Karar Künyesi
İdarenin işlem ve eylemleri nedeniyle yargıya konu olan ve idare aleyhine sonuçlanan davalarda, idarenin mahkemece kusurlu bulunduğu durumlarda, tazminat ve mahkeme harçları ya da avukatlık ücreti gibi yargılama giderleri, idare tarafından ödenmiş, ancak idarenin sorumlulara bu masraf ve harçlar hususunda rücu etme yönünde herhangi bir girişimde bulunmadığı görülmüştür.
Kamu personelinin mali sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler öncelikle Anayasa olmak üzere ilgili kanunlarında yer almaktadır. Anayasa’nın “Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması” başlıklı 40’ıncı maddesinin ek fıkrası; “…Kişinin, resmi görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.” hükmünü içermektedir.
Kamu görevlilerinin görev ve sorumluluklarını düzenleyen Anayasa'nın 129’uncu maddesinin beşinci fıkrası da; memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabildiğini ifade etmektedir.
Anayasa’nın bu hükümleri ile amaçlanan, memur ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu davrandıklarından bahisle haklı ya da haksız olarak yargı
mercileri önüne çıkarılmasını önlemek, kamu hizmetinin kesintiye uğratılmadan yürütülmesini sağlamak ve aynı zamanda zarara uğrayan kişi yönünden de memur veya diğer kamu görevlisine oranla ödeme gücü daha yüksek olan devlet gibi bir sorumluyu muhatap kılarak, kamu düzenini korumaktır.
Kamu görevlisinin eylem ve işlemleri sonucunda yalnızca tazminat davası değil işlemin yarattığı sonuçların ortadan kaldırılması için de çeşitli hukuk ve idari yargı davaları da açılmaktadır. Dava açanın tazminat isteminde bulunmadığı ya da bu hakkı saklı tuttuğu bu davalar sonucunda idarenin haksız bulunduğu takdirde avukatlık ücreti ya da diğer yargılama giderlerine idarenin katlanmak zorunda kaldığı görülmektedir.
İdare tarafından yapılan değerlendirmede, rücu davası açılmadan önce kusurlu kişilerin bir incelemeyle belirlenmesi gerektiği yönündeki kurala riayet edildiği ifade edilmiştir. Bulgumuzda bahsi geçen husus kusurun belirlenmesi değil, rücu edilen bedele mahkeme masrafları ve varsa avukatlık giderlerinin de dahil edilmesi gerektiğidir. Bu nedenle idarenin cevabında bulguda belirtilen hususlara yönelik bir açıklama yapılamadığı görülmüştür.
Yapılan incelemelerde, kurum aleyhine açılan ve kesinleşen davalar neticesinde, yargılama ve avukatlık ücreti gibi giderlerin idare tarafından ödendiği ancak bu giderler için ilgili kamu görevlilerine rücu işlemlerinin başlatılmadığı görülmüştür. Her ne kadar bu rücu işlemlerinden doğacak alacaklar için zamanaşımı süresi dolmamış ve henüz kamu zararı meydana gelmemiş olsa da, gerekli işlemlerin bir an evvel yerine getirilmesi önem arz etmektedir.