Bergama Belediyesinin 10 yıllığına ihale ettiği ve 5216 ile 6360 sayılı Kanun gereği


Büyükşehir Belediyesine devredilen hatlara ilişkin işin sözleşmesinde süre bitmesine karşın çalışmaya devam ettikleri görülmüştür.

5393 sayılı Belediye Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin vazifeleri” başlıklı 15’inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve “Belediyelerin hakları, salahiyet ve imtiyazları” başlıklı 19’uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hüküm ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin (p) fıkrasında ki, “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” hükümlerinden toplu taşıma hakkının belediyenin görev ve yetkisinde olduğu anlaşılmaktadır.

5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin görev ve sorumlulukları” başlıklı 7’nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde, “Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.”, (p) bendinde, “Büyükşehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek, büyükşehir sınırları içindeki kara ve denizde taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat vermek. (Ek cümle: 16/5/2018-7144/14 md.) Büyükşehir içindeki toplu taşıma hatlarıyla ilgili olarak; şehir merkezine olan uzaklık, nüfus ve hattı kullanan sayısı kriterleri esas alınarak tespit edilecek hatlarla ilgili toplu taşıma hizmetlerinin işlettirilmesine karar vermek.” ve ikinci fıkrasında, “…(Ek üç cümle: 16/5/2018-7144/14 md.) Büyükşehir belediyeleri, birinci fıkranın (p) bendinin ikinci cümlesinde yer alan kriterler esas alınarak büyükşehir belediye meclisi kararıyla belirlenen yerlerdeki toplu taşıma hatlarının işletmesinin o bölgede kurulu taşıma birlik veya kooperatiflerinden temin edilmesine karar verebilir. Bu durumda ihaleye katılacaklarda ve kullanılacak taşıma araçlarında aranacak şartlar belediyelerce belirlenir. Taşıma birlik veya kooperatiflerine, belediye bütçelerinden toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz veya indirimli olarak yararlanacaklara ilişkin gelir desteği ödemeleri yapılabilir.


düzenlemeleri yer almaktadır.


13.07.2005 tarih ve 25874 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Uygulanmayacak hükümler” başlıklı 84’üncü maddesinde, Bu Kanunla belediyenin sorumlu ve yetkili kılındığı görev ve hizmetlerle sınırlı olarak 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda bu Kanun hükümlerine aykırılık bulunması durumunda bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 23.07.2004 tarih ve 25531 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Diğer hükümler” başlıklı 28’inci maddesinde, Belediye Kanunu ve diğer ilgili Kanunların bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin ilgisine göre büyükşehir ve ilçe belediyeleri hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.

5216 sayılı Kanun’un geçici 2’nci maddesinde, Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte büyükşehir belediye sınırlarının İstanbul ve Kocaeli ilinde il mülkî sınırı, diğer büyükşehir belediyelerinde ise, mevcut valilik binası merkez kabul edilmek ve il mülkî sınırları içinde kalmak şartıyla, nüfusu birmilyona kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı yirmi kilometre, nüfusu birmilyondan ikimilyona kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı otuz kilometre, nüfusu ikimilyondan fazla olan büyükşehirlerde yarıçapı elli kilometre olan dairenin sınırı büyükşehir belediyesinin sınırını oluşturduğu ve Ek 2’nci maddesinin son fıkrasında da, Büyükşehir belediyesi sınırlarına giren belediyelerin, kanunların verdiği yetkiye dayanarak yürütmekte oldukları toplu taşıma ve ulaşım hizmetlerinin, gerçek ve tüzel kişilere yaptırılması amacıyla verilen ruhsat, imtiyaz sözleşmesi ve ulaşım araçları kira sözleşmesi, ruhsatta öngörülen süre ve sahip oldukları hat güzergâhı ile sınırlı olmak şartıyla herhangi bir işleme gerek kalmaksızın büyükşehir belediyesi toplu taşım ve ulaşım sistemine dahil edileceği belirtilmiştir. 06.12.2012 tarih ve 24849 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2’nci maddesiyle, İzmir büyükşehir belediyesinin sınırlarının il mülki sınırı olduğu ve 36’ncı maddesinde de 2’nci maddesinin ilk mahalli idareler genel seçiminde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

6360 sayılı Kanun’un geçici birinci maddesinin sekizinci fıkrası gereği ulaşım hizmetlerine ilişkin olmak üzere alacak ve borçlar büyükşehir belediyesine geçmiştir.

