3194 sayılı İmar Kanunu’na aykırı yapılaşmalara ilişkin tespit edilen mevzuata aykırı hususlara aşağıda yer verilmiştir.


  1. Yapı Sınıflarının Doğru Belirlenmemesi Sebebiyle İdari Para Cezalarının Hatalı Hesaplanması

    İmar mevzuatına aykırı yapıların yapı sınıfının hatalı tespit edildiği, bu durumun da idari para cezalarının hatalı hesaplanmasına neden olduğu görülmüştür.

    3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42’nci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde, yapı sınıfı ve grubuna göre mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için ilgili bentte öngörülen tutarda idari para cezası verileceği; (b) bendinde ise mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için ilgili idarece belirlenen bedelin % 20’si kadar idari para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.

    16/07/1985 tarihli ve 85/9707 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Mimarlık ve Mühendislik Hizmetleri Şartnamesi’nin 3.2’nci maddesinde yapının birim maliyetinin Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca her yıl mimarlık hizmetlerine esas olan sınıflar için ayrı ayrı tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca bahsi geçen Şartname’ye dayanılarak her yıl yapı yaklaşık birim maliyetleri hakkında tebliğ çıkarılmaktadır. Tebliğ’de her bir yapı sınıfı kendi içerisinde gruplara ayrılmakta ve her bir grup için belirlenen birim maliyetler farklılık göstermektedir. Bu bakımdan imar mevzuatına aykırı yapıların hangi yapı sınıfına girdiği hesaplanacak idari para cezası açısından büyük önem arz etmektedir.

    Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar nedeniyle verilecek para cezası miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak temel ölçütün yapının sınıfı ve grubu olduğu anlaşılmaktadır. Yapı sınıfı ve grubunun hatalı tespit edilmesi hesaplanacak idari para cezasını doğrudan etkilemektedir.

    Yapılan incelemede; imar mevzuatına aykırı yapıların bazılarının yapı sınıf ve gruplarının hatalı tespit edildiği görülmüştür. 2022 yılında toplam 675 adet imar mevzuatına aykırı yapıdan, 127 tanesinin yapı sınıf ve grubunun yanlış belirlendiği bunun sonucunda da bu yapılar için kesilen idari para cezalarının hatalı hesaplandığı tespit edilmiştir.

    İmar mevzuatına aykırı yapılara verilecek idari para cezalarının hesabında yapı sınıflarının mevzuata uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir.


  2. İdari Para Cezalarında Gerekli Artırımların Yapılmaması


    İmar mevzuatına aykırı bazı yapılara verilecek para cezalarının hesaplanmasında gerekli artırımların yapılmadığı ve para cezalarının eksik hesaplandığı görülmüştür.

    3194 sayılı İmar Kanunu’nun 42’nci maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde; (a) ve

    (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapı için hesaplanan para cezasına uygulanacak artırım sebepleri ve oranları belirtilmiştir. Bentte sayılan durumların tespiti halinde uygulanacak idari para cezasının belirtilen oranda artırılması gerekmektedir.

    Yapılan incelemede; imar mevzuatına aykırı yapıların bazılarında uygulanması gereken artırımlı ceza oranlarının uygulanmadığı görülmüştür. Bu kapsamda; 2022 yılı içinde, imar mevzuatına aykırılığı sebebiyle cezai işlem uygulanan 675 yapıdan 226’sı için mevzuatta öngörülen artırım oranlarının uygulanması gerektiği halde uygulanmadığı tespit edilmiştir.

    İmar mevzuatına aykırı yapılara verilecek idari para cezalarında gerekli artırımların yapılarak uygulanması gerekmektedir.

  3. Tebligatların Usulüne Uygun Şekilde Yapılmaması


İmar mevzuatına aykırı yapılarla ilgili alınan encümen kararları, mevzuata uygun olarak sorumlulara tebliğ edilmediği, bu hususun alınan encümen kararlarının uygulanmamasına neden olduğu görülmüştür.

7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen Adreste Tebligat” başlıklı 10’uncu maddesinde; tebligatın, tebligat yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılacağı belirtilmiştir. Bilinen en son adresin tebligata uygun olmaması veya tebligat yapılamaması halinde ise muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yerinin bilinen en son adres olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. Kanun’un “Aynı Konutta Oturan Kişilere Veya Hizmetçiye Tebligat” başlıklı 16’ncı maddesinde ise kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğin kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Mezkur Kanun’un “Tebliğ İmkansızlığı ve Tebellüğden İmtina” başlıklı 21’inci maddesinde, kendisine tebligat yapılacak kimsenin adresinde bulunmaması veya tebellüğden imtina etmesine durumları ile muhatabın adres kayıt sistemindeki adresinde hiç oturmamış olması veya sürekli olarak ayrılmış olması durumlarında uygulanacak hususlara ilişkin düzenlemeler yer almaktadır.


Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde; tebligat muhatabın bilinen en son adresine eğer bu adres tebligata elverişli değil ise adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri bilinen en son adres olarak değerlendirilmeli ve bu adrese tebligat yapılmalıdır. Tebliğ imkansızlığı veya tebellüğden imtina durumlarında, o yerin muhtarı, ihtiyar heyeti, zabıta amiri veya memurlarına imza karşılığında tebligat yapılmalı ayrıca tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnamenin, gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırılması gerekmektedir. Muhatabın adres kayıt sistemindeki adreste hiç oturmamış olması veya sürekli olarak ayrılmış olması durumunda ise yine tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina durumlarına benzer biçimde tebligat yapılmalıdır.

Yapılan incelemede; imar mevzuatına aykırı yapılar için alınan encümen kararlarında, bu kararların 7201 sayılı Kanun’a göre tebliğ edileceği belirtilmesine rağmen ilgili mevzuat hükümlerine uygun olarak tebliğ edilmediği tespit edilmiştir. Encümen kararlarının kısa mesaj yoluyla ilgililere bildirildiği, bu şekilde ulaşılamayan kişilere ise iadeli taahhütlü posta yoluyla tebligat yapıldığı anlaşılmıştır. Bu iki yöntem sonucunda da ulaşılamayan ilgililere ise tebligat yapılmadığı tespit edilmiştir.

Tebligatların yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri doğrultusunda yapılması gerekmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?