Karar Künyesi
İdarenin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki reklam alanlarını işleten firma tarafından vergi sorumlusu sıfatıyla İdareye verilmesi gereken aylık ilan ve reklam vergisi beyannamelerinin verilmediği bunun yerine firma kendisi mükellefmiş gibi yıllık tek bir beyanname verdiği bu nedenle İdarece söz konusu reklam alanlarından olması gerekenden daha az ilan ve reklam vergisi tahakkuk ve tahsil edildiği görülmüştür.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Mükellef ve sorumlu” başlıklı 13’üncü maddesinde, ilan ve reklam işlerini mutat meslek olarak ifa edenlerin başkaları adına yaptıkları ilan ve reklamlara ait vergileri mükellefler adına ilgili belediyeye yatırmaktan sorumlu oldukları ifade edilmiştir.
Yine söz konusu Kanun’un “Verginin tarhı ve ödenmesi” başlıklı 16’ncı maddesinde, ilan ve reklam işinin bu işi mutad meslek olarak ifa edenler tarafından yapılması halinde ilan ve reklam işini yapanlarca ilan veya reklamın yapıldığı ayı takip eden ayın 20’nci günü akşamına kadar verilecek beyanname üzerine, tarh ve tahakkuk ettirileceği ve beyanname verme süresi içerisinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Tarife ve nispet” başlıklı 15’inci maddesinde, ışıklı veya projeksiyonlu ilân ve reklamlarda, ilan ve reklam süresinin 6 aydan az olduğu durumlarda vergi miktarının yarısının alınacağı belirtilmiştir.
2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Usul hükümleri” başlıklı 98’inci maddesinde aynen; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanuna göre alınacak vergi, harç ve katılma payları hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ile 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve bunların ek ve tadilleri hükümleri uygulanır.” denilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Re’sen vergi tarhı” başlıklı 30’uncu maddesinde; vergi beyannamesinin kanuni süresi geçtiği halde verilmemesi durumunda vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespit edilemeyeceği hüküm altına alınmış olup yine aynı maddede söz konusu durumda takdir komisyonları tarafından takdir edilen matrah üzerinden verginin tarh edilebileceği belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 352’nci maddesinde ise vergi beyannamesinin yasanın istediği şekil veya ve içeriğe uygun olmaması durumu 2’nci derece usulsüzlük olarak tanımlanmıştır.
Yapılan incelemede; reklam alanlarını işleten firma tarafından reklam verenlerden tahsil edip idareye sorumlu sıfatıyla ödenmesi gereken vergilerin beyan edilmediği, bunun yerine firma kendi mükellefmiş gibi söz konusu reklam alanlarının toplam metrekaresi üzerinden yıllık tek bir beyanname verdiği anlaşılmıştır.
Reklam alanlarının her birinde bir yıl boyunca birbirinden farklı çok sayıda reklam faaliyeti yapılmaktadır. Söz konusu farklı reklamların ayrı ayrı her biri, ilan ve reklam vergisinin konusu oluşturmaktadır. Bu nedenle reklam alanlarını işleten firma tarafından reklam verenlerin her birinden sorumlu sıfatıyla ilan ve reklam vergisinin tahsil edilmesi ve idareye ödemesi gerekmektedir. Ancak yüklenici tarafından söz konusu sorumluluk yerine getirilmemekte bunun yerine bahse konu reklam alanlarının her birinde yılda bir defa reklam faaliyeti yapılmış gibi hesaplanan vergi kendisi tarafından beyan edilmekte ve ödenmektedir. Söz konusu durum İdarenin öz geliri olan ilan ve vergisi gelirlerini önemli düzeyde düşürmektedir.
Yukarıda yer alan denetim tespiti üzerine, İdare tarafından, gerekli işlemlerin yapıldığı beyan edilmiştir. Ancak, bulguya cevap olarak gönderilen belgeler incelendiğinde hatalı uygulamaya devam edildiği görülmüştür. Şöyle ki: Reklam alanlarını işleten yüklenici firma vergi sorumlusu sıfatıyla ilgili yerlere reklam verenlerden tahsil ettiği ilan ve reklam vergisini aylık beyan etmesi gerekirken firma kendisi mükellef gibi tek bir beyanname vermiştir.
Sonuç olarak; ilan ve reklam işlerini mutat meslek olarak ifa edenlerin başkaları adına
yaptıkları ilan ve reklamlara ait vergileri mükellefler adına ve vergi sorumlusu sıfatıyla her ay İdareye yatırması gerekmektedir. Bu bağlamda, söz konusu hatalı uygulamanın kamu kaynağında artışa engel olması riski nedeniyle gerekli çalışmaların yapılması uygun olacaktır.