Karar Künyesi
Şirketin faaliyet alanı ve görevi ile ilgili olmayan bir iş için harcamada bulunduğu görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Tacir” ile ilgili olarak 12’nci maddesinde;
“I - Gerçek kişiler
1. Genel olarak
Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir.
Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.
Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.”
Denilmekte iken aynı Kanun’un “II - Tüzel kişiler” başlıklı 16’ncı maddesinde;
“(1) Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.
(2) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.”
Düzenlemesi yer almakta, yine Kanun’un “C) Tacir olmanın hükümleri” başlıklı 18’inci maddesinde;
“I - Genel olarak
Tacir, her türlü borcu için iflasa tabidir; ayrıca kanuna uygun bir ticaret unvanı seçmek, ticari işletmesini ticaret siciline tescil ettirmek ve bu Kanun hükümleri uyarınca gerekli ticari defterleri tutmakla da yükümlüdür.
Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.
Tacir sıfatına bağlı olan diğer hükümler saklıdır.”
İfadeleri yer almaktadır.
Öte yandan, ESKİ’nin de tabi olduğu 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Görev ve yetkiler” başlıklı 2’nci maddesinde;
“İSKİ'nin görev ve yetkileri şunlardır:
…
Kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak; gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak ya da kurdurmak; kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek,
…”
Denilmek suretiyle su idarelerinin görevleri belirlenmiştir.
Uygulamada, Eskişehir genelinde muhtemel yoğun yağmur yağışı ve su baskını riski nedeniyle Estram AŞ tarafından su baskını/tahliyesi için tedbir alınarak 2023 yılı içerisinde iki defa kombine araç kiralaması yapıldığı ve karşılığında Yüklenici Firmaya KDV dahil (24.000,00 TL + 24.000,00 TL=) 48.000,00 TL ödendiği tespit edilmiştir.
Ancak, yukarıda yer alan mevzuat hükümlerine göre yağış sularının toplanması görevi ESKİ’ye ait olup, Estram AŞ’nin TTK hükümlerine göre ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi, görevi olmayan bir iş için harcama yapmaması gerekmektedir.