Gerek 1580 sayılı gerekse 5393 ve 5216 sayılı Kanun’lara göre toplu taşımaya ilişkin haklar belediyeye aittir. Belediyeye ait olan bu hakkın Kanun çerçevesinde ihale yoluyla rekabete uygun, saydamlığı sağlayarak sürenin belirli olması gibi hususları da içerecek şekilde


verilmesi gerekir. Bu yetki belediye adına Belediye Meclisine aittir. Belediye meclisince bu yönde alınan karara uygun olarak ve bu kararda verilen yetkiye dayanılarak ihale işlemleri ile ilgili olarak Belediye Encümenince de konuya ilişkin kararlar alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu çerçevede toplu taşıma hizmetleri bakımından görevli ve yetkili olan Belediyenin ihale yapmadan rekabetsiz bir şekilde izin verebilmesi mümkün değildir.

2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 1'inci maddesinde yer alan,

“……………belediyelerin…… satım, hizmet… , kira, trampa, mülkiyetin gayri aynı hak tesisi ve taşıma işleri bu kanuna göre yürütülür.” hükmüne göre bu hakkın ihale ile verilmesi ve aynı Kanun’un “Kiralarda sözleşme süresi” başlıklı 64’üncü maddesinde yer alan, “Kiraya verilecek taşınır ve taşınmaz malların kira süresi, on yıldan çok olamaz. Turistik tesis kurulacak yerlerin ve turistik tesislerin (Ek ibare: 20/2/2001 - 4628/17 md.) ve enerji üretimi tesisleri ile iletim ve dağıtım tesis ve şebekelerinin ihtiyacı olan arazilerin (Ek ibare: 18/4/2001 - 4646/13 md.) ve doğal gaz iletim, dağıtım ve depolama tesis ve şebekelerinin ihtiyacı olan arazilerin on yıldan fazla süre ile kiraya verilmesi mümkündür.

Üç yıldan fazla süre ile kiraya verme işlerinde, önceden Maliye Bakanlığından izin alınması şarttır. Katma bütçeli idarelerde bu izin, idarelerin bağlı bulundukları bakanlıktan alınır. Özel İdare ve belediyeler için kendi özel kanunları uygulanır.

Üç yıldan fazla süre ile kiraya verme işlerinde, kira bedeli her yıl şartname ve sözleşmesindeki esaslara göre yeniden tespit edilir.” hükmü gereği kiralamalarda sürenin 10 yıl ile sınırlı olduğu açıktır.

Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin Esas No: 2015/985, Karar No: 2015/3164, Esas No: 2014/384, Karar No: 2014/1950, Esas No: 2011/1134, Karar No: 2012/2226, Esas No: 2014/1735, Karar No: 2014/2859 numaralı kararlarından belediyenin yetkili organının kararıyla ihale yoluyla rekabete uygun, saydam bir şekilde süresinin belirli olması gibi hususları da içerecek şekilde ulaşımın verilmesi gerekir. Danıştay Onüçüncü Dairesinin Esas No:2015/985, Karar No: 2015 3164 numaralı kararında kiralamalarda sürenin 10 yılla sınırlı olduğu, toplu taşıma hizmetinin yerine getirilmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde, süresiz olarak ruhsat vermenin söz konusu olmadığı, belli bir süre dâhilinde ruhsatın verilmesi gerektiği, bu süreye göre muhammen bedelin belirlenmesinin şart olduğu, bu hususlar ortaya konulduktan sonra Devlet İhale Kanunu hükümlerine uygun bir şekilde ihalenin yapılması gerektiği, dolayısıyla her yıl uzatılma konusunda idareye yetki veren düzenlemenin hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir.


