Karar Künyesi
ESTRAM A.Ş. tarafından hizmetlerin yürütülmesi bağlamında üçüncü şahıslarla ve/veya personelle yaşanabilecek hukuki ihtilaflarda uzmanlıklarından istifade edilmek suretiyle iki hukuk bürosundan hizmet alındığı ancak akdedilen sözleşmelerde avukatların hangi konularda şirkete hizmet vermekle yükümlü oldukları, idare ve avukatların sorumlulukları ve avukatlara ödenecek vekalet ücretlerine ilişkin sarih düzenlemelere yer verilmediği görülmüştür.
- Şirket ile iki hukuk bürosu arasında akdedilen sözleşmelerin muhtevasına bakıldığında, sözleşme maddelerinin genel nitelikte olduğu görülmüştür. Özellikle avukatların hangi konularda şirkete temsile yetkili olduğu, avukatlarca söz konusu temsil yetkisinin iyi bir şekilde yerine getirilmemesi durumunda katlanılması gereken yükümlülükler gibi sözleşme sonrasında yaşanabilecek hukuki konularda açık düzenlemelere yer verilmediği tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun “Kamu Kaynağının Kullanılmasının Genel Esasları” arasında görev, yetki ve sorumlulukların açık olarak tanımlanması da yer almaktadır. Kamu idareleri için konan bu hükmün “kurumsallaşmış bir belediye şirketinde” de bulunması ve uygulanması yadsınamaz bir gerçektir. Çünkü kurumsallaşmış bütün şirketlerde görev, yetki ve sorumluluklar açık bir biçimde belirlenmekte ve personel istihdamı/hizmet alımları da tanımlanan işin gereklerine göre gerçekleştirilmektedir.
Bu haliyle uzmanlığından istifade edilmek suretiyle alımı gerçekleştirilen avukatlık ve diğer hizmet alımlarına ilişkin sözleşmelerde görev, yetki ve sorumlulukların açıkça düzenlenmesine azami gayret gösterilmelidir.
- Diğer taraftan şirket ile iki hukuk bürosu arasında akdedilen sözleşmelerin muhtevasında avukatlara vekâlet ücretlerinin ödenebileceğine ve/veya ödenecekse ne kadar ödenebileceğine ilişkin açık düzenlemelere yer verilmediği görülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama Giderlerinin Kapsamı başlıklı 323/1(ğ) maddesi gereğince yargılama giderleri arasında bulunan vekâlet ücreti diğer giderleri gibi mahkemece re’sen hüküm altına alınır.
1164 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164’üncü maddesinin de içinde bulunduğu “Onbirinci Kısmı” 4667 sayılı Kanunla “Avukatlık Sözleşmesi” üst başlığı altında düzenlenmiş, maddenin son fıkrası, “Avukatla iş sahibi arasında yazılı sözleşme bulunmadıkça tarifeye dayanılarak karşı tarafa ödenecek vekâlet ücreti avukata aittir” şeklindeyken 4667 sayılı Kanun’un 77’nci maddesiyle yapılan değişiklikle “ Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir” şeklinde değiştirilmiştir. Getirilen bu hükümden ücretin doğrudan doğruya avukata ödeneceği şeklinde anlaşılmamalıdır. Nitekim bu cümlenin devamında yer alan, “Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez” biçimindeki düzenlemeyle de mahkemelerce hükmedilen vekâlet ücretinin öncelikle müvekkile ait olduğu, avukatın vekâlet hizmetinden doğan ücretini güvence altına almak amaçlanmıştır.
Yargıtay içtihatlarında da vekâlet ücreti yargılama giderlerinin bir parçası olarak kabul edilmekte ve asil lehine hükmedilmesi gereken bir hak olduğu konusunda istikrarlı şekilde kararlar verilmektedir. Bu durumda 6100 sayılı Kanun ve yerleşik mahkeme içtihatlarına göre mahkemelerin yargılama giderleri kapsamında hükmettikleri vekâlet ücretinin, taraflar lehine bir hak ya da aleyhine bir yükümlülük doğurduğu anlaşılmaktadır. Avukata verdiği hizmet karşılığı ücret ödenmekte olup, mahkemelerce şirket lehine hükmedilen vekâlet ücreti yargılama gideri olduğundan dolayı şirketin hakkı ve geliridir. Bu kapsamda elde edilen gelirlerin öncelikle şirket bütçesine gelir kaydedilmesi ve akabinde avukatlık sözleşmesine konacak hükümler çerçevesinde gerekli yasal kesintiler yapıldıktan sonra avukatlara ödeme yapılmasının vergi güvenliği ilkesinin sağlanması bağlamında da daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Bu itibarla; ESTRAM A.Ş. her ne kadar 659 sayılı KHK kapsamında olmasa bile hizmet alımı yapılan avukatlara vekâlet ücreti ödenip ödenmeyeceği, ödenecekse ne tutarda ödeneceği konusunda akdedilen sözleşmelere açık hüküm konulmak suretiyle hareket edilmesinin daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Şirket tarafından 2020 yılı itibariyle tüm avukatlık hizmetlerinin tek bir hukuk bürosundan alınmaya başlandığı, hizmet alınan hukuk bürosuyla yapılan yeni dönem sözleşmesinde gerekli düzenlemelerin yapıldığı belirtilmiştir. Bulgu konusu tespitin devam edip etmediği takip eden denetimlerde izlenecektir.