Karar Künyesi
Balçova Belediyesine, Konak Belediyesi tarafından tahsis edilen taşınmazın, Orman İşletme Müdürlüğünden kiralanan piknik ve mesire alanı üzerine inşa edilen kafeteryanın,
kamuya terk alan üzerinde bulunan taşınmazların ve tapusu Belediyeye ait olmayan taşınmazların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’u hükümlerine aykırı olarak ayni sermaye şeklinde belediye şirketine devredildiği tespit edilmiştir.
Sermaye ortaklığı türlerinden olan anonim ortaklıklarda, pay sahibi ortağın en önemli yükümlülüğü taahhütte bulunduğu sermaye koyma borcunu yerine getirmektir. Bu çerçevede sermaye koyma borcu ayni sermaye ve nakdi sermaye olarak yerine getirilebilir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na göre ortaklar tarafından şirkete ayni sermaye konulması mümkün ise de bu işlemin yine Kanun’da belirtilen şart ve usullerle yapılması gerekmektedir. Sermaye olabilecek malvarlığı değerlerinin maddi edim niteliğinde, devredilebilir ve para ile ölçülebilir nitelikte olması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Ayni sermaye olarak konulabilecek malvarlığı unsurları” başlıklı 342’nci maddesinde; “Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz” denilmektedir. Madde metninden açıkça görüldüğü üzere herhangi bir mal varlığının sermaye şirketine ayni sermaye olarak konulabilmesi için devredilebilir nitelikte olması gerekmektedir.
Anonim ortaklık tüzel kişiliğine karşı ayni sermaye taahhüdünde bulunan ortak, bu taahhüdüne konu olan malvarlığı değerini ortaklık tüzel kişiliğine devretmekle yükümlü olur. Bu nedenle taahhüt edilen malvarlığı değeri devredilebilir nitelikte olmalıdır. Çünkü ortaklığa sermaye olarak getirilen malvarlığı değerleri, ortakların şahsi malvarlıklarından ayrı ve bağımsız bir sermaye olup, ortaklık tüzel kişiliğinin malvarlığını teşkil eder. Devredilemeyen nitelikteki sermaye taahhütleri, taahhütte bulunan ortak tarafından ifa edilemeyeceğinden ortaklık tüzel kişiliğinin malvarlığına dahil olamaz.
Taşınmazın veya taşınmaz üzerindeki ayni hakların anonim ortaklığa sermaye olarak konulmasının hukuki sonucu olarak şartları gerçekleştiğinde, bunların kanun gereği ortaklığa intikali gerekmektedir. Taşınmaz veya taşınmaz üzerindeki ayni haklar için devir engeli bulunması bunların sermaye olarak taahhüdünü engelleyecektir.
Yukarıda açıklanan bilgiler çerçevesinde bir şirkete ayni sermaye olarak konulacak malvarlığının temelini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 683’ncü maddesindeki “mülkiyet hakkı” kavramı oluşturmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1’nci maddesi, Türk
Ticaret Kanunu’nu, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun ayrılmaz bir parçası olarak tanımlamıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 128'nci maddesi ile;
Her ortağın, usulüne göre düzenlenmiş ve imza edilmiş şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettiği sermayeden dolayı şirkete karşı borç altına gireceği,
Şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan taşınmazların tapuya şerh verildiği, fikrî mülkiyet hakları ile diğer değerlerin varsa özel sicillerine bu hüküm uyarınca kaydedildikleri ve taşınırların güvenilir bir kişiye tevdi edildikleri takdirde kabul olunacağı,
Sermaye olarak taşınmaz mülkiyeti veya taşınmaz üzerinde var olan veya kurulacak olan ayni bir hakkın konulması borcunu içeren şirket sözleşmesi hükümlerinin, resmî şekil aranmaksızın geçerli olacağı,
Paradan başka ekonomik bir değer veya bir taşınırın sermaye olarak konulmasının borçlanılması hâlinde şirketin tüzel kişilik kazandığı andan itibaren bunlar üzerinde malik sıfatıyla doğrudan tasarruf edebileceği,
Taşınmaz mülkiyetinin veya diğer ayni bir hakkın sermaye olarak konulması hâlinde, şirketin bunlar üzerinde tasarruf edebilmesi için tapu siciline tescil gerekli olduğu,
Mülkiyet ve diğer ayni hakların tapu siciline tescili istemi ile diğer sicillere yapılacak tescillerle ilgili bildirimlerin, ticaret sicili müdürü tarafından ilgili sicile resen ve hemen yapılacağı,
Şirketin, her ortağın sermaye koyma borcunu yerine getirmesini isteyebileceği ve dava edebileceği gibi, yerine getirmede gecikme sebebiyle uğradığı zararın tazminini de isteyebileceği,
Ortaklarca, sermaye olarak konulması taahhüt edilen hakların korunması için, kurucular tarafından ortaklar aleyhine ihtiyati tedbir istenebileceği,
hususları hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda Belediyenin kendisine tahsis edilen taşınmazın, başkasından kiralama suretiyle işlettiği taşınmazın, kamuya terk alan üzerinde bulunan taşınmazların ve tapusu
Belediyeye ait olmayan taşınmazların belediye şirketine ayni sermaye olarak verilmesi hususu incelenmiştir.
