Karar Künyesi
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 21’inci maddesinin "f" fıkrası ve 22’nci maddesinin "d" fıkrası kapsamında yapılan harcamaların tutarı toplam ödeneklerinin % 10 oranını ikinci kez aştığında Kamu İhale Kurulundan izin alınmadığı görülmüştür.
Kamu İdaresi tarafından 4734 sayılı Kanun’un “Temel ilkeler” başlıklı 5’inci maddesi idarelerin ihtiyaçlarını öncelikle açık ihale ve belli istekliler arasında ihale usulüyle karşılamasına, diğer usullere ise ancak kanunda gösterilen özel hallerde başvurulması gerektiğine işaret etmektedir. Madde metninde bahsedilen özel haller Kanun’un 21 ve 22’inci maddelerinde sayılmış olup bu şartların ortaya çıkması durumunda dahi idareye takdir yetkisi tanınmakta, açık ihale veya belli istekliler arasında ihale yapılmasının önünde bir engel bulunmamaktadır. Kanun koyucu, bu takdir yetkisine de miktar yönünden sınırlama getirmiş olup 62’nci maddenin 3’üncü fıkrasının (ı) bendine göre 21/f ve 22/d maddeleri kapsamında yapılacak harcamaların yıllık toplamı, Kamu İhale Kurulunun uygun görüşü olmadıkça idarelerin bütçelerine bu amaçla konulacak ödeneklerin %10’unu aşamayacaktır. Kamu İhale Genel Tebliği’nin 21’inci maddesinin 2’nci fıkrasına göre%10 oranı hesaplanırken kamu kurum ve kuruluşlarının yıllık bütçelerinde belirlenen toplam ödenek miktarı dikkate alınacak ve mal alımı, hizmet alımı veya yapım işleri için bütçelerine konan yıllık toplam ödenekleri üzerinden her biri için ayrı ayrı hesaplanacaktır.
Yapılan incelemede; Üniversitede 2021 yılı içerisinde, Kamu İhale Kanunu’nun 21/f ve 22/d maddeleri kapsamında yapılan alımların yıllık ödeneklerinin %10’unu aştığı ve bu aşım nedeniyle Kamu İhale Kurulundan izin alındığı görülmüştür. Ancak yıl içerisinde, bu kapsamda Kurumdan alınan izin tutarları da aşılmış ve yeniden izin alma gereği ortaya çıkmıştır. Ancak Üniversite tarafından Kuruldan ikinci onay alınmamıştır.
Sonuç olarak mal alımı, hizmet alımı ve yapım işleri için doğrudan temin ve pazarlık usulü ile yapılacak alımlara ilişkin üst sınırın aşılmasına rağmen Kamu İhale Kurulundan uygun görüş alınmamasının mevzuata aykırı olduğu, Kanun’da ve Tebliğ’de emredici hüküm niteliği taşıyan düzenlemelere uygun işlem tesis edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.