İdare ile Tüm Yerel Yönetim Çalışanları Sendikası (TÜM YEREL-SEN) arasında akdedilen ve 02.04.2023 tarihinden itibaren geçerli olan sosyal denge sözleşmesinde (Akdedilen sözleşmede Toplu İş Sözleşmesi olarak isimlendirilmiştir.), mevzuatında yer almayan ve sözleşmenin konusu olmayan belediyenin çeşitli imkanlarından yararlanma, personele muhtelif günlerde izin verilmesi vb. gibi konularda düzenlemeler yapıldığı görülmüştür.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun 32’nci maddesine göre; 27.6.1989 tarihli ve 375 sayılı KHK'nın Ek 15'inci maddesi hükümleri çerçevesinde sosyal denge tazminatının ödenmesine belediyelerde belediye başkanının teklifi üzerine belediye meclisince, il özel idaresinde valinin teklifi üzerine il genel meclisince karar verilmesi halinde, sözleşme döneminde verilecek sosyal denge tazminatı tutarını belirlemek üzere ilgili mahalli idarede en çok üyeye sahip sendikanın genel başkanı veya sendika yönetim kurulu tarafından yetkilendirilecek bir temsilcisi ile belediyelerde belediye başkanı, il özel idaresinde vali arasında, Toplu Sözleşme sürecinin tamamlanmasını izleyen üç ay içerisinde sözleşme yapılabilecektir.

375 sayılı KHK’nın Ek 15’inci maddesinde ise; sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarının, 4688 sayılı Kanun’a göre yapılan Toplu Sözleşme’de belirlenen tavan tutarı geçmemek üzere ilgili belediye ve il özel idaresi ile ilgili belediye ve il özel idaresinde en çok üyeye sahip kamu görevlileri sendikası arasında yapılabilecek sözleşmeyle belirleneceği belirtilmiştir.

4688 sayılı Kanun uyarınca imzalanan Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme’nin Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme bölümünün “Sosyal denge tazminatı” başlıklı 1’inci maddesinin (1) numaralı fıkrasında ise;

“Belediyeler ve bağlı kuruluşları ile il özel idarelerinin kadro ve pozisyonlarında istihdam edilen kamu görevlilerine, 4688 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde ödenebilecek sosyal denge tazminatı aylık tavan tutarı en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dahil) %120’sidir. Sosyal denge tazminatının verilmesi yönünde yapılabilecek sözleşmelerde, tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı, görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre farklı olarak belirlenebilir.” denilmektedir.

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeden de görüleceği üzere, sosyal denge sözleşmesinde sadece; görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre tavan tutarı aşmamak kaydıyla ödenebilecek tazminatın aylık tutarı düzenlenebilecektir. Sosyal denge sözleşmelerine, sözleşmenin adı farklı dahi olsa, farklı ödemelere ve hususlara ilişkin hükümler konulması mevzuatına açıkça aykırı olacaktır.

Ancak, İdare ile yetkili sendika Tüm Yerel-Sen arasında akdedilen ve yürürlük tarihi 02.04.2023-31.03.2024 olan sosyal denge sözleşmesinin incelenmesi neticesinde; belediyenin çeşitli imkanlarından yararlanma, personele muhtelif günlerde izin verilmesi vb. konularda mevzuatına aykırı hususların yer aldığı tespit edilmiştir. Şöyle ki;

  • “Sosyal Çalışmalarda Yardımcı Olmak” başlıklı 11’inci maddesinde, belediyenin sendika tarafından yapılacak olan eğitim, seminer ve benzeri çalışmaları için salon, araç ve gereç temini sorumluluğu yüklenmiş,

  • “Sendikal İzinler” başlıklı 19’uncu maddesinde, sendika faaliyetlerine katılacak personele yasal izinler dışında yılda 20 iş gününe kadar izin verileceği düzenlenmiş,

  • “İş Sağlığı ve Güvenliği” başlıklı 21’inci maddede, işverene kurumda ilk kademe sağlık hizmeti vermek üzere tabip bulundurma yükümlülüğü getirilmiş ve personelin yurt içinde resmi kurumlarda tedavi yapılamayanların gerekirse yurt dışında tedavi ettirileceği belirtilmiş,

  • “Kreş ve Çocuk Bakım Evi” başlıklı 22’nci maddede, belediyenin mevcut veya açacağı kreşte çalışanların çocuklarının indirimli olarak faydalanacağı ifade edilmiş,

  • “Belediye Olanaklarından Yararlanma” başlıklı 23’üncü maddede, çalışanların kendisine ve eşine ait konut bulunmayanların talebi halinde işveren sendikaya kurulmuş ya da kurulacak kooperatifine imkanları ölçüsünde rayiç bedeli üzerinden 10 yıl süreli olarak arsa temin edeceği ifadesine yer verilmiş,

  • “Diğer Haklar ve Ücretli İzinler” başlıklı 25’inci maddede, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, 3 Aralık Engelliler Günü, 19 Eylül Gaziler Günü gibi bazı önemli gün ve haftalarda çalışanlara ücretli izin verilebileceği ifade edilmiştir.

Sosyal denge sözleşmeleri, kendiliğinden çok çeşitli sosyal ve mali hakları düzenleyen ya da düzenlemesi gereken bir metin değildir. İşçi dışındaki çalışanların sosyal ve mali haklarının iç mevzuatımıza uygun olarak düzenlendiği metin, 4688 sayılı Kanun’un 28 ve 29’uncu maddelerine göre dönemler itibariyle akdedilen Toplu Sözleşmelerdir.