Konak Belediyesinden Tahsis Alınan Taşınmazın Ayni Sermaye Olarak Belediye Şirketine Verilmesi
Balçova Belediyesine, Konak Belediyesi tarafından tahsis edilen taşınmazın, ayni sermaye olarak Belediyenin hissesinin tamamına sahip olduğu şirketine devredildiği tespit edilmiştir.
Konak Belediyesi tarafından 08.05.2019 tarihli 79 sayılı Meclis Kararı doğrultusunda 417 ada 147 parselde 434,29 m2 yüzölçümü ile kayıtlı taşınmaz üzerinde bulunan Gonca Sokak No:23 Balçova/İzmir adresli konuk evi/kültür evi olarak kullanılan bina Balçova Belediyesine kamu hizmetlerinde kullanılmak üzere bedelsiz olarak 10 yıllığına tahsis edilmiştir.
Balçova Belediyesi 02.09.2019 tarihli 54 sayılı Meclis Kararı ile kendisine tahsisi yapılan taşınmazın işletme hakkını sermayesinin tamamına sahip olduğu belediye şirketine ayni sermaye olarak vermiştir. Belediye şirketi taşınmazı kreş olarak işletmeye devam etmektedir.
Tahsise konu yapılan protokolün “Özel şartlar” başlıklı 1’nci maddesi ile tahsise konu edilen taşınmazın 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75/d maddesi uyarınca tahsis edilen tarafından kamu hizmetlerinde kullanılacağı ve hiçbir şekilde amacı dışında kullanılamayacağı, protokolün 2’nci maddesi ile mal sahibinin izni olmadan tahsis edilen yapının hiçbir kişi, kurum ve kuruluşun kullanımına verilemeyeceği, %100 hissesi belediyeye ait şirketlere ilişkin bu madde hükmünün kullanılamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Tahsis edilen taşınmaz üzerinde belediyenin mülkiyet hakkı bulunmadığı için ayni sermaye olarak şirketine devri mümkün değildir. Ancak protokoldeki hükme istinaden belediye şirketine kiralama yapması mümkündür.
Hukuka aykırı olarak yapılan devir sonucunda;
Yapılan tahsisin Konak Belediyesi tarafından iptali halinde, Belediye kendisine ait olmayan bir taşınmazın işletme hakkını ayni sermaye olarak vermek suretiyle, yerine getiremeyeceği bir sermaye koyma borcu altına girecektir.
Tapusu başkasına ait olan bir taşınmaz üzerinde Belediyenin mülkiyet hakkı olmadığı için, şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer
alan işletme hakkının devri, esas sözleşmeye eklenemeyecek veya tapu siciline tescil edilemeyecektir.
Açıklanan nedenlerden dolayı Balçova Belediyesi tarafından söz konusu taşınmazın ayni sermaye olarak Belediye şirketine verilmesi hususu hukuka aykırılık oluşturmaktadır.
Orman İşletmesinden Kiralanan Yerin Ayni Sermaye Olarak Belediye Şirketine Verilmesi
Belediyenin, mülkiyetinde olmayan, Orman İşletme Müdürlüğünden kiralanan piknik ve mesire alanı üzerine inşa edilen kafeteryanın, ayni sermaye olarak belediyenin hissesinin tamamına sahip olduğu şirkete hukuka aykırı olarak devrettiği tespit edilmiştir.
Balçova Belediyesi ile Orman İşletme Müdürlüğü arasında 12.08.2011 tarihinde imzalanan kira sözleşmesi 19.01.2021 tarihinde yenilenerek, Balçova İlçesi Teleferik Mahallesi mevkiinde yer alan piknik ve mesire alanı 11 yıllığına Belediyeye kiralanmıştır. Belediye tarafından bahsedilen piknik ve mesire alanına 12.08.2011 tarihinde imzalanan kira sözleşme hükümlerine uygun olarak kafeterya inşa edilmiş olup, bu kafeterya 10.05.2013 tarih ve 47 sayılı Meclis Kararı ile Belediyenin hissesinin tamamına sahip olduğu Agamemnon Termal Turizm Elektrik Enerji İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ’ye ayni sermaye olarak devredilmiştir. Meclis Kararında ayni sermaye olarak devrin hangi hakka ilişkin olduğuna yönelik bir hüküm bulunmamaktadır.