Toplu taşıma hizmetlerinin imtiyaz, kiralama ve ruhsat usullerinden biri ile üçüncü kişilere gördürülebilmesi mümkün olmakla birlikte her üç yöntem bakımından da bu hizmetin üçüncü kişilere gördürülmesinde mutlak olarak belirli bir sürenin öngörülmüş olması zorunludur. Nitekim Danıştay Onüçüncü Dairesinin Esas No: 2021 / 3396, Karar No: 2022 / 843 numaralı kararında, toplu taşıma hizmetlerinin imtiyaz verme, ruhsat verme, kiralama veya hizmet satın alma usullerinin seçilmesi yoluyla gördürebileceği, toplu taşıma hizmetinin satış yoluyla gördürebileceğine ilişkin bir düzenleme bulumadığı ifade edilmiştir. Kanunda öngörülen sürelerden daha uzun bir sürenin öngörülmesi ya da hiçbir şekilde süre öngörülmemesi durumlarında bu durumun hukuka aykırılık oluşturacağı kuşkusuzdur. Hukuka aykırı olarak tesis edilen işlemlerin ilgililer yönünden geleceğe yönelik olarak kazanılmış hak oluşturması ise mümkün değildir. İlgililerin hiçbir hilesi ya da idareyi yanıltan bir davranışı olmaksızın idarece tesis edilen mevzuata aykırı işlemlerin düzeltilmesi zorunlu olmakla birlikte, söz konusu hukuka aykırı işlemlerin ortadan kaldırıldığı tarihe kadar bu işlemlerin ilgililere sağlamış olduğu haklar ilgililer yönünden kazanılmış hak oluşturur. Bir başka deyişle, kazanılmış haktan bahsedilebilmesi ancak mevzuata aykırı işlemin ortadan kaldırıldığı tarihe kadar gerçekleşmiş olan haklar, yani geçmişe yönelik haklar yönünden mümkün olabilir.

5216 ve 6360 sayılı Kanun’ların yürürlüğe girmesiyle artık Büyükşehir alanları içindeki ulaşım hakkı Büyükşehir Belediyesinin yetkisine geçmiştir. Bu bağlamda daha önce farklı Belediyelerin yetki sahasında olan toplu ulaşım konusunda Büyükşehir Belediyesi yetkilidir. Nitekim toplu ulaşım araçlarına Büyükşehir Belediyesi tarafından önceleri iki yıl, 2019 yılından sonra ise yıllık olarak güzergah izin belgesi düzenlenerek izin verildiği gibi, denetimi de yapılmaktadır. 5216 sayılı Kanun’un 7’nci maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (p) bendi ile fıkranın son cümlesinde yer alan düzenlemelerinden bu yetkinin Büyükşehir Belediyesinde olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

Mevzuata aykırı işlemlerin, mevzuata aykırılıklarının tespit edildiği tarih itibarıyla hukuk düzeninden çıkarılmaları hukuk devletinin bir gereğidir. Bu nedenle, yukarıda açıklanan hususlar da gözetildiğinde bu durumun düzeltilmesi zorunludur. Bu kapsamda belediyece toplu taşıma hizmetlerinin üçüncü kişilere gördürülmesinin yöntemini belirleme ve bu konuda yeniden bir ihale yapıp yapmama konusunda belediyenin takdir yetkisi bulunmakla birlikte, söz konusu hukuki durumun mevcut sözleşmelerin/işlemlerin iptalini gerektireceği kuşkusuzdur. Bu konu en kısa sürede yeniden bir ihale yapılıncaya kadar geçecek süre zarfında toplu taşıma hizmetlerinden yararlanan belde halkının mağduriyetine yol açmayacak şekilde çözümlenmelidir. Hat sahiplerine de durumlarını ayarlamaları için makul bir süre tanınması


gerekmektedir.


Belediyenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmeti bizzat yerine getirmeyip, üçüncü kişilere gördürebilmesi mümkün olmakla birlikte bu husus söz konusu hizmetin bir kamu hizmeti olma niteliğini ortadan kaldırmadığı gibi, bu konuda belediyenin görevinin sona ermesine yol açmamakta ve bu hizmetin yerine getirilmesi yönünden sorumluluğu devam etmektedir. Bu niteliği gözetildiğinde, belediyenin görevine giren bir hizmetin süresiz olarak üçüncü kişilere bir hak olarak verilmesi suretiyle gördürülebilmesi hukuken mümkün değildir. Mevzuata aykırı olarak tesis edilen ve belirtilen nitelikteki işlemlerin ilgililer yönünden kazanılmış hak doğurması da aynı nedenle mümkün değildir. Aksi takdirde, mevzuata aykırı tesis edilen bir işlemin, bir kanunun dahi üstüne geçmesi, o kanunun uygulanamaması sonucuna yol açacağı da bir gerçektir. Bu hizmetin belediyeler tarafından yürütülmesi ya da üçüncü kişilere gördürülmesi, söz konusu hizmetin kamu hizmeti olmasına ve bu hizmetin belediyelerce yürütülmesinde kamu yararı bulunduğu düşüncesine dayandığından, kazanılmış hak adı altında bireysel yararların kamu yararına üstün tutulması sonucunu doğuracak bir kazanılmış hak anlayışı kabul edilemez.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, toplu taşıma hizmetlerinin gördürülmesine ilişkin fiili durum olarak yapılan toplu taşıma hizmetleri mevzuata aykırı olup, bu aykırılığı giderecek şekilde yeni bir ihale yapılması zorunludur.

04.05.2021 tarih ve 31474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2018/20720 sayılı Bireysel Başvuru kararında belirtildiği üzere, toplu taşıma işinin ihale ile verilmesi gerektiği, Belediyenin “İyi yönetişim ilkesi”ne aykırı hareket etmesinin kişilerde uygulamanın hukuka uygun olduğu izleniminin oluşmasına neden olduğu, bir başka ifadeyle, kamu otoritesinin (kamu görevlilerinin) hareketsizliği kişiler lehine uygulamanın uygun olduğu yolunda beklentinin oluşmasına yol açtığı, belediyenin uzun süre hukuka aykırı bir iş yapması kişilere sonsuza kadar bir hak verildiği anlamına gelmediği, belediyenin hukuka aykırılığı her zaman için düzeltebileceği, hatta düzeltmesi de gerekeceği, iptal işlemi yapılırken ölçülü hareket edilmesi gerektiği, kişilerin yolcu taşıma hakkının ihalesiz olarak verilmesini talep etmiş olmalarının Belediyenin bu talebi karşılamasını gerektirmediği, belediyenin bu hakkı ihalesiz olarak verilmemesi gerektiğini bilmesi ve kişilerin talebini reddetmesi gerekeceği, iyi yönetişim ilkesi gereğince Belediyenin kendi kusurundan kaynaklanan bir durumda kişilere yüklenen külfeti hafifletecek çareler bulunması gerekeceği, ihale için verilmede uygun geçiş dönemi öngörülmesi seçeneğinin kullanılabileceği, bu bağlamda hatların ihale ile verileceği


yönünde ilgililere tebligat yapılarak bu bildirime istinaden ihalenin de makul süre sonunda yapılacağı bildirilerek kişilerin durumlarını ayarlamalarının uygun bir çözüm yolu olduğu göz önüne alınmalıdır.

