Karar Künyesi
Şirket tarafından çeklerin vadeli olarak düzenlenip ödemelerin ötelenmesi nedeniyle, bugünkü yükümlülüklerin ileride elde edilmesi tahmin edilen nakit akışlarıyla karşılanmasına sebebiyet verildiği görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Muacceliyet” başlıklı 795’inci maddesinde; “Çek görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir.” denilmek suretiyle çekin bir ödeme aracı olarak düzenlendiği, çekte vadenin bulunamayacağı ve bankaya ibraz edildiği anda karşılığının banka tarafından ödeneceği hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile çekin kredi aracı olarak kullanılması önlenmeye çalışılmıştır.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun Geçici 3’üncü maddesinin beşinci fıkrasında; “31.12.2023 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.” hükmü tesis edilmiştir. Söz konusu hüküm, muhatap banka elinde karşılığı
bulunmadan çek verilmesini mevzuata uygun hale getirmeyip, çeklerin ibraz edilebilecekleri sürelere ve hukuki sorumluluklara ilişkin geçici bir düzenleme niteliği taşımaktadır.
(1) seri no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde 103-Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri Hesabına ilişkin olarak; işletmenin üçüncü kişilere bankalardan çekle veya ödeme emri ile yapacağı ödemelerin bu hesapta izleneceği, kişilere çek ve ödeme emri verildiğinde hesaba alacak, çek ve ödeme emirlerinin bankadan tahsil edildiği anlaşıldığında bu hesaba borç, bankalar hesabına alacak kaydedileceği belirtilmiştir.
Yapılan incelemelerde, Şirket tarafından 2022 yılı içerisinde vade yapıları ve tutarları farklı olacak şekilde 22 adet ileri tarihli çek düzenlendiği, bu çeklerin toplam tutarının 30.096.523,65 TL olduğu, 31.12.2022 tarihi itibariyle söz konusu tutardan yalnızca 4.173.297,45 TL’nin ödendiği, vade yapısı cari yılı aşan ve ödenmesi gereken 25.923.226,20 TL’lik çek olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, Şirket tarafından özetle; çekin bankaya ibrazı ile ödenmesinin Türk Ticaret Kanunu’na göre esas olduğu, buna karşın Türk ticaret hayatının olağan akışında çekin, ödeme fonksiyonu dışında, vade verilmek suretiyle bir kredi fonksiyonu ile de işlem görebildiği ve bu durumun ticari uygulamada yerleşik ve geniş bir uygulama haline geldiği belirtilmiştir. Bu uygulamanın yaygınlığını göz ardı edemeyen kanun koyucunun da zamanla bu gerçeği kabul ederek zaman zaman kanunlaştırdığı ve her seferinde yenilediği “geçici” düzenlemelerle çekte vade uygulamasına yasal dayanak sağladığı, Çek Kanunu’nun Geçici 3’üncü maddesinde; “31/12/2023 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.” hükmünün tesis edildiği ifade edilmiştir.
Ayrıca Şirketin bulunduğu sektör itibari ile pandeminin ekonomik yükünü hala atlatamadığı, kış aylarına girilmesi ile birlikte gelirlerin düşüp personel, enerji ve kira gibi giderlerin artarak devam etmesinin tedarikçi ödemeleri gibi bazı ödemeleri zamanında yerine getirememelerine sebep olduğu, bundan dolayı alternatif ödeme yöntemi olarak çek ile ödemenin kullanıldığı, keşide edilen çeklerin tahakkuk etmiş borç rakamlarını değiştirmediği, ilaveten vadesi geçmiş borçların vadesinin daha da ileri bir tarihe ötelenmesini sağladığı, bu yönüyle çeklerin Şirket kaynaklarını daha verimli kullanılması için önemli bir araç haline geldiği, düzenlen çeklerin aynı zamanda Şirketin icra ve ürün tedarik problemlerinin önüne geçilmesini de sağlayarak kamu kaynaklarının etkin, etkili ve verimli kullanılmasını ve kamu hizmetlerinin devamlılığını sağladığı ifade edilmiştir.
Her ne kadar Şirket tarafından ileri tarihli çek düzenlenmesi olağan, Şirket menfaatleriyle uyumlu, borçların vadesini uzatan, yerinde bir uygulama olarak değerlendirilse de bu uygulama, Şirket tarafından çeklerin vadeli olarak düzenlenip ödemelerin ötelenmesi nedeniyle, bugünkü yükümlülüklerin ileride elde edilmesi tahmin edilen nakit akışlarıyla karşılanmasına sebep olacaktır. “31/12/2023 tarihine kadar, üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.” hükmü bulguda da belirtildiği üzere muhatap banka elinde karşılığı bulunmadan çek verilmesini mevzuata uygun hale getirmemekte, çeklerin ibraz edilebilecekleri sürelere ve hukuki sorumluluklara ilişkin geçici bir düzenleme niteliği taşımaktadır.
Sonuç olarak, çekler yukarıda açıklanan mevzuatta ödeme aracı olarak düzenlenmiştir. Çekin vadeli olarak düzenlenerek ödemenin ötelenmesi onu kredi aracı haline getirmekle kalmayıp aynı zamanda bugünkü yükümlülüklerin ileride elde edilmesi tahmin edilen gelirlerle karşılanmasına da sebebiyet vermektedir. Söz konusu uygulama kamu kaynaklarının etkin, etkili ve verimli kullanılmasını engellediği gibi, kamu hizmetlerinin devamlılığı açısından da önemli sakıncalar içermektedir.