Belediyenin toplam borç stokunun 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda belirtilen sınırın üzerinde olduğu tespit edilmiştir.

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Borçlanma” başlıklı 68’inci maddesinin (d) bendine göre; belediyeler ve bağlı kuruluşları ile bunların sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahip oldukları şirketlerin, faiz dahil iç ve dış borç stok tutarı, en son kesinleşen bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenenen yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarını aşamaz. Söz konusu miktar büyükşehir belediyeleri için ise bir buçuk kat olarak uygulanmaktadır.

2019 yılı bütçe geliri 760.147.317,73 TL olup, yeniden değerleme oranı ile arttırılması sonucu (%22,58) bulunan tutar 931.788.582,07 TL’dir. 5393 sayılı Kanun ile büyükşehir belediyeleri için borçlanma sınırını, en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na göre belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılan miktarın 1,5 katı olarak öngörmüştür. Dolayısıyla idarenin borçlanma sınırı (931.788.582,07 TL * 1,5) = 1.397.682.873,11 TL’dir.

Belediye cevabında özetle, faizlerin henüz tahakkuk etmediğini belirterek borç stok hesaplamasına dahil edilmemesi gerektiğini ve bankalar tarafından sadece anaparanın borç bakiyesi olarak ele alındığını ifade etmiştir.

Ancak, Belediyenin 2020 yılı bilançosuna göre 381-Gider Tahakkukları Hesabı bakiyesi 113.167.188,54 TL ve 481-Gider Tahakkukları Hesabı bakiyesi 297.242.060,01 TL olmak üzere, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nde belirtildiği üzere tahakkuk etmiş faizlerin izlendiği mezkur hesapların toplam bakiyesi 410.409.248,55 TL'dir. Bankalar tarafından borç bakiyesi olarak anapara bakiyesi ele alınsa bile belediyelerin uymakla yükümlü olduğu yukarıda açıklanan Kanun hükmü ve İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün 21.02.2005 tarih ve 45201 sayılı yazısı gereğince, Belediye tarafından bilançosunda açıkca belirtilen 410.409.248,55 TL tutarındaki faiz giderinin de hesaplamaya dahil edilmesi gerekmektedir.

Nitekim ilgili Kanun ve yazıda borç stok hesabında faiz tutarları için tahakkuk edip etmemesi ayrımı ve muhasebe hesap kodu bazında bir ayrım yapılmamıştır. Bu sebeple ilgili tutarlar başka muhasebe hesaplarında izlenmesi gerekip tahakkuk etmemiş olsa dahi borç stok hesabına dahil edilmesi gerekmektedir.


Faiz tutarının, borcun anaparasına ek olarak mali külfet oluşturduğu ve alınan borca karşılık yapılan bir ödeme olduğu aşikardır. Kaldı ki, yukarıda da belirtildiği üzere Kanun'da "faiz dahil." ifadesi yer almakta olup aynı düzenlemeye mezkur yazıda da yer verilmiştir. Ayrıca aynı yazıda borçlanma talebinde bulunan belediyelerin borç stoklarını hesaplamaları ya da tespit etmeleri için yazıda sayılan idarelerden yapılandırılmış, kesinleşmiş ya da diğer şekilde borç durumuna ilişkin belgelere göre gerekli hesaplamayı yaparak borçlanma talep dosyasına eklemeleri gerektiği belirtilmiştir. Yani yazı, hesaplamayı sadece kesinleşmiş olan tutarlarla sınırlandırmamıştır.

Ancak Belediye tarafından yapılan uygulamada faizlerin tahakkuk etmediği düşüncesiyle borç stok tutarının dışında bırakılmıştır, faiz tutarları ödendiğinde ise zaten borç stoğuna dahil edilemeyeceğinden faizler borç stok hesabına dahil edilmemiştir. Bu şekilde bir uygulama, hesaplamaya faizin de dahil edilmesi gerektiği hükmüyle uyuşmamaktadır.

Yukarıda açıklanan nedenler ve Kanun'un emredici hükmü gereğince borca ilişkin faiz tutarlarının da borç stok hesabına dahil edilmesi gerekmektedir. İlgili tutarların vade tarihinde, öncesinde veya sonrasında ödendiği tutar kadar borç stok miktarından düşülmesi gerekmektedir.

Bu nedenle Belediyenin faiz dahil 2020 yılı sonu itibariyle 1.510.627.307,71 TL borcu bulunmaktadır. Mevcut borç stoğunun, anılan mevzuat hükmüne göre borçlanma sınırının 112.944.434,60 TL üzerinde olduğu görülmektedir.

Belediyenin yüksek borçlanmanın getireceği risklerle karşılaşmaması için yapacağı borçlanmalarda yukarıda açıklanan kanuni borçlanma sınırına uygun hareket etmesi gerekmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?