Karar Künyesi
2010 ve 2011 yılı ilamının 2013 yılında, 2015 yılı ilamının 2017 yılında kesinleşmesi üzerine söz konusu ilamlarda tazmin hükmolunan tutarların sorumlulardan tahsili için gerekli işlemlerin Kanun ve Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun yapılmadığı görülmüştür.
6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun “Kamu idareleri ve görevlilerinin sorumluluğu” başlıklı 9’uncu maddesinin üçüncü fıkrasında,
“Hesabı bu Kanun hükümlerine göre zamanında ve tam olarak vermeyen sorumlular veya diğer ilgililer ile Sayıştay denetimine giren kamu idareleri görevlilerinden, denetleme ve yargılama sırasında, istenilen her çeşit bilgi, belge ve defterleri vermeyen ve denetleme ve yargılamayı güçleştirenlerin aylıkları, Sayıştayın istemi üzerine ilgili kamu idarelerince, hesabı veya istenen bilgi, belge ve defterleri eksiksiz verinceye kadar yarım olarak ödenir. Yarım aylık kesilmeye başlandığı tarihten itibaren muhasebe yetkilileri en çok üç ay, diğer görevliler ise Sayıştayca belli edilen süre içinde yine hesabı veya istenilen bilgi, belge ve defterleri vermez veya denetleme ve yargılamayı güçleştiren sebepleri ortadan kaldırmazlarsa, bu defa ilgili kamu idarelerince mevzuatındaki usule göre görevden uzaklaştırılarak haklarında gerekli soruşturma veya kovuşturma yapılır.”, dördüncü fıkrasında, “Sayıştay ilamlarının infazını izlemeyen ve gereklerini yerine getirmeyenler hakkında da üçüncü fıkradaki hükümler
uygulanır.”, yedinci fıkrasında, “ Yukarıdaki hükümlere uymayanlar ile 6 ncı maddenin birinci ve ikinci fıkralarının gereklerini haklı bir sebebe dayanmaksızın tam olarak ve zamanında yerine getirmeyen ilgililer hakkında Sayıştayın istemi üzerine disiplin veya ceza kovuşturması yapılır.”, “İlamların infazı” başlıklı 53’üncü maddesinde,
“(1) Sayıştay ilamları kesinleştikten sonra doksan gün içerisinde yerine getirilir. İlam hükümlerinin yerine getirilmesinden, ilamların gönderildiği kamu idarelerinin üst yöneticileri sorumludur.
(2) İlamlarda gösterilen tazmin miktarı hüküm tarihinden itibaren kanuni faize tabi tutularak, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre tahsil olunur.”
düzenlemesi yapılmıştır. 19.10.2006 gün ve 26324 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Rızaen ve sulh yolu ile tahsilat" başlıklı 13'üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, "Aylıklardan yapılacak kesinti tutarı, sorumlulara ve/veya ilgililere yapılan her türlü aylık, ödenek, zam, tazminat dahil bir aylık net ödemelerinin dörtte birinden az, üçte birinden çok olamaz.", "Kamu zararından doğan alacaklarda taksitlendirme" başlıklı 16'ncı maddenin birinci fıkrasında, "Kamu zararından doğan alacaklar, sorumluların ve/veya ilgililerin talebi üzerine kamu idaresince taksitlendirilebilir.", ikinci fıkrasında, "Taksitlendirme süresi azami beş yıldır.", beşinci fıkrasında, "Sorumluların ve/veya ilgililerin yazılı taksitlendirme talebi üzerine, sorumlu ve/veya ilgili ile idare arasında, taksitlendirmenin süresini, taksit sayısı ve tutarları ile ödeme zamanlarını belirleyen bir ödeme planı yapılır. Sorumlulardan ve/veya ilgililerden taksitlerini ödeme planına uygun ve vadesinde düzenli olarak ödeyeceklerine dair “resen borç senedi ve kefaletname” alınır. Kanunun 79 uncu maddesi uyarınca merkezi yönetim bütçe kanununda belirlenen parasal sınırın üzerindeki kamu zararı alacaklarına ilişkin olarak düzenlenecek “resen borç senedi ve kefaletname” için noter tasdiki aranır." düzenlemeleri yapılmıştır.
