Karar Künyesi
İdarenin yasal döküm sahası kullanımı karşılığında alınacak bedelin hatalı tespit edildiği ve çevre kirliliğine sebebiyet verecek şekilde atık bırakanlara kesilen cezaların Çevre Kanunu’na göre kesilmesi gerekirken daha az ceza kesildiği tespit edilmiştir.
İdarenin Yasal Döküm Sahasının Kullanılması Karşılığında Alınan Hafriyat Döküm Bedelinin Yanlış Hesaplanması Nedeniyle Gelirlerde Azalmaya Sebebiyet Verilmesi
Belediye harfiyat döküm sahasına boşaltılan harfiyatlara ilişkin bedelin yanlış hesaplanması suretiyle gelir kaybına neden olunduğu tespit edilmiştir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinde;
“… Gayrisıhhî işyerlerini, eğlence yerlerini, halk sağlığına ve çevreye etkisi olan diğer işyerlerini kentin belirli yerlerinde toplamak; hafriyat toprağı ve moloz döküm alanlarını; sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) depolama sahalarını; inşaat malzemeleri, odun, kömür ve hurda depolama alanları ve satış yerlerini belirlemek; bu alan ve yerler ile taşımalarda çevre kirliliği oluşmaması için gereken tedbirleri almak” denilmiştir.
Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin “Belediyelerin görev ve yetkileri” başlıklı 8’nci maddesinde:
“ İl belediye mücavir alanı içerisinde il ve ilçe belediyeleri, büyük şehirlerde büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri dışında ise ilçe belediyeleri,
Hafriyat toprağı, inşaat/yıkıntı atıkları ile doğal afet atıklarının toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması ve bertarafı ile ilgili yönetim planı hazırlamakla,
Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisleri sahaları ile depolama sahalarını belirlemek, kurmak/kurdurtmak ve işletmek/işlettirmekle,
Depolama sahası yerinin seçimi, inşaatı veya işletilmesi sırasında çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilemeyecek şekilde gerekli tedbirleri almak veya aldırtmakla,
Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının toplanması, taşınması ve bertaraf bedelini belirlemekle,
Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları için toplama, taşıma hizmeti verecek firmaların adresleri ve telefon numaraları ile nakliye bedellerini halkın bilgileneceği şekilde ilan etmekle,
Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması ve bertarafı faaliyetlerini denetlemekle,…yükümlüdürler.” hükümleri yer almaktadır.
İl belediyelerinin Yönetmelik hükümleri gereği mücavir alanları içinde görevleri belirtilmiş olup döküm sahalarının belirlemek, hafriyatın geçici biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması