Karar Künyesi
İdare taşınmazlarının değer olarak takibi yapılamamakta, varlıkların muhasebeleştirilmiş değeri bilinmemekte, bu nedenle de maddi duran varlık hesap grubu doğru ve sağlıklı bilgi üretmemektedir.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 187’nci maddesinde, maddi duran varlıklar hakkında; Taşınır Mal Yönetmeliği ve 13/9/2006 tarihli ve 2006/10970 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’in ilgili hükümleri ile aşağıdaki hükümlere göre işlem yapılacağı belirtilerek maddi duran varlıklar hesap gruba ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.
Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’in 1’inci maddesinde Yönetmelik’in amacı, genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ile bu idarelere bağlı ve Kanun kapsamında olan kurum ve kuruluşların mülkiyetinde, yönetiminde veya kullanımında bulunan taşınmazların kaydına ve icmal cetvellerinin düzenlenmesine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesi olarak belirtilmiştir.
Mezkûr Yönetmelik’in 5’inci maddesinde, taşınmaz kayıt ve kontrol işlemlerinin, kamu idarelerine ait taşınmazların mevcutlarla birlikte içinde bulunulan yılda çeşitli yollarla edinilenlerin ve elden çıkarılanların miktar ve değer olarak takip edilmesi amacıyla kayıt altına alınması; “Tapuda Kayıtlı Olan Taşınmazlar” başlığı altında yer alan taşınmazların maliyet bedeli üzerinden, bu taşınmazlardan maliyet bedeli belirlenemeyenlerin ise rayiç değerleri üzerinden kayıtlara alınacağı; taşınmazların rayiç değeri, maliki kamu idaresince, başka bir kamu idaresinin yönetiminde veya kullanımında olanların ise bu idarelerce tespit edileceği ifade edilmiştir. Ayrıca, geçici 1’inci maddede, mevcut taşınmazların kaydına ilişkin işlemler
düzenlenmiş ve Yönetmelik’in 5’inci maddesine göre yapılması gereken işlemlerin 31/12/2017 tarihine kadar tamamlanması gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
İdare hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde, 2020 yılında gerçekleştirilen taşınmaz satışının muhasebeleştirilmesinde, taşınmazın ilgili varlık hesabındaki kayıtlı değeri üzerinden değil de satış döneminde hesaplanan vergiye tabi rayiç bedeli üzerinden çıkışının gerçekleştirildiği, aradaki farkın da satış karı olarak muhasebe kaydına alındığı görülmüştür.
Denetim tespiti sonrasında, İdare tarafından; Belediye taşınmazlarının büyük bir kısmının kuruluş aşamasında çevre belediyelerden bedelsiz devrolduğu, satışı yapılan taşınmazın devir dönemindeki değeri bilinemediğinden satış yapılan yıldaki vergiye tabi rayiç bedeli üzerinden taşınmaz satış işleminin muhasebeleştirildiği belirtilmiştir. Ancak bu sebepler, taşınmazların ilgili varlık hesaplarındaki kayıtlı değerinin bilinmemesine haklı bir gerekçe oluşturmamaktadır. Zira İdare, değeri bilinmeyen taşınmazların miktar ve değer olarak takip edilmesi için Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik esaslarına göre envanter çalışmalarını yapmakla yükümlüdür.
Netice itibariyle, İdare taşınmazlarının büyük bir kısmının 25-Maddi Duran Varlıklar hesap grubundaki kayıtlı değeri bilinmemekte ve söz konusu hesaplar mali tablolarda hatalı tutarlarla yer almaktadır.