ESTRAM A.Ş.’nin 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun (KVK) 13’üncü maddesine ve ilgili diğer mevzuata uygun düşmeyecek şekilde transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımında bulunduğu tespit edilmiştir.

5520 sayılı Kanun’un 13/1’inci maddesinde, kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı, alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği, hüküm altına alınmıştır.

13/2’nci maddesinde, ilişkili kişinin; kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade edeceği, ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dâhil yansoy hısımları ve kayın hısımlarının da ilişkili kişi sayılacağı düzenlenmiştir.

13/3’üncü maddesinde, emsallere uygunluk ilkesinin; ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade edeceği, emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanması zorunlu olduğu düzenlenmiştir.

13/4’üncü maddesinde ise kurumların, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit edeceği düzenlenmiştir.

Ayrıca emsallere uygun fiyata yukarıdaki maddede belirtilenlerden herhangi birisi ile ulaşma olanağı yoksa mükellefin, işlemin niteliğine uygun olarak kendi belirleyeceği bir yöntemi de kullanabileceği hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla yukarıdaki mevzuat bağlamında, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edebilmek için;

  • Bir kurum tarafından bir mal veya hizmet alım ya da satımının (alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama, kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler de bu kapsamdadır.) yapılmış olması,

  • Söz konusu kurumun bu mal veya hizmet alım ya da satımını ilişkili kişilerle yapmış

olması,


  • Bu mal veya hizmet alım ya da satımında “emsallere uygunluk ilkesi”ne aykırı olarak

fiyat veya bedel tespiti yapılmış olması, gerekmektedir.

Dolayısıyla kurumların ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine göre tespit ettikleri fiyat veya bedel üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımı yapmış olmaları durumunda transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımından söz edilmeyecektir.

Yapılan incelemede, ESTRAM A.Ş. tarafından ... Ltd.Şti.’ne ödünç para verilmesi

işleminin KVK’nın 13’üncü maddesi çerçevesinde transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı olduğu değerlendirilmektedir. Şöyle ki, şirket tarafından 2019 yılı için hazırlanan Kurumlar Vergisi Beyannamesi muhtevasında transfer fiyatlandırması kapsamında bulunan ilişkili kişiler ve işlemler arasında ... Ltd.Şti.’ne verilen ödünç para işleminin faizi de bulunmaktadır. Ayrıca şirketin ödünç olarak vermiş olduğu para karşılığında uyguladığı faiz oranın %12 olduğu görülmüştür. Ancak şirket tarafından uygulanan bu faiz oranın KVK’nın 13’üncü maddesinde düzenlenen “emsallere uygunluk ilkesi”ne uygun düşmediği değerlendirilmektedir.

Nitekim 1 Seri No.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğin “Emsallere Uygunluk İlkesi” başlıklı 4’üncü maddesinde aynen;

Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade etmektedir.

...


İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir.


Emsallere uygun fiyat veya bedele ulaşmak için öncelikle iç emsal kullanılacak, bu şekilde kullanılacak fiyat veya bedelin bulunmaması ya da güvenilir olmaması halinde dış emsal karşılaştırmada esas alınacaktır.


Bu ilkenin uygulanabilmesi, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerle ilişkisiz kişiler arasındaki işlemlerin karşılaştırılabilir olmasına dayanmaktadır.” hükümleri yer almaktadır.

Şirketin 2019 yılı içerisinde ticari bankalardan borçlanmamış olması karşısında emsal bedelin/fiyatın belirlenmesi için değerlendirmeye alınabilecek bir oran bulunmamaktadır.

Diğer taraftan 1 Sayılı Tebliğe göre, bedelin veya fiyatın belirlenmesi için işletme içi emsalin bulunmaması durumunda, dış emsalin bulunarak karşılaştırma yapılması gerekmektedir. Piyasa uygulamaları ve farklı Danıştay kararlarına göre genellikle dış emsal belirlenmesinde ise genellikle “Merkez Bankası Kısa Vadeli Avans veya Reeskenot Faiz Oranları” esas alınmaktadır. Bu çerçevede somut olaya bakıldığında, şirket tarafından ödünç

verme işleminin gerçekleştiği tarihte geçerli olan Merkez Bankası avans veya reeskont faiz oranlarının sırasıyla %17,25-18,25 olduğu görülmüştür.

Bu durumun 1 sayılı Tebliğde belirtilen “…İlişkili kişiler arasındaki mal veya hizmet alım ya da satım işlemlerinde uygulanan fiyat veya bedelin piyasa fiyatını yansıtmaması durumunda, ilişkili kişiler arasındaki işlemlerde uygulanan bu fiyat veya bedelin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edildiği kabul edilecektir…” temel prensibine göre, piyasadaki tüm aktörler için geçerli olan Merkez Bankası kısa vadeli avans veya reeskont faiz oranlarının %17,25-18,25 olduğu bir dönemde, şirketin bu emsalin daha altında kalacak şekilde bir faiz oranıyla ilişkili şirkete ödünç para vermesinin “emsallere uygunluk ilkesi”ne uygun düşmediği açıktır.

Yukarıdaki tüm açıklamalar çerçevesinde şirketin piyasa koşullarında geçerli olan Merkez Bankası kısa vadeli avans veya reeskont faiz oranlarının altında kalacak şekilde daha düşük bir faiz oranıyla ilişkili şirkete ödünç para vermesi ilgili mevzuat karşısında transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı kapsamına girmektedir.

Şirket tarafından bulgu konusuna iştirak edildiği görülmekle birlikte 2019 yılı içinde piyasa faiz oranlarının genel olarak düşüş göstermesi ile uyumlu olarak Merkez Bankasının 2019 yılı sonunda Reeskont İşlemlerinde uygulanan faiz oranını %12,75 olarak belirlendiği, şirketin uyguladığı %12 faiz oranının Merkez Bankası faiz oranıyla uyumlu olduğu belirtilerek yapılan işlemin doğru olduğu ifade edilmişse de, şirket tarafından ödünç verme işleminin gerçekleştiği tarihte geçerli olan Merkez Bankası avans veya reeskont faiz oranlarının sırasıyla

%17,25-18,25 olduğu görülmektedir. Şirket tarafından belirtilen %12,75 oranındaki faiz oranının ise 21.12.2019 tarihinden itibaren geçerli olan olduğu görülmektedir. Merkez Bankasını verilerine göre 2019 yılı içerisinde geçerli olan üç farklı avans veya reeskont faiz oranları olduğu görülmekle birlikte şirket tarafından borç verilen tarihte geçerli olan faiz oranlarının %17,25-18,25 olduğu görülmüştür. Bu itibarla borç verme işlemine uygulanması gereken faiz oranının 2019 yılının sonundaki faiz oranının değil borç verme tarihindeki faiz oranının uygulanması gerektiği açıktır.

Öte taraftan şirket tarafından müetakip dönemlerde ilişkili şirketler arasındaki ödünç para alınması ve verilmesinde 5520 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesi ve ilgili diğer mevzuat kapsamında hareket edileceği de ayrıca belirtilmiştir. Bulgu konusu tespitin devam edip etmediği takip eden denetimlerde izlenecektir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?