35 F 3920 plakalı hat sahibi ile ilgili İzmir Altıncı İdare Mahkemesi’nin E:2016/1411, K:2017/1766 sayılı kararında,

“…Diğer yandan, Bergama ilçesinin 30/03/2014 tarihinde yapılan ilk mahalli idareler genel seçimi sonrasında İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırlarına dahil olduğu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7.maddesi uyarınca her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını ve güzergahlarını belirleme ve büyükşehir sınırlan içindeki kara ve denizde taksi ve servis araçları dahil toplu taşıma araçlarına ruhsat verme yetkisinin büyükşehir belediyelerinin görev ve yetkileri arasında bulunduğu, ilçe belediyelerinin yürütmekte oldukları toplu taşıma ve ulaşım hizmetlerinin, gerçek ve tüzel kişilere yaptırılması amacıyla verilen ruhsat, imtiyaz sözleşmesi ve ulaşım araçları kira sözleşmesi, ruhsatta öngörülen süre ve sahip oldukları hat güzergâhı ile sınırlı olmak şartıyla herhangi bir işleme gerek kalmaksızın büyükşehir belediyesi toplu taşım ve ulaşım sistemine dahil edildiği, davacının da bu kapsamda Bergama Belediyesi ile imzalanan sözleşmeye istinaden taşımacılık faaliyetini yürüttüğü, sözleşme süresi ile sınırlı olmak kaydıyla ve sahip olduğu hat güzergahı ile sınırlı taşımacılık yaptığı anlaşıldığından, Bergama Belediyesi ile yapılan sözleşme süresinin 27.02.2016 tarihinde dolacak olduğundan bahisle, aracını UKOME’nin şartlarına uygun hale getirerek, şehiriçi güzergahında yolcu taşımacılığına devam etmesi yönünde karar alınması istemiyle yaptığı başvurunun, Bergama Belediye Başkanlığınca yolcu taşımacılığı yapan taşımacılarla sözleşme süresinin bitimini takiben söz konusu ulaşım ihtiyacının devam ettiği hususunun, İzmir Büyükşehir Belediyesi Karayolu Toplu Taşımacılık Esasları Yönergesinin ilçe Belediyelerince ilçe sınırları içerisinde yolcu taşımacılığını düzenleyen "Güzergah İzin Belgesi Almanın Özel Şartları" başlıklı 11.maddesi doğrultusunda UKOME gündemine getirilmesi halinde değerlendirileceği gerekçesiyle reddine ilişkin İzmir Ulaşım Koordinasyon Merkezinin 24.08.2016 tarih ve 2016/623 sayılı işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan 163,60 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca duruşmah davalar için belirlenen 1.510,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, posta ücreti avansından artan miktarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde İzmir


Bölge İdare Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere, 14/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”

denilmiş, bu karara yapılan itiraz sonucunda İzmir Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdari Dava Dairesi’nin E:2018/756, K:2018/1441 sayılı kararında,

“…konunun ilçe Belediyesince UKOME gündemine getirildiğine dair bir bilgi ve belge sunulmadığı gibi, güzergah izin belgesi verilen araç sahipleri ile davacı arasında hukuki ve teknik bakımdan ne gibi farklar bulunduğu davalı idarece ileri sürülmemiş, davacıya ait 35 F 3920 plakalı otobüsün mevzuatta öngörülen koşulları taşımadığına ve yapılan denetimlerde güzergah izin belgesi verilmesine uygun görülmediğine dair tespite yer veren her hangi bir tutanak, bilgi ve belgeye rastlanmadığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda davacı ile aynı durum ve koşullarda olduğunun kabul edilmesi gereken kişiler yönünden aranmayan kriter ve koşulların (ilçe belediyesince UKOME gündemine getirilmesi) davacı açısından gerçekleşmediği gerekçesiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle istinaf başvurusunun kabulüyle, İzmir 6. İdare Mahkemesi’nin 14/11/2017 gün ve E:2016/1411, K:2017/1766 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline,…”

denilmiştir.


35 VBN 37 plakalı hat sahibi ile ilgili İzmir Dördüncü İdare Mahkemesi’nin E:2016/1513, K:2017/2030 sayılı kararında,

“…Bununla beraber, davalı idarece güzergah izin belgesi verilen araç sahiplerinin taşımacılık hizmetine ihtiyaç duyulduğu yönünde İzmir Büyükşehir Belediyesi Karayolu Toplu Taşımacılık Esasları Yönergesinin 11. maddesi kapsamında konunun İlçe Belediyesince UKOME gündemine getirildiğine dair bir bilgi ve belge sunulamadığı gibi, güzergah izin belgesi verilen araç sahipleri ile davacı arasında hukuki ve teknik bakımdan ne gibi farklar bulunduğu davalı idarece ileri sürülmemiş, davacıya ait 35 VBN 37 plakalı otobüsün mevzuatta öngörülen koşullan taşımadığına ve yapılan denetimlerde güzergah izin belgesi verilmesinin uygun görülmediğine dair tespite yer veren her hangi bir tutanak, bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.

Bu durumda, davacı ile aynı durum ve koşullarda olduğunun kabul edilmesi gereken


kişiler yönünden aranmayan kriter ve koşulların (ilçe belediyesince UKOME gündemine getirilmesi); davacı açısından gerçekleşmediği gerekçesiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline…”


denilmiş, bu karara yapılan itiraz sonucunda İzmir Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdari Dava Dairesinin E:2018/691, K:2018/1440 sayılı kararında,

“…İzmir 4. İdare Mahkemesi'nin 29/11/2017 gün ve E: 2016/1513, K: 2017/2030 sayılı kararının dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun reddine,…”


denilmiştir.


