Karar Künyesi
Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmesinin Konusu Dışında Hükümler İçerdiği görülmüştür.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanun’nun “Mahalli idarelerde sözleşme imzalanması” başlıklı 32’nci maddesinin bir ve ikinci fıkralarında, belediyelerde sosyal denge tazminatı ödenmesine ilişkin esaslara dair; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Ek 15’inci maddesinde de sosyal denge tazminatının ödenebilecek aylık tutarının, 4688 sayılı Kanun’a göre yapılan toplu sözleşmede belirlenen tavan tutar ile sınırlı olduğuna dair hükümlere yer verilmiştir.
İdare ile sendika arasında imzalanan Sosyal Denge Tazminatı Sözleşmesinin 2’nci maddesinde “Sözleşmenin dayanağı” başlığı altında, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri sözleşmenin dayanağı olarak belirtilmiştir.
Yapılan incelemede sosyal denge tazminatı sözleşmesinde, yukarıda belirtilen kanunlar ve Yerel Yönetim Hizmet Koluna İlişkin Toplu Sözleşme hükümlerine aykırı olarak aşağıda belirtilen hükümlere yer verildiği tespit edilmiştir.
Sosyal denge tazminatı sözleşmesinin konusu memurlara yapılacak sosyal denge tazminatı ödemelerinin tutarı ve ödenme esasları olması yukarıda yer verilen mevzuatın amir hükmüdür. Sözleşmeye “İşverenin Hak ve Yükümlülükleri”, “Sendika ve Üyelerin Hak ve
Yükümlülükleri”, “Sendikal Çalışmalar”, “Sosyal Haklar”, başlıkları altında sözleşmenin konusu ile bağdaşmayan hükümlere yer verilmiştir.
Bu itibarla, belediye ile sendika arasında imzalanan sosyal denge sözleşmesi sadece ödenecek olan sosyal denge tazminat tutarını kanuni sınırlarda tespit etmek amacıyla düzenlenmesi gerekmektedir. Bunun dışında sözleşme hakkını toplu sözleşme gibi düşünmek ve sözleşme metnine yetkilendirilen husus dışında başkaca hükümler koymak yersizdir. Zira 4688 sayılı Kanun’un 32’inci maddesinde mahalli idarelerle imzalanan sözleşmenin kanunun uygulanması bakımından toplu sözleşme sayılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu nedenlerle imzalanan Sosyal Denge Sözleşmesine, sosyal denge tazminat tutarının tespit edilmesi dışında hükümler konulmasının anılan mevzuat hükümlerine aykırı olduğu düşünülmektedir.