Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından izin verilen su kuyularının sahipleri, koordinatları, iznin hangi amaç için verildiği, faydalı tüketim miktarları ve buna göre yapılan ölçümler ile fiili su kullanımları gibi bilgilerin BUSKİ ile paylaşılmadığı görülmüştür.

2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 2’nci maddesinde, su ve kanalizasyon idarelerinin görev ve yetkileri sıralanmıştır. Buna göre su ve kanalizasyon idareleri kendisine verilen diğer görevler yanında, bölge içindeki su kaynaklarının, deniz, göl, akarsu kıyılarının ve yeraltı sularının kullanılmış sularla ve endüstri artıkları ile kirletilmesini, bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda her türlü teknik, idari ve hukuki tedbiri almak zorundadır.

167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun’un; 2’nci maddesine göre yeraltı suyu, yeraltındaki durgun veya hareket halinde olan bütün sular şeklinde tanımlanmaktadır. Bu sular; içme, temizlik, belediye hizmetleri, hayvan sulama, zirai sulama, maden ve sanayi alanında veya sportif tesislerde faydalı tüketim amaçlı kullanılabilmektedir. Bahsedilen Kanun’un 4’üncü maddesine göre, yeraltı suyu işletme sahaları içinde açılması gereken kuyuların adedi, yerleri, derinlikleri, faydalı ihtiyaç miktarları Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından tayin ve tespit edilmektedir. Aynı maddeye göre, kuyu açan kimse bulunan suyun ancak kendi faydalı ihtiyaçlarına yetecek miktarını kullanmaya yetkilidir. Bu miktarı aşan suların 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre il özel idarelerince kiraya verilmesi gerekmektedir.

Yukarıdaki mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere sondaj kuyularına ilişkin olarak tüm yetki Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünde bulunmaktadır. Sondaj kuyularından çıkarılan suyun kiralanması gereken kısmını ise, 6360 sayılı Kanun ile büyükşehir olan illerde il özel

idarelerin tüzel kişiliğinin kaldırılmış olması sebebiyle su ve kanalizasyon idarelerinin kiraya vermesi gerekmektedir.

Diğer taraftan 10.12.2019 tarih ve 30974 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Su Tahsisleri Hakkında Yönetmelik’in 4’üncü maddesinde miktarı ve kalitesi belirli sudan, bir ya da birden fazla gerçek ya da tüzel kişiye belirli bir amaç için, belirli miktarda ve belirli süre ile su kullanım izni verilmesi su tahsisi olarak tanımlanmıştır. 5’inci maddesinde tahsis izni verilen miktardan daha fazla ve amacın dışında su kullanılamayacağı, tahsis edilen suların korunması ve verimli kullanımının sağlanması amacıyla, faaliyetten sorumlu kurum ve kuruluşların, kendi mevzuatlarından kaynaklanan yetkileri kapsamında faaliyeti izleyeceği, tahsis amacı dışında veya tahsis edilen miktarın üzerinde su kullanımının tespiti halinde DSİ’ye bildirileceği ifade edilmiştir.

Söz konusu süreçlerin sağlıklı bir şekilde yönetilebilmesi için öncelikle kuyudan çekilebilecek su kapasitenin ve buna göre faydalı tüketim miktarının DSİ tarafından somut verilere göre en gerçekçi şekilde belirlenmesi ve buna göre ölçümler yapılarak bu sürecin kontrol atında tutulması gerekmektedir. Ayrıca su ve kanalizasyon idarelerinin yer altı suları ile ilgili görevlerini etkin bir şekilde yerine getirebilmesi için öncelikle başta sondaj kuyuları olmak üzere yeraltı su kaynakları ile ilgili gerekli tüm bilgilere (izin sahibi, izin tarihi, kuyuların mahalle ve koordinat bilgileri, iznin hangi amaç için verildiği, faydalı kullanım miktarları ve buna göre fiili kullanımlar vb.) sahip olmaları zorunludur. Ancak bu konuda DSİ 1. Bölge Müdürlüğü ile BUSKİ arasında koordineli yürüyen bir iş akış ağı bulunmadığından ve DSİ 1. Bölge Müdürlüğüne 2016-2017 yıllarda yazılan yazılardan istenilen cevaplar alınamadığından Bursa genelindeki su kuyuları ile ilgili BUSKİ net bir bilgiye sahip değildir.

Bursa il genelinde özellikle organize sanayi bölgeleri, fabrikalar, oteller, tarımsal amaçlı sulama tesisleri gibi alanlarda yoğun bir şekilde yer altı suyu kullanımı olduğu, hatta içerisinde çok büyük sanayi tesisleri olan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi, Uludağ Organize Sanayi Bölgesi gibi bazı sanayi bölgelerinin su ihtiyaçlarını sadece sondaj kuyularından sağladığı ve bu kapsamda BUSKİ’ye herhangi bir su bedeli (kuyuların kaçak olması halinde atıksu bedeli de tahsil edilememektedir) ödemediği dikkate alındığında, bu durum yeraltı sularının kontrolsüz ve kaçak kullanımına sebep olabildiği gibi, BUSKİ açısından da büyük bir gelir kaybı meydana getirmektedir.

Yeraltı suları ile ilgili BUSKİ tarafından denetim yapılamamasına sebep olan bu gibi olumsuzlukların önlenmesi adına; yeraltı suyu kapasitesine göre faydalı tüketim miktarlarının belirlenme süreçlerinin yeniden gözden geçirilmesi konusunda DSİ nezdinde girişimde

bulunulmalı, kullanılan su miktarlarının ölçümleri sağlıklı bir şekilde yapılmalıdır. Ayrıca yeraltı su izinleri, faydalı tüketim miktarları ve kullanımları ile ilgili tüm bilgilerin DSİ ve BUSKİ arasında paylaşımına yönelik entegre sistemlerin kurulması gerektiği değerlendirilmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?