Karar Künyesi
Çankaya Belediyesince ihale edilen ve tüm ödemesi gerçekleştirilen ‘Emek hizmet binası çeşitli blok ve katlarında tadilat ve onarım işi’ nin (2012/87506 İKN) alt yüklenicisi olan İmar A.Ş. tarafından aynı iş için mükerrer ödemede bulunulduğu görülmüştür.
Yapım İşleri genel Şartnamesi “Tanımlar” başlıklı 4’üncü maddesine alt yüklenici “Sözleşme konusu işin nev’i itibariyle bir kısmını yüklenici ile yaptığı sözleşmeye dayalı olarak gerçekleştiren gerçek veya tüzel kişi” olarak tanımlanmış ve “Alt yüklenicilerin çalıştırılması ve sorumlulukları” başlıklı 21’inci maddesinin 4’üncü fıkrasında ise “… idarece onaylanmayan alt yükleniciler hiçbir suretle iş yerinde çalışamaz. Yüklenicinin onaylanan alt yükleniciler ile bunlar işe başlamadan önce sözleşme yapması ve bir örneğini idareye vermesi gerektiği” ifade edilmektedir.
Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin “ İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren iş” başlıklı 11’inci maddesinin dördüncü bendinde, “Asıl işin bir bölümünde iş alan alt işveren, üstlendiği işi bölerek bir başka işverene veremez.” Hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki mevzuat hükümlerine göre idarece onaylanmayan alt yüklenicilerin hiçbir suretle iş yerinde çalışamayacağı ve Asıl işin bir bölümünde iş alan alt işveren, üstlendiği işi bölerek bir başka işverene veremeyeceği hükme bağlanmıştır.
Emek hizmet binası çeşitli blok ve katlarında tadilat ve onarım işi ihalesine ilişkin sözleşme 29.08.2012 tarihinde Çankaya Belediyesi ile X Ltd. Şti. arasında 6.480.000 TL bedelle imzalanmıştır. İşin yapılma sürecinde yüklenici X Ltd. Şti. ile Belediye şirketi İmar A.Ş. arasında alt yüklenici sözleşmesi 31.08.2012 tarih ve 32 sayılı Şirket Yönetim Kurulu
Kararı ile 19.09.2012 tarihinde imzalanmıştır. Alt yüklenici sözleşmesinde İdarenin onayı alınmamış ve İdareye herhangi bir bilgi verilmemiştir. Bu defa, alt yüklenici İmar A.Ş. yüklenimini üstlendiği işin tamamını Alt İşverenlik Yönetmeliği’ne aykırı bir şekilde taşeron sözleşmesi ile 24.09.2012 tarihinde Y Ltd. Şti’ne 1.109.594,38 TL bedelle bırakmıştır. İşin devamında İmar A.Ş. yüklenici X Ltd. Şti.’den yapılan işin bedelini tahsil edememiştir. Bu nedenle İmar A.Ş. alt taşeron Y Ltd. Şti.’ne ödemesini yapamamış ve söz konusu iş finansal yetersizlik nedeniyle 1.181.469,11 TL’lik alt taşeron faturası ile birlikte geçici ve kesin kabulü yapılarak 31.12.2012 tarihinde feshedilmiştir. Bu süreçte 2013 yılında yüklenici X Ltd. Şti’ne Çankaya Belediyesince hakediş ödemeleri yapılmaya devam edilmiş ve 16.05.2013 tarihinde işin geçici kabulü yapılmıştır. Diğer taraftan Ankara 3. Asliye Mahkemesinin 26.09.2014 tarih ve 2014/584K. Nolu Kararı ile X Ltd. Şti. tasfiyeye girmiş olup, bu koşullar altında İdarenin de bilgisi dâhilinde 06.04.2015 tarihinde yüklenici X Ltd. Şti için kesin kabul düzenlenmiştir.
Hal böyleyken, 18.06.2015 tarihinde Y Ltd. Şti. geçici ve kesin kabulü yapılıp faturaya bağlanan alacağının tahsili için İmar A.Ş. aleyhine icra takibi başlatmıştır. Bu sürece ilişkin çeşitli itirazlar ve dava süreçleri İmar A.Ş. aleyhine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2019 tarih ve 2018/3187 Esas No’lu Kararı Onama ilanı ile kesinleşmiştir. Kesinleşme ile birlikte 2019 yılı itibariyle anapara ve mahkeme giderleri olarak 1.181.469 TL’si asıl borç ve kalanı faiz ve mahkeme masrafları olmak üzere şirket bütçesinden 2.155.344,30 TL ödemede bulunulmak zorunda kalınmıştır.
Söz konusu husus, 2019 yılı içerisinde Belediye Üst Yönetimince teftiş kuruluna havale edilerek, konu hakkında gerekli soruşturma yapılmıştır. Soruşturma sonucunda ceza ve disiplin açısından yapılacak bir şey olmadığı yönünde görüş belirtilmiş, ancak söz konusu zararın karşılanmasına yönelik tazminat davası işleminin yapılabileceği ifade edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 365 ve 369’uncu maddesine göre; anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar.
Bu itibarla, bundan sonra Şirketin taraf olduğu her türlü işlemde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddelerinin göz önünde bulundurularak şirketin hak ve menfaatlerinin gözetilmesi gerektiği ve Teftiş Kurulu Raporunun sonuç kısmında belirtildiği gibi, Şirket yönetimini zarara uğratan yönetim kurulu üyelerine rücu için hukuki işlemlerin başlatılması gerekmektedir. Kamu idaresi cevabında gerekli işlemlerin başlatıldığını bildirmiştir