2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan Toplu Sözleşme incelendiğinde, işçi dışındaki kamu görevlileri için farklı konuları içeren çok sayıda ödeme kalemlerinin düzenlendiği ve bu kalemlerden birinin de “sosyal denge tazminatı” olduğu görülecektir. Meri mevzuata göre; ilave olarak yapılan söz konusu ödeme, herhangi bir tereddüte mahal vermeyecek şekilde bir tazminat olup ödeme unsuru olarak tek kalemden oluşmaktadır. Bu bağlamda, ilgili mevzuatına göre; idarelerin mali durumu, görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, kadro veya görev unvanı ile derecesi gibi kriterlere göre bu tazminat farklı oranlarda belirlenebilecektir. Bu durumda, söz konusu tazminatın taraflarca karara bağlandığı metin “sosyal denge sözleşmesi” dir.

Sosyal denge sözleşmesi yeni bir sendikal hakkın kullanımını içermediği ve hukuk sistemimizde toplu iş sözleşmesi ya da toplu sözleşme statüsünde olmadığı için, dönemler itibariyle akdedilen Toplu Sözleşmeler ile kendisine çizilen sınırın dışında bir düzenlemenin taşıyıcısı olma hakkına ve yetkisine sahip değildir. Bu nedenle, sadece sosyal denge tazminatının düzenlenme metni olması gereken sosyal denge sözleşmesinde, sosyal yardımların veya faaliyetlerin de düzenlenmesi; mali yükümlülük içerip içermediği dikkate alınmaksızın Anayasa, personel kanunları ve sendikal hak olarak dönemler itibariyle akdedilen Toplu Sözleşmelere aykırıdır.

Diğer bir ifadeyle, 4688 sayılı Kanun'un 28 ve 29'uncu maddelerine göre akdedilen toplu sözleşmeler, belediyenin çeşitli imkanlarından yararlanma, personele muhtelif günlerde izin verilmesi gibi konuların düzenlenme amacı taşımaktadır. Dolayısıyla, sosyal denge sözleşmeleri, sadece sosyal denge tazminatının oranının veya tutarının belirlendiği metinler olmalıdır.

Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, İdare tarafından; Kamu çalışanlarının toplu sözleşme yapma hakkının Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 8 temel sözleşme arasında saydığı 98 sayılı sözleşmesinde yer aldığını ve bunun da usulüne uygun yürülüğe konulmuş bir uluslararası andlaşma olduğu, söz konusu sözleşme içerisinde toplu pazarlık hakkının yer aldığını ve Anayasa’nın 90’ıncı maddesi gereği yürürlükte bulunan kanunlarımızla çelişmesi halinde öncelikle uygulanması gerektiği, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Toplu iş sözleşmesi hakkı başlığını taşıyan 53. maddesinde de işçi ve işverenlerin karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahip olduklarının hüküm altına alındığı, 4688 sayılı Kanunun “Mahalli idarelerde sözleşme imzalanması” başlığını taşıyan 32. Maddesi çerçevesinde yetkili sendika ile mahalli idare arasında imzalanan sosyal denge (toplu sözleşme) sözleşmesinde sosyal denge tazminatı dışındaki sosyal haklar kapsamında bulunan hakların düzenlenmesine herhangi bir yasal engel bulunmadığı ifade edilmiştir.

Ancak, tarafımızca bulgu konusu edilen husus kamu çalışanlarının toplu iş sözleşmesi yapamayacağı değil uluslararası sözleşmelerin gereği olarak hem Anayasa hem de 4688 sayılı Kanun çerçevesinde yapılmış bulunan ve 2022 ile 2023 yıllarını kapsayan Toplu Sözleşmede belediyelere sadece sosyal denge tazminatını belirlemeye yönelik yapılmasına izin verilen sözleşmenin içerisinde konusu dışında düzenlemelere yer verilmesidir. Ayrıca, usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaların kanun hükmünde ve kanunlarımızla çelişmesi halinde öncelikle uygulanması gerektiği konusunda herhangi bir tereddüt söz konusu olmadığı gibi bulgumuzda da aksi bir değerlendirme yapılmamıştır

Diğer taraftan, Uluslarası sözleşmelere dayanarak toplu iş sözleşmesi gibi sosyal denge sözleşmesi kurulması ve bunun hukuk dünyamızda geçerli hukuki sonuçlar doğurması mümkün değildir. Zira, uluslararası sözleşmelere uygun olarak iç hukukumuzda düzenlemeler yapılmış ve hâlihazırda yürürlükte olan bu düzenlemeler çerçevesinde Toplu Sözleşmeler akdedilmektedir. Zaten tarafımızca, en son akdedilen toplu sözleşmenin ilgili kısımlarına da bulgumuzda yer verilmiştir. Sosyal denge sözleşmelerinin neyi kapsayacağı açıkça Toplu Sözleşme’de yer almaktadır. Dolayısıyla, sosyal denge sözleşmesinde; uluslararası sözleşmelere göre oluşturulmuş iç mevzuatımız bağlamında akdedilen Toplu Sözleşme uyarınca sadece sosyal denge tazminatına ilişkin hususların yer alması mümkün gözükmektedir.

Sonuç olarak, sosyal denge sözleşmelerinde, mevzuatında yer almayan hususların düzenlenmemesi gerektiği düşünülmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?