2010 yılı hesabına ilişkin Sayıştay 6’ncı Dairesinin 07.03.2013 gün ve 18 sayılı kararı ve 22.07.2013 gün ve 131 sayılı ilamıyla tazmin hükmolunan tutarlar sorumluların Temyiz Kuruluna itiraz etmemeleri üzerine 12.11.2013 tarihinde kesinleşmiştir. 2011 yılı hesabına ilişkin Sayıştay 6’ncı Dairesinin 10.01.2013 gün ve 6 sayılı kararı ve 05.06.2013 gün ve 73 sayılı ilamıyla tazmin hükmolunan tutarlar sorumluların Temyiz Kuruluna itiraz etmemeleri üzerine 23.09.2013 tarihinde kesinleşmiştir. 2015 yılı hesabına ilişkin Sayıştay 7’nci Dairesinin 26.01.2017 gün ve 176 sayılı kararı ve 03.04.2017 gün ve 164 sayılı ilamıyla tazmin
hükmolunan tutarlar sorumluların Temyiz Kuruluna itiraz etmemeleri üzerine 18.06.2017 tarihinde kesinleşmiştir. 2010, 2011 ve 2015 yılı ilam maddelerinde hüküm tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile ödettirilmesine karar verilmiştir. 2010 ve 2011 yılı ilamında tazmin hükmolunan tutarların bir kısmı tahsil edilmiş olmasına karşın faiz alınmamış, bir kısmının ise tahsilatı yapılmamış olmasına karşın tahsilatın yapılmasıyla ilgili süreç Kanun ve Yönetmeliğe uygun işletilmemiştir. 2015 yılı hesabına ilişkin ilamın 5’nci maddesiyle tazmin hükmolunan tutarların tahsiliyle ilgili her hangi bir işlem yapılmamış, 8’nci maddesiyle tazmin hükmolunan tutarların tahsili 19.10.2017 ile 30.03.2018 tarihleri arasında tahsil edilmesine karşın faiz alınmamıştır.
Sayıştay ilamının kesinleşmesi üzerine üst yönetici olan Belediye Başkanı ilamda belirtilen sorumlulardan rızaen ödemeyi kabul etmeyenlerle ilgili Yönetmeliğin "İcra yoluyla tahsilat" başlıklı 15'inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Sayıştay ve mahkeme ilâmları ile hüküm altına alındığı halde sorumluları ve/veya ilgilileri tarafından rızaen ödenmeyen kamu zararından doğan alacaklar, 2004 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir." hükmüne göre işlem yapması gerekir. Rızaen ödemeyi kabul edenlerle ilgili de kişiye yapılan net ödemelerin dörtte birinden az ve üçte birinden çok olmayan tutarın alınması, taksitlendirmenin süresini, taksit sayısı ve tutarları ile ödeme zamanlarını belirleyen bir ödeme planı yapılması ve taksitlendirme süresinin en fazla beş yıl olması, sorumlulardan taksitlerini ödeme planına uygun ve vadesinde düzenli olarak ödeyeceklerine dair "resen borç senedi ve kefaletname” alınması, 2013 yılı için 15.000,00TL'nin üzerinde kamu zararı alacaklarına ilişkin olarak düzenlenecek “resen borç senedi ve kefaletname” için noter tasdiki aranacağı belirtilmiş olmasına karşın bu hükümlere uyulmamıştır. Rızaen tahsilatta kişilerin istediği miktarda ödeme yaptığı ve “resen borç senedi ve kefaletname” düzenlenmediği, taksit tutarlarının net ödemelerin dörtte birinden az olduğu görülmüştür. 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesinde ilamlarda gösterilen tazmin miktarının hüküm tarihinden itibaren kanuni faize tabi tutulacağının belirtilmesine ve ilam maddelerinde hüküm tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile ödettirilmesine karar verildiği halde tazmin hükmolunan tutarlardan tahsil edilenlerle ilgili hiç faiz tahsilatı yapılmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/8-1856 Esas ve 2017/1725 karar sayılı ilamında, kesinleşen Sayıştay kararlarına karşı ilamların icrası yoluyla takip yapılabileceği kararının da göz önüne alınarak gerekli işlem yapılmalıdır. İlamın kesinleştiği yılda görev başında olan Belediye Başkanı ile mevcut Belediye Başkanı Kanun hükmünü uygulamayarak görevini yapmamış olmaktadır.
Kesinleşen 2010, 2011 ve 2015 yılı Sayıştay ilamlarının 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi ile Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak sorumlulardan tahsil edilmesi ve hüküm tarihinden tahsilatın yapıldığı tarihe kadar işleyecek faizlerinde alınarak tahsilat işlemine ait sürecin işletilmesi gerekir.
Kamu idaresi cevabında; "Bulgu da belirtilen konu ile ilgili olarak Sayıştay ilamlarının tahsiline yönelik kanuni faiz alınmadan bir kısım tahsilat yapıldığı görülmüştür. Bu kapsamda gerekli inceleme ve tespitler neticesinde kanuni faiz ile birlikte tahsil için gerekli çalışmalar yapılacaktır." denilmiştir.
Sonuç olarak Kesinleşen 2010, 2011 ve 2015 yılı Sayıştay ilamlarının 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’nun 53’üncü maddesi ile Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak sorumlulardan tahsil edilmesi ve hüküm tarihinden tahsilatın yapıldığı tarihe kadar işleyecek faizlerinde alınarak tahsilat işlemine ait sürecin işletilmesi sağlanmalıdır.