35 VBL 02 plakalı hat sahibi ile ilgili İzmir İkinci İdare Mahkemesi’nin E:2017/1841, K: 2018/989 sayılı kararında,

“…İlçe Belediyesince UKOME gündemine getirildiğine dair bir bilgi ve belge sunulamadığı gibi, güzergah izin belgesi verilen araç sahipleri ile davacı arasında hukuki ve teknik bakımdan ne gibi farklar bulunduğu davalı idarece ileri sürülmemiş, davacıya ait 35 VBL 02 plakalı otobüsün mevzuatta öngörülen koşulları taşımadığına ve yapılan denetimlerde güzergah izin belgesi verilmesinin uygun görülmediğine dair tespite yer veren herhangi bir tutanak, bilgi ve belgeye rastlanmadığı, bu durumda, davacı ile aynı durum ve koşullarda olduğunun kabul edilmesi gereken kişiler yönünden aranmayan kriter ve koşulların (ilçe belediyesince UKOME gündemine getirilmesi); davacı açısından gerçekleşmediği gerekçesiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği, gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline…”

denilmiş, bu karara yapılan itiraz sonucunda İzmir Bölge İdare Mahkemesi Beşinci İdari Dava Dairesinin E:2018/2084, K:2018/2590 sayılı kararı,

“…İzmir 2. İdare Mahkemesi'nin 27/06/2018 gün ve E: 2017/1841, K: 2018/989 sayılı kararının dayandığı gerekçe usul ve yasaya uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun reddine…”


denilmiştir.


İdare tarafından her ne kadar mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesi amacıyla işlem tesis edilmiş ise de, yargı kararlarının uygulanması sırasında, kararı uygulamak durumunda olan idarece uygulanması gereken kararın içeriğinin tam olarak anlaşılması, kararda tespit edilen hukuka aykırılıklar incelenmek ve her somut olayın özelliğine göre belirlenecek özel ve ayrıksı yöntemler kullanılmak suretiyle karar gereğinin yerine getirilmesi gerektiği, aksi halde anayasal bir zorunluluğun gereği yerine getirilirken yönetilenlerin yine Anayasa ile güvence altına alınan haklarının zedelenmesi ihtimalinin doğabileceği, minibüs hattının ihalesiz ve bedelsiz olarak tahsisinin mevzuata aykırı olduğunun açık olduğu, ihalesiz ve bedelsiz olarak verilen imtiyazın sonlandırılmasının haklı olduğu ancak bu yapılmadan önce süre belli olmayanlarda Anayasa Mahkemesinin kararında belirtildiği üzere hak sahiplerinin bilgilendirilmesi, onlara süre ve imkan tanınması, iptalin olası sonuçları hakkında bir takım önlemlerin alınması, iptale ilişkin objektif koşulların belirlenmesi gerekmektedir. Ancak süreli verilenlerde ise, bittiği tarih belli olduğundan dolayı süre verilmesi gerekmemektedir.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi Yedinci Dava Dairesinin 2019/1317 Esas, 2020/51 Karar sayılı ilamında,

“…Dairemizce yapılan değerlendirmede, müdahil Metropolis Şehiriçi Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifine ait araçlara ilk olarak ihale süreci sonrasında tanınan taşıma izninin, ihale süresi bittikten sonra belli dönemlerde ihale yapılmaksızın ve esasen hukuka uygun olmayan bir biçimde sürdürülmüş olmasının, bu iznin ilanihaye devam edeceği sonucunu doğurmadığı gibi, müdahil Metropolis Şehiriçi Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifine ait araçların, yapılan ihaleye istinaden belirli bir süreyle taşımacılık faaliyetinde bulunmuş olmasının Torbalı ilçe içi taşımacılığında artık süresiz bir şekilde kazanılmış hakkının oluştuğu şeklinde de yorumlanamayacağı. Torbalı İlçesinde ihtiyaç duyulan toplu taşıma hizmetinin, 2016/860 sayılı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kararında kurala bağlanan süreç işletilerek öncelikle hizmetin asli sorumlusu olan gerek İzmir Büyükşehir gerek Torbalı Belediyesine ait toplu taşıma araçlarıyla karşılanması gerektiği, bu yöntemle karşılanamaması durumunda ise. açıklık, rekabetin sağlanması ilkeleri gözetilerek mevzuata uygun olarak ihale süreci işletilmek suretiyle giderilmesi gerekirken, bu yol izlenmeksizin müdahil Metropolis Şehiriçi Motorlu Taşıyıcılar Kooperatif ine ait araçlara ihalede belirtilen süre dolduktan sonra doğrudan güzergah izni verilmesine yönelik tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.


Nitekim; bir mahaldeki yolcu taşımacılığında kullanılan araç sayısında artış ihtiyacı belirdiği takdirde, bu ihtiyacın 2886 sayılı Kanun gereğince ihale yapılması suretiyle giderilmesi gerekliliğinin Danıştay kararlarıyla da (Örneğin. Danıştay Sekizinci Dairesinin 13/04/2017 gün ve E:2014/8531. K:2017/2926 sayılı kararı) vurgulandığı görülmektedir.

Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin 28/06/2019 gün ve E:2017/1455. K:2019 966 sayılı kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin İPTALİNE,…”

ve İzmir Bölge İdare Mahkemesi Yedinci Dava Dairesinin 2020/171 Esas, 2021/159 Karar sayılı ilamında, “…Dairemizce yapılan değerlendirmede, uyuşmazlığa konu araçlara ilk olarak ihale süreci sonrasında taşıma izni verilmesinin, ilanihaye devam edeceği sonucunu doğurmadığı gibi, müdahil davalılara ait araçların, yapılan ihaleye istinaden belirli bir süreyle taşımacılık faaliyetinde bulunmuş olmasının Dikili ilçe içi taşımacılığında artık süresiz bir şekilde kazanılmış hakkının oluştuğu şeklinde de yorumlanamayacağı, Dikili İlçesi içinde ihtiyaç duyulan toplu taşıma hizmetinin, yukarıda zikredilen mevzuat hükümleriyle kurala bağlanan süreç işletilerek öncelikle hizmetin asli sorumlusu olan gerek İzmir Büyükşehir gerek Dikili Belediyesine ait toplu taşıma araçlarıyla karşılanması gerektiği, bu yöntemle karşılanamaması durumunda ise, açıklık, rekabetin sağlanması ilkeleri gözetilerek mevzuata uygun olarak ihale süreci işletilmek suretiyle giderilmesi gerekirken, bu yol izlenmeksizin müdahil davalılara ait araçlara ihalede belirtilen süre dolduktan sonra doğrudan güzergah izni verilmesine yönelik tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Nitekim; bir mahaldeki yolcu taşımacılığında kullanılan araç sayısında artış ihtiyacı belirdiği takdirde, bu ihtiyacın 2886 sayılı Kanun gereğince ihale yapılması suretiyle giderilmesi gerekliliğinin, Danıştay kararlarıyla da (Örneğin, Danıştay Sekizinci Dairesinin 13/04/2017 gün ve E:2014/8531, K:2017/2926 sayılı kararı incelenebilir.) vurgulandığı görülmektedir.” denilerek istinaf başvurusunun kabulü ile İzmir Altıncı İdare Mahkemesi'nin 18/02/2021 gün ve E:2020/171, K:2021/159 sayılı kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Mahkemelerin hatta aynı mahkemelerin birbirleriyle çelişen kararlar verdiği göz önüne alındığında, içtihat kararları ile istikrar ve içtihat özelliğine sahip yüksek mahkeme kararlarına göre işlem yapılması tabiidir. Ancak mevzuata göre işlem yapılması önemlidir. Açıklığa kavuşturulması gereken husus, süreli ihale edilen hatların süresi dolduktan sonra ihale


yapılmaksızın çalışmaya devam edip edemeyeceklerine ilişkindir. Danıştay kararlarında süresi dolanların ihalesiz verilemeyeceği açık olmakla birlikte, ilgili üç hat hakkı ile ilgili farklı gerekçelerle iptal kararları verilmiştir. İlgili davaların ilgili yıl için verilmeyen güzergah izin belgesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme ilamında belirtilen gerekçelerle iptal edilmiş ve o yıllar için uyulması zorunlu kesinleşmiş karar bulunmaktadır. İdarenin de bunu uygulaması zorunludur. Ancak bu tarihten sonraki her yıl veya iki yılda bir verilen güzergah izin belgeleriyle ilgili Mahkeme kararlarının olmadığı dikkate alınmalıdır. Danıştay kararlarında açıkça süresi dolanların ihalesiz verilemeyeceğinin belirtilmesinin yanı sıra sonraki yıllarda verilen İzmir Bölge İdare Mahkemesi Yedinci Dava Dairesinin kararlarında da bu duruma açıkça vurgu yapılmıştır. Mevzuat açık olmakla birlikte daha sonraki İstinaf kararları ile istikrar haline gelmiş yargı kararları dikkate alındığında süreli verilen ve süresi dolan söz konusu hatların ihalesiz çalıştırılabilmesine izin verilebilmesi mümkün değildir. Söz konusu hatlarla ilgili yeni duruma göre işlem tesisi edilmesi zorunlu hale gelmektedir. 35 F 8982, 35 BFU 644 ve 35 AIL 292 plakalı araçlara ait hat hakkının süresi 14.09.2022 tarihinde, 35 F 9761 ve 35 VSS 52 plakalı araçlara ait hakkın süresi 20.12.2022 tarihinde dolduğu için bu tarihten sonra çalışma hakları bulunmamaktadır.

Kamu idaresi cevabında, sözleşme süresi devam eden 11 adet taşımacıyla imzalanan sözleşme süresine göre ‘'Güzergah İzin Belgesi'' düzenlendiği, Mahkeme kararı ile sisteme dönenler ile ilgili bilgi verildiği, 5216 ve 6360 sayılı Kanun’lar kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde kamu tarafından toplu ulaşım hizmeti için yapılacak yapısal yatırımlar ile indirimli/ücretsiz ulaşım hizmeti maliyetleri de dikkate alınarak, Belediye bütçesinden yapılan yatırımlarla sürdürülebilen ulaşım sistemine çözüm getirmek amacıyla, kent merkezi dışında hizmet üreten bireysel taşımacıların İzmir Ulaşım Sistemine dahil edilmesi ile kamusal maliyetlerin düşürülmesi, kaynakların etkin ve verimli kullanılması amacıyla Belediye tarafından "İZTAŞIT Projesi" geliştirildiği, 5216 sayılı Kanun’un verdiği yetkiler çerçevesinde ve 4734 sayılı Kanun’a uygun olarak Büyükşehir Belediyesince İZTAŞIT Projesi hizmet alımları gerçekleştirildiği, Bergama İlçe İçi hatlarında oluşan/oluşacak ulaşım ihtiyacının karşılanmasına yönelik çalışmaların başlatıldığı, Bergama ilçe içi hatlarında taşımacılık haklarını elinde bulunduran (Güzergâh İzin Belgelerinden doğan) ve İZTAŞIT Projesi kapsamında (bu bölgedeki UKOME Kararlarıyla belirlenen toplu ulaşım hatlarında) hizmet vermeyi taahhüt eden tek kooperatif olan Bergama Şehiriçi Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi’nden hizmet alımı yapılmasına yönelik olarak, hat/güzergâh planlamalarıın zaman ve ücret tarifeleri analiz ve değerlendirme çalışmaları ile saha tespitlerinin devam ettiği ifade


edilmiştir. Mevzuat açık olmakla birlikte İstinaf kararları ile istikrar haline gelmiş yargı kararları dikkate alındığında süreli verilen ve süresi dolan hatların ihalesiz çalıştırılabilmesine izin verilebilmesi mümkün olmadığı ifade edilmesine karşın, kamu idaresi cevabında sürecin anlatımı yapılmıştır. Kamu idaresi cevabında belirtilen hususlarla ilgili olarak yukarıda yer alan açıklamalar yeterli olup, farklı açıklama yapılmasını gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

Bergama Belediyesi tarafından 10 yıllığına ihale edilen ve süreleri dolan sekiz adet hat hakkının hatların süresi ve şartları da belirtilerek 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda öngörülen imtiyaz, kiralama ve ruhsat usullerinden biri seçilerek ve/veya 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu da göz önüne alınarak ihale yoluyla verilmesi sağlanmalıdır.


Kararla ilgili sorunuz mu var?