Karar Künyesi
Kurum, 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un Ek 5’inci maddesi gereği bu Kanun’a tabi olarak işlemlerini yürütmektedir. Mezkûr Kanun’un 22’nci maddesinde Kurum işlemlerinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na tabi olmadığı hüküm altına alınmış olduğundan Kurum tarafından taşınmazların idaresi ve değerlendirilmesi amacıyla Taşınır, Taşınmaz, Kaynak ve Hakların Değerlendirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hazırlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Söz konusu Yönetmelik’in “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 3’üncü maddesinde ecrimisilin İdarenin hüküm ve tasarrufu altındaki her türlü taşınmaz mal, kaynak ve hakların; İdarenin izni dışında gerçek ve tüzel kişilerce işgal ve/veya tasarruf edilmesi sebebiyle, idarenin zarara uğrayıp uğramadığına veya işgalcinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın idarece talep edilen tazminatı ifade ettiği belirtilmiştir.
Mezkûr Yönetmelik’in “Ecrimisil ve Tahliye İşlemleri” başlıklı 51’inci maddesinde;
“İdarenin hüküm ve tasarrufu altında bulunan her türlü taşınmaz mal, kaynak ve hakların, kişilerce haksız tasarruf edildiği ve/veya işgal edildiğinin belirlenmesi halinde tespit
tarihinden itibaren 15 (on beş) iş günü içinde tespit tutanağına dayanılarak, tespit tarihinden geriye doğru 5 yılı geçmemek üzere ecrimisil tespit ve takdir edilir.” hükmü yer almaktadır.
Yapılan incelemede gerek taşınmaz üzerinde işgalci olarak bulunanlar gerekse taşınmaz mal ve kaynakları haksız tasarruf edenler hakkında Yönetmelik hükümlerine göre ecrimisil tespit ve takdirinin yapıldığı, ancak mevzuat hükümlerine aykırı olarak söz konusu ecrimisil bedelleri üzerinden KDV tahakkuk ettirilerek bu bedellerin de tahsili yoluna gidildiği tespit edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Verginin konusunu teşkil eden işlemler” başlıklı 1’nci maddesinde hangi işlemlerin katma değer vergisine tabi olduğu tahdidi olarak sayılmaktadır. Söz konusu madde metninde idarelerce tahakkuk ettirilen tazminat bedelleri üzerinden KDV hesaplanacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.
08.08.2011 tarih ve 60 numaralı Katma Değer Vergisi Sirkülerinde “Tazminatlar” başlıklı 1.2’nci maddesinde;
“Herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığı olarak ortaya çıkmayan tazminat ve benzeri ödemeler prensip olarak KDV'nin konusuna girmemektedir.” denilmektedir.
Uygulamadaki Yargıtay Daire ve Hukuk Genel Kurulu kararlarında ecrimisil haksız işgal tazminatı olarak benimsenmiş ve Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2004 tarih ve 2004/1- 120-96 Esas ve sayılı Kararı’nda haksız işgalin haksız eylem olduğuna değinildikten sonra zilyet olmayan malikin, malik olmayan (fuzuli şagil olan) kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir haksız işgal tazminatı olarak kabul edilmiştir. Ayrıca 08.03.1950 tarih ve 22/4 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda ise fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurdukları bir kira sözleşmesine veya ariyet akdine benzetilmeyeceği, niteliği itibariyle haksız bir eylem sayılması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, bir kiralama işlemi değil, haksız işgalden doğan tazminattır.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, Katma Değer Vergisi Kanunu, 60 no.lu KDV Sirküleri ve yargı kararlarında yer alan hükümler dikkate alındığında ecrimisil ödemeleri KDV’nin konusuna girmemektedir. Zira söz konusu işlem mal teslimi ya da hizmet ifası kapsamına girmediğinden Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinin birinci fıkrası ile 1’inci maddesinin üçüncü fıkrasının (g) bendi kapsamına girmemekte, ayrıca kiralama da
olmadığından Kanun’un 1’inci maddesinin üçüncü fıkrasının (f) bendi kapsamında olmamaktadır.
Yukarıda detaylı bir şekilde açıklanan sebeplerden ötürü Kurum tarafından süregelen ecrimisil bedeli üzerinden KDV tahakkuk ettirilmesi uygulamasının hukuka uyarlığı bulunmamaktadır.
Kamu idaresi cevabında; özetle taşınmaz üzerinde işgalci olarak bulunanlar, taşınmaz mal ve kaynakları haksız tasarruf edenler hakkında tespit ve takdir edilen ecrimisil bedelleri üzerinden KDV tahakkuk ettirilip ettirilmeyeceğine dair tereddüte düşülmesi nedeniyle geçmişte Muğla Vergi Dairesi Başkanlığından özelge talebinde bulunulduğu,
Muğla Vergi Dairesi Başkanlığından alınan 03.03.2016 tarih ve 557 sayılı yazının sonuç bölümünde “Buna göre Büyükşehir Belediyesine bağlı Genel Müdürlüğünüzün yaptığı Hazineye ait arazi ve taşınmazları kiralama işlemi KDV ye tabidir” şeklinde görüş verilmesi nedeniyle İdare tarafından tespit edilen ecrimisil bedellerine KDV tahakkuku yapıldığı, Vergi Dairesi Başkanlığından konuya netlik getirilmesi ve İdarenin vergi mevzuatı açısından mağduriyet yaşamaması adına bulguda geçen açıklamalara yer verilerek yeniden özelge talebinde bulunulacağı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak Kamu İdaresi tarafından Muğla Vergi Dairesi Başkanlığından özelge talebinde bulunulmuş ise de 2016 yılında bu talebe karşılık gelen yazıda ecrimisil bedeli üzerinden KDV tahakkuk edilip edilemeyeceği konusunda net bir hükme yer verilmemiş, sadece kiralama işlemlerinde KDV’ye tabi olunduğu hakkında bilgi verilmiştir.
Bulguda da belirtildiği üzere ecrimisil bir nevi tazminattır ve 60 numaralı Katma Değer Vergisi Sirküleri’nde belirtildiği üzere tazminatlar KDV'nin konusuna girmemektedir. Yargıtay daire ve Hukuk Genel Kurulu kararlarında da benzer olaylar irdelenmiş ve ecrimisilin haksız işgal sonucu alındığı, kira sözleşmesine benzer sayılamayacağı, haksız işgalden doğan bir tazminat olduğu yönünde hükümler tesis edilmiştir. Bu nedenle ecrimisil bedeli üzerinden KDV tahakkuk ettirmesinin hukuk uygun olduğu söylenemez.