Belediye tarafından inşa edilen kafeterya belediye adına tapuda tescil edilmemiştir. Kısaca kafeteryanın belediyeye ait olduğunu gösteren tapu başta olmak üzere herhangi bir resmi belge bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu gereğince kafeterya Orman İşletme Müdürlüğüne ait arazinin bir parçasını oluşturmaktadır.
Belediyenin mülkiyetinde olmayan, Orman İşletme Müdürlüğünden belirli süreli olarak kiralanan taşınmazın üzerine inşa edilen kafeteryanın, Belediye mülkiyetindeymiş gibi işletme hakkının belediye şirketine ayni sermaye artırımı yolu ile devredilmesi Orman İşletme Müdürlüğü ile yapılan sözleşmeye ve mevzuata aykırılık teşkil etmektedir.
Belediye ile Orman İşletme Müdürlüğü arasında imzalanan 12.08.2011 tarihli kira sözleşmesinin 9’uncu maddesinde; kiracının bu hakkını devredemeyeceği, ortak alamayacağı, kiraya verilen yeri genişletemeyeceği, değiştiremeyeceği ve amacı dışında kullanamayacağı hüküm altına alınmıştır. Sözleşmenin 9’uncu maddesinde açıkça görüldüğü üzere Orman
İşletmesinden kiralanan yerin başka kişilere kiralanması veya kullandırılması mümkün değildir. Ancak Belediye, kendi mülkünde olmayan ve sözleşme ile de başkasına devrin yasaklandığı yerin işletme hakkını, mevzuata ve kira sözleşmesine aykırı olarak kendi şirketine sermaye artırımı yolu ile devretmiştir.
Hukuka aykırı olarak yapılan devir sonucunda;
Yapılan kiralama işleminin iptali halinde, Belediye kendisine ait olmayan bir taşınmazın işletme haklarını ayni sermaye olarak vermek suretiyle, yerine getiremeyeceği bir sermaye koyma borcu altına girmiştir.
Tapusu olmayan bir taşınmaz üzerinde belediyenin mülkiyet hakkı olmadığı için, şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan hakkın devri, esas sözleşmeye eklenemeyecek veya tapu siciline tescil edilemeyecektir.
Türk Ticaret Kanunu’nda da belirtildiği üzere ayni sermaye olarak şirkete konulabilecek malvarlıklarının devredilebilir nitelikte olması gerekmekte olup, Belediyenin mülkiyetinde olmayan bir yerin kendi şirketine sermaye artırımı yolu ile ayni sermaye olarak konulmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.
Tapusu Belediyeye Ait Olmayan Taşınmazların Ayni Sermaye Olarak Belediye Şirketine Verilmesi
Tapusu Belediyeye ait olmayan bazı taşınmazların ayni sermaye olarak belediyenin hissesinin tamamına sahip olduğu şirkete hukuka aykırı olarak devredildiği tespit edilmiştir.
Balçova Belediyesi tarafından 06.06.2016 tarih ve 53 sayılı Meclis Kararı ile kendisine ait olmayan 417 Ada-160 parselde yer alan dükkan,10.10.2019 tarihli 68 sayılı Meclis Kararı ile 2267 Ada-14 Parselde yer alan büfe, 02.12.2019 tarihli 90 sayılı Meclis Kararı ile 253 Ada- 25 parselde yer alan spor sahası içine bulunan tenis kort ve tesisleri sermayesinin tamamına sahip olduğu belediye şirketine ayni sermaye olarak verilmiştir.
Taşınmazlar üzerinde Belediyenin mülkiyet hakkı bulunmadığı için ayni sermaye olarak şirkete devri mümkün değildir.
Hukuka aykırı olarak yapılan devir sonucunda;
Belediyenin kendisine ait olmayan bir taşınmaz üzerinde kullanma ve yararlanma hakkı bulunmadığı için bu hakları ayni sermaye olarak vermek suretiyle, yerine getiremeyeceği bir sermaye koyma borcu altına girmiştir.
Tapusu olmayan bir taşınmaz üzerinde belediyenin mülkiyet hakkı olmadığı için, şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan hakkın devri, esas sözleşmeye eklenemeyecek veya tapu siciline tescil edilemeyecektir.
Türk Ticaret Kanunu’nda da belirtildiği üzere ayni sermaye olarak şirkete konulabilecek malvarlıklarının devredilebilir nitelikte olması gerekmekte olup, belediyenin mülkiyetinde olmayan bir yerin kendi şirketine sermaye artırımı yolu ile ayni sermaye olarak konulmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.
Kamuya Terk Alan İçerisinde Bulunan Taşınmazların Ayni Sermaye Olarak Belediye Şirketine Verilmesi
Kamuya terk alan içerisinde bulunan bazı taşınmazların ayni sermaye olarak Belediyenin hissesinin tamamına sahip olduğu şirkete hukuka aykırı olarak devredildiği tespit edilmiştir.
Balçova Belediyesi 04.06.2018 tarihli 39 sayılı Meclis Kararı ile kamuya terk alan içerisinde yer alan Yüzbaşı Şerfettin Parkında bulunan kafeteryayı, 19.04.2019 tarihli 5 sayılı Meclis Kararı ile Şehit Teğmen Pilot Süleyman Ersever Parkı içerisinde yer alan büfeyi, 13.06.2019 tarihli 47 sayılı Meclis Kararı ile Korutürk Mahallesinde yer alan büfeyi, 02.12.2019 tarihli 91 sayılı Meclis Kararı ile Pınar Sokakta yer alan iki adet wc ve büfeyi, 26.02.2020 tarihli 29 sayılı Meclis Kararı Ata Caddesinde yer alan büfeyi sermayesinin tamamına sahip olduğu belediye şirketine ayni sermaye olarak vermiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 11’nci maddesine göre; “İmar planlarında; meydan, yol, su yolu, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler, güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı Kuvvetlerine ait harekat ve savunma amaçlı yerler hariç Hazine ve özel idareye ait arazi ve arsalar belediye veya valiliğin teklifi, Maliye ve Gümrük Bakanlığının onayı ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye; belediye ve mücavir alan hudutları dışında özel idareye bedelsiz terk edilir ve tapu kaydı terkin edilir. Ancak, bu yerlerin üzerinde bina bulunduğu takdirde, arsası hariç yalnız binanın halihazır kıymeti için takdir edilecek bedel
ödenir. Bedeli ve ödeme şekli taraflarca tespit olunur. Bu suretle maledilen arazi ve arsalar belediye veya özel idare tarafından satılamaz ve başka bir maksat için kullanılamaz. Bu hususta tapu kütüğünün beyanlar hanesine gerekli şerh konur.” hükmü yer almaktadır.
Kamuya terk işlemi, kamu hizmeti için gerekli olan taşınmazların kamu idarelerinin tasarrufuna geçirilmesi ve özel mülkiyette bulunan bir taşınmazın malik tarafından kamunun ortak kullanımına bırakılmasıdır. Bu taşınmazlar malikin mülkiyetinden çıkmakta ancak ilgili kamu idaresinin mülkiyetine girmemektedir. Bunun sebebi yol, park, yeşil alan gibi kamu hizmetine tahsisli taşınmazların tapu siciline tescil edilememesidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 999’ncu maddesine göre; özel mülkiyete tabi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir ayni hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunamaz. Tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tabi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır. Özel mülkiyette iken tapu siciline kayıtlı olan taşınmazların kamu hizmetlerine bağışlanması durumunda yapılan tapu sicilinden çıkarma işlemine terk denir. Kısaca kamuya terk işlemi; imar planlarının gerçekleştirilmesi esnasında taşınmazın mal sahipleri tarafından, bedelli veya bedelsiz olarak, taşınmazın bütününün ya da bir bölümünün imar planına uygun olarak kamu yararına ( yol, yeşil alan, park vs.) bırakılması işlemidir. Bu şekilde oluşan taşınmazlar kamuya terk alanı oluşturmaktadır. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 11’nci maddesine göre bu suretle edinilen arazi ve arsalar Belediye tarafından satılamaz ve başka bir amaç için kullanılamaz.
Açıklanan sebeplerle taşınmazlar üzerinde Belediyenin mülkiyet hakkı bulunmadığı için ayni sermaye olarak şirkete devri mümkün değildir.
Hukuka aykırı olarak yapılan devir sonucunda;
Belediye kendisine ait olmayan bir taşınmaz üzerinde kullanma ve yararlanma hakkı bulunmadığı için bu hakları ayni sermaye olarak vermek suretiyle, yerine getiremeyeceği bir sermaye koyma borcu altına girmiştir.
Tapusu olmayan bir taşınmaz üzerinde belediyenin mülkiyet hakkı olmadığı için, şirket sözleşmesinde veya esas sözleşmede bilirkişi tarafından belirlenen değerleriyle yer alan hakkın devri, esas sözleşmeye eklenemeyecek veya tapu siciline tescil edilemeyecektir.
Türk Ticaret Kanunu’nda da belirtildiği üzere ayni sermaye olarak şirkete konulabilecek malvarlıklarının devredilebilir nitelikte olması gerekmekte olup, belediyenin mülkiyetinde
olmayan bir yerin kendi şirketine sermaye artırımı yolu ile ayni sermaye olarak konulmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.