Kuruma ait yönetim dönemi hesabı ile 140- Kişilerden Alacaklar Hesabının incelenmesi neticesinde; Kurum 2008, 2009 ve 2010 yılı hesaplarının Sayıştay tarafından incelenerek kesin hükme bağlandığı, ancak bunlara ilişkin ilam hükümlerinin bazı maddelerin infazının gerçekleştirilmediği görülmüştür.

Anayasa’nın 160’ıncı maddesinde sorumluların hesap ve işlemlerinin kesin hükme bağlanmasının Sayıştay tarafından yapılacağı, bu kesin hükümler hakkında idari yargıya başvurulamayacağı ifade edilmiştir. Ayrıca Anayasa’nın 164’üncü maddesinde Sayıştay tarafından hesap yargılaması yapıldığı açıkça hüküm altına alınmıştır.

Gerek 21.02.1967 tarih ve 832 sayılı mülga Sayıştay Kanunu gerekse 03.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nda Sayıştay Daireleri tarafından yapılan yargılama sonucunda ilam düzenleneceği, ilamın tebliğden itibaren belli süreler içerisinde temyiz edilebileceği, Temyiz Kurulunca verilen kararların kesin olduğu, Sayıştay ilamlarının kesinleştikten sonra üç ay (yeni Kanun’da doksan gün) içerisinde yerine getirileceği, ilamlarda gösterilen tazmin miktarı sorumlular tarafından rızaen ödenmez ise 09.06.1932 tarih ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine başvurulacağı, ilam hükümlerinin yerine getirilmesinden ilamların gönderildiği kamu idarelerinin üst yöneticilerinin sorumlu olduğu, Sayıştay ilamlarının infazını izlemeyen ve gereklerini yerine getirmeyenler hakkında “aylığın yarım ödenmesi”, “görevden uzaklaştırma”, “soruşturma” ve “kovuşturma” hükümlerinin uygulanacağı ifade edilmiştir.

Bununla birlikte 832 sayılı mülga Sayıştay Kanunu’nun 65, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 78’inci maddesinde adli, idari ve askeri mahkemelerce verilen hükümlerin, Sayıştayın denetim yapmasına ve hükme bağlamasına engel olmadığı kesin bir şekilde belirtilmiştir.

19.10.2006 tarih ve 26324 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 8’inci maddesinde kamu zararından doğan alacaklar için takibe yetkili birim tarafından alacak takip dosyası açılacağı; 9’uncu maddesinde Sayıştay ilâmına istinaden bildirilen kamu zararlarının ilâmda belirtilen sorumlular adına muhasebe hesaplarına kaydedileceği; 10’uncu maddesinde Sayıştay ilamlarının Sayıştay Kanunu’nda belirtilen usul ile tebliğ edileceği; 11'inci maddesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda ihtiyatî haciz için öngörülen şartların varlığı ve kamu idaresi üst yöneticisinin de gerekli görmesi halinde, mahkeme kararı veya Sayıştay ilâmı tebliğ edilinceye


kadar, alacaklı kamu idaresince kamu alacağını güvence altına almak amacıyla yetkili mahkemeden karar alınarak, sorumluların ve ilgililerin mal, hak ve alacakları üzerine ihtiyatî haciz konulacağı; 15’inci maddesinde ise Sayıştay ilamı ile hüküm altına alındığı halde rızaen ödenmeyen tutarların 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır.

Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 140- Kişilerden Alacaklar Hesabının anlatıldığı 100’üncü maddesinde, Sayıştay İlamları ile ortaya çıkan alacakların bu hesapta izleneceği, ilamın kesinleştiği bildirilinceye kadar sorumlulardan icraya müracaat edilmeksizin tahsilinin izleneceği, ilamın kesinleştiğinin bildirilmesi ile birlikte icra takibine başlanacağı hüküm altına alınmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nda mahkeme ilamı üzerine icra dairesine nasıl başvurulacağı ve ilamlı icralarda neler yapılacağı, ödeme, taksitlendirme ve haciz yöntemleri detaylı bir şekilde anlatılmıştır.

Anayasa Mahkemesinin 27.12.2012 tarih ve 2012/102 E. 2012/207 K. sayılı Karar’ında,


Bütün bu açıklamalar dikkate alındığında, Sayıştay’ın sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlama görevi yönünden yargısal bir faaliyet icra ettiği ve bu çerçevede verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden yargı kararı niteliğinde olduğu, kesin hüküm vermesi nedeniyle bunu sonuçsuz veya etkisiz kılacak şekilde gerek idari gerekse yargısal makamlar nezdinde herhangi bir karar alınmasının söz konusu olamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.” denilerek Sayıştay ilamlarının yargısal karar niteliğinde olduğu, tüm kişi, kurum ve yargı organlarının buna aykırı işlem yapmamaları gerektiği açıkça ifade edilmiştir.

Bu durumda Sayıştay İlamları mahkeme ilamı niteliğindedir ve bunların hükümlerinin yerine getirilmesinden üst yöneticiler sorumludur. Hiçbir kişi, kurum ya da yargı organının bu ilam hükümlerinin infazını engelleyecek veya geciktirecek şekilde hüküm tesis etmesi mümkün değildir. İlamların infazına ilişkin yasal sürelerin bitmesinin üzerinden uzun süreler geçmesine rağmen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil cihetine gidilmemesi hukuka uygun olmadığı gibi sorumlu kişiler aleyhine çeşitli yaptırımlara da sebebiyet verebilecektir.

İdare cevabında Sayıştay ilamlarında belirtilen kamu zararlarının zaman aşımına uğratılmadığını ve söz konusu ilamların muhasebe kayıtlarına alındığını ve tahsili için gerekenlerin mevzuata uygun olarak yerine getirildiği ifade edilmiş ise de yukarıda ayrıntısı


belirtildiği üzere kesinleşen ilamların Sayıştay Kanunu’nda belirtilen sürede tahsili için gerekli çalışmaların yapılması gerekmektedir. Konu takip eden denetimlerde izlenecektir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?