışlarında tahmin edilen bedelin anılan kanun hükümlerine istinaden belirlenmesi esastır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Tahmin edilen bedelin tespiti” başlıklı 9’ncu maddesine göre; “tahmin edilen bedel, idarelerce tespit edilir veya ettirilir. İşin özelliğine göre gerektiğinde bu bedel veya bu bedelin hesabında kullanılacak fiyatlar belediye, ticaret odası, sanayi odası, borsa gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden soruşturulur. Tahmin edilen bedel, bunun dayanaklarının da eklendiği bir hesap tutanağında gösterilir ve asıl evrak arasında saklanır. Bu bedel gerektiğinde ihale komisyonlarınca tahkik ettirilir” hükmü yer almaktadır.
Kanun maddesinde belirtilen iş ve işlemlerin, işinin ehli olmak şartıyla en az üç kişiden oluşacak komisyon marifetiyle yürütülmesi, piyasa fiyatı araştırma sürecinde resmi kurumlarca bildirilen emsal bedellere riayet edilmesi, gerekmesi halinde gayrimenkul değerleme şirketlerinden hizmet almak suretiyle taşınmaz değerlerinin belirlenmesi, piyasa fiyatı araştırma süreci sonunda ilgili taşınmazın bedeli hakkında oluşan kanaatin bir rapora bağlanarak komisyon üyeleri tarafından imza altına alınması gerekmektedir.
Yapılan incelemede; taşınmaz kiralama işlemlerinin tamamında kıymet takdir komisyonu görevlendirildiği, ancak kiraya verilecek taşınmazların, tahmin edilen bedel tespiti için ticaret odası, sanayi odası, borsa, emlakçı gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden vs. görüş alınmadığı, bedel tespit tutanağına sadece parasal tutar yazılarak bir tahmin edilen bedel bulunduğu tespit edilmiştir.
Örneğin; Erzurum İli Yakutiye İlçesi Caferiye Mahallesi 12944 ada 8 No.lu parselin kıymet takdir komisyonu raporunda; tahmin edilen bedel tespiti için ticaret odası, sanayi odası, borsa, emlakçı gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden vs. görüş alınmaksızın yalnızca arsanın bulunduğu mahallede daha önce idare tarafından yapılan kamulaştırma işlemi için bilirkişi raporunda takdir edilen bedel üzerinden TÜFE oranı kadar güncelleme yapılarak m2 başına bir bedel belirlendiği fakat belirlenen bedel, “emsal parsel ile aralarındaki mesafenin 100 metre olduğu, emsal parselin üstün özellikleri (araç ve yaya sirkülasyonu ile ana caddeye olan cephe hattı vb.) göz önüne alındığında değerlemesi yapılan parselin değerinin emsal parsele göre %60 değerinin daha az olduğu” gerekçeleriyle mevcut parselin değeri emsal alınan taşınmazın değerinin %60 altında kıymet takdiri yapılmıştır.
Yine başka bir örnekte; Erzurum İli Yakutiye İlçesi Hasani Basri Mahallesi 12458 ada 2 No.lu parselin satışına ilişkin kıymet takdir komisyonu raporunda; tahmin edilen bedel tespiti için ticaret odası, sanayi odası, borsa, emlakçı gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden vs. görüş alınmaksızın yalnızca arsanın bulunduğu ilçede, idarenin daha önce kendi iştirakine ayni sermaye olarak aktardığı taşınmaz için mahkeme tarafından takdir edilen bedel üzerinden m<span>2</span> başına bir bedel belirlendiği fakat belirlenen bedel, “emsal katsayısının 1,00 ve sosyal tesis alanı olması da göz önünde bulundurularak emsale nazaran %50 daha değersiz olacağı” gerekçeleriyle mevcut parselin değeri emsal alınan taşınmazın değerinin %50 altında kıymet takdiri yapılmıştır.
Kamu idaresi tarafından verilen cevapta özetle; kanunun gerektirdiği gibi birçok farklı kaynaktan emsal fiyat alındığı ve nihayetinde kıymet takdiri yapıldığı belirtilerek örnekler iletilmişse de verilen bu örnekler nispeten idarece doğru yapılan azınlık bir kısmı oluşturmaktadır.
Yapılan incelemelerden de tespit edildiği üzere tahmin edilen bedelin hatalı belirlendiği dosyalar çoğunluktadır. Nitekim idare, yaptığı savunmada bulgu metninde yer verilen örnek dosyalar ile ilgili herhangi bir açıklama da göndermemiştir.
Bu şekilde tahmin edilen bedelin ticaret odası, sanayi odası, borsa, emlakçı gibi kuruluşlardan veya bilirkişilerden vs görüş alınmaksızın tespit edilmesi ve somut kıstas ve objektif kriter olmaksızın değerinin düşürülmesi, taşınmazların kiralanması için yapılan ihalelerde tahmin edilen bedelin hesaplama şekli 2886 sayılı Kanun’un 9’ncu maddesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu tür ihalelerde tahmin edilen bedelin hatalı belirlenmesi varlıkların rayiç bedeli (gerçek değeri) üzerinden kiraya verilememesine yol açabileceğinden Belediye taşınmazlarının kiralanması ihalelerinde tahmin edilen bedelin mevzuata uygun olarak belirlenmesi ve idarenin gelir kaybına uğramasının önüne geçilmesi gerekmektedir.