Büfe yeri kiralamalarına ilişkin ihalelerde sözleşme imzalamaya gelmeyen ilgililer olmasına rağmen ihalenin bozulmadığı, işe ilişkin geçici teminatların gelir kaydedilmediği görülmüştür.

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Sözleşme yapılmasında müteahhit veya müşterinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 57’nci maddesinde sözleşme yapılması gerekli olan hallerde müteahhit veya müşterinin 31’inci maddeye göre onaylanan ihale kararının veya Hazine ve Maliye Bakanlığının vizesi gereken hallerde bu vizenin yapıldığının bildirilmesini izleyen günden itibaren 15 gün içinde geçici teminatı kesin teminata çevirerek noterlikçe tescil edilmiş sözleşmeyi idareye vermek zorunda olduğu, satışlara ilişkin ihalelerde müşterinin aynı

süre içinde ihale bedelini ve müşteriye ait bulunan vergi, resim ve harçları yatırması diğer giderleri ödemesi gerektiği belirtilmiştir. Maddenin devamında ise bu zorunluluklara uyulmadığı takdirde, protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihalenin bozulacağı ve varsa geçici teminatın gelir kaydedileceği hükme bağlanmıştır.

Mezkur Kanun’un “Sözleşme yapılmasında müteahhit veya müşterinin görev ve sorumluluğu” başlıklı 84’üncü maddesinde de üzerine ihale yapıldığı halde usulüne göre sözleşme yapmayan istekliler ile sözleşme yapıldıktan sonra taahhüdünden vazgeçen ve mücbir sebepler dışında taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirmeyen müteahhit veya müşteriler hakkında da, ihaleyi yapan bakanlık veya ilgili bakanlık tarafından, bir yıla kadar ihalelere katılmaktan yasaklama kararı verileceği ve bu kararların Resmi Gazete’de ilan ettirildiği gibi ilgililerin müteahhitlik sicillerine işleneceği hükme bağlanmıştır.

Öte yandan büfe yerlerinin kiralanmasına ilişkin hazırlanan Taşınmaz Kira Şartnamesi’nin 10’uncu maddesinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 31 veya 76’ncı maddelerine göre onaylanan ihale kararlarının yukarıda açıklanan şekilde tebliğinden itibaren 15 gün içinde ilgililerinin kesin teminatı yatırmak, sözleşmeyi düzenlemek ve notere tescil ettirmek, ihaleyle ilgili müşteriye ait vergi, resim, harç ve diğer giderleri ödemek zorunda olduğu, bu zorunluluklara uyulmadığı taktirde protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın ihalenin bozulacağı ve geçici teminatın gelir kaydedileceği hususları düzenlenmiştir.

Yukarıdaki mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre onaylanan ihale kararlarının ilgililerine tebliği tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde geçici teminatın kesin teminata çevrilerek, noterlikçe tescil edilmiş sözleşmeyi idareye vermek zorunda olduğu anlaşılmaktadır. Aksi durumda ihalenin bozulup, ihale üzerinde kalan istekliye ait geçici teminatın gelir kaydedilmesi ve yasaklılık kararı verilmesi bakımından gerekli işlemlerin yapılması hukuki bir zorunluluktur.

Yapılan incelemede 26 adet büfe yerinin kiraya verilmesi için açılmış olan ihalede 23 adet büfe yerine ilişkin isteklilerin usulüne uygun onaylanan ihale kararının bildirilmesini izleyen günden itibaren 15 gün içinde sözleşmeyi imzalamaya gelmediği halde bu istekliler açısından ihalenin bozulmadığı, geçici teminatlarının gelir kaydedilmediği ve ilgiler hakkında yasaklılık kararı verilmesi bakımından gerekli işlemlerin yapılmadığı tespit edilmiştir.

Şirket tarafından bulgu konusu hususa itiraz edilmiş olup, bulguda belirtilen 23 adet büfe yerine ilişkin isteklilere 02.12.2021 tarihli yazı ile bildirimde bulunularak taşınmazların tahsis süresinin dolduğunu, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre ihaleye çıkılacağını, eğer yeni yapılacak ihaleye katılınacak ise büfenin tahliye sürecinin aksamaması açısından tahliye taahhütnamesinin verilmesi gerektiği, tüm büfe işletmecilerinin bu yazı üzerine Şirkete başvurarak yapılacak ihaleye katılacaklarını beyanla tahliye taahhütnamesi imzaladıkları, akabinde 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine uygun olarak ihaleye çıkıldığı ve 18.01.2022 tarihinde ihale yapıldığı, ihaleye çıkılan büfelerin neredeyse tamamında eski işletmeciler tarafından muammen bedelin oldukça üzerinde teklifler verilmek suretiyle ihalelerin sonuçlandırıldığı ve buna ilişkin belgelerin imzalandığı, sonraki süreçte sözleşmeye davet yazılarının tebliği aşamasında ihale ile işletme hakkını devralmış olan eski işletmeciler tarafından Mersin Sulh Hukuk Mahkemeleri nezdinde “Tahliye taahhütnamesinin müzayaka hali nedeniyle hükümsüzlüğünün tespiti, davalı ve davacı arasındaki kira ilişkisinin ve kiracılık sıfatının tespiti, davaya konu taşınmazın yeni dönem için emsal kira bedelinin tespiti ile muarazanın giderilmesi ve tahliyenin tedbiren durdurulması talepleriyle” davalar açıldığı, bu davaların tümünde davacıların talepleri doğrultusunda tahliye işlemlerinin mahkemelerce tedbiren durdurulduğu belirtilmiştir. Ayrıca bu davalarda Şirket adına gerekli savunmaların yapıldığı ve yargılama sürecinin başladığı, ancak tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması karşısında Şirket tarafından sözleşmeye davet yazısı tebliğ edilmiş olmasına rağmen ihaleyi kazanan kişilerle sözleşme yapılmasının mümkün olamadığı, zira davaların kabulü durumunda yapılan ihalelerin geçerliliğinin kalmayacağından, ne tahliye işlemi yapılabileceği ne de yeni ihale bedeli üzerinden sözleşme imzalanmasının mümkün olabileceği ifade edilmiştir.

Yapılan yargılamalar sonucunda işletmeciler tarafından açılan davaların hemen hemen tamamının Şirket lehine karara bağlandığı, ancak davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan tedbirlerin kaldırılmadığı, böylece halen sözleşme imzalanmasının mümkün olamadığı da vurgulanmıştır.

Ayrıca büfe yeri kiralamalarına ilişkin ihalelerde sözleşme imzalamaya gelmeyen ilgililer olmasına rağmen ihalenin bozulmadığı, işe ilişkin geçici teminatların gelir kaydedilmediği bu nedenle de 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine aykırı hareket edildiği, yasal süre içerisinde sözleşmeyi imzalamaya gelmeyen 23 adet büfe yerinin kiralanması kararı verilen istekliler açısından ihalenin bozulmasının, geçici teminatlarının gelir kaydedilmesinin ve ilgiler hakkında yasaklılık kararı verilmesi bakımından gerekli işlemlerin başlatılması gerektiği yönündeki tenkide katılmanın mümkün olmadığı, zira Sulh Hukuk

Mahkemeleri tarafından verilmiş ve tahliyelerin durdurulması içerikli tedbir kararları mevcut iken;

İhalelerin bozulması ve teminatların irat kaydedilmesinin Şirket tarafından son derece riskli ve Mahkeme kararına uymamak sonucunu doğuracak bir işlem olacağı,

Şirketin ihaleyi bozarak teminatları irat kaydetmesi durumunda, davalar sonuçlanana kadar zaten hiçbir işlem yapılamayacak, eski bedeller üzerinden işletme hakkı devir bedeli tahsil edilerek sürecin devam ettirilmek durumunda kalınacağı,

Tahliye işlemleri gerçekleştirilemeyeceği için yeniden ihaleye çıkılmasının mümkün olamayacağı,

İhaleye çıkılsa ve ihale yapılsa bile yeni işletmecilere yer teslimi yapılamayacağı,


İhalelerin bozulması ve geçici teminatların irat kaydedilmesi sonrasında yasal sürecin Şirket lehine sonuçlanması durumunda, arada geçen sürenin işletme hakkı devri bedeli eski bedellere yakın tutarlar üzerinden tahsil edilmek durumunda kalınacağından kamu zararı doğacağı,

belirtilmiştir.


Şirket cevabında devam eden mahkeme süreçleri ve mahkemelerce verilmiş olan tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması kararları sebebiyle, bahse konu 23 adet büfe yerine ilişkin isteklilerin usulüne uygun onaylanan ihale kararının bildirilmesini izleyen günden itibaren 15 gün içinde sözleşmeyi imzalamaya gelmeyen istekliler açısından ihalenin bozulmadığı, geçici teminatlarının gelir kaydedilmediği ve ilgiler hakkında yasaklılık kararı verilmediği belirtilmişse de, söz konusu mahkeme kararlarının ihale sürecinin durdurulmasına yönelik olmadığı, yalnızca tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulmasına yönelik olduğu mahkemelerce verilmiş olan kararların gerekçelerinden anlaşılmaktadır. Öte yandan ihalelerin bozulması ve teminatların irat kaydedilmesinin Şirket tarafından son derece riskli ve mahkeme kararlarına uymamak sonucunu doğuracak bir işlem olacağı belirtilmişse de mahkemelerce verilmiş olan kararın bulgu konusu hususu ilgilendirmediği yine mahkeme kararlarının gerekçesinden anlaşılabilecektir. Zira mahkemeler ihale süreecine ilişkin bir karar vermemiş, yalnızca Şirket tarafından verilmiş olan tahliye kararlarının durdurulmasına hükmetmişlerdir. Bu yönüyle yasal süre içerisinde sözleşmeyi imzalamaya gelmeyen 23 adet büfe yerinin kiralanması kararı verilen istekliler açısından ihalenin bozulması, geçici teminatlarının gelir kaydedilmesi ve

ilgiler hakkında yasaklılık kararı verilmesi bakımından mahkemelerce verilmiş bir karar olmadığından, bu işlemlerin tesis edilmesinin mahkeme kararına uymamak gibi bir sonucu olmayacağı açıktır. Ayrıca Şirketin ihaleyi bozarak teminatları irat kaydetmesi durumunda davalar sonuçlanana kadar zaten hiçbir işlem yapılamayacağı, eski bedeller üzerinden işletme hakkı devir bedeli tahsil ederek sürecinin devam ettirilmek durumunda kalınacağı belirtilmişse de bu durumun 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun amir hükümlerine uygun hareket edilmesine engel olamayacağı izahtan varestedir.

Sonuç olarak yasal süre içerisinde sözleşmeyi imzalamaya gelmeyen 23 adet büfe yerinin kiralanması kararı verilen istekliler açısından ihalenin bozulması, geçici teminatlarının gelir kaydedilmesi ve ilgiler hakkında yasaklılık kararı verilmesi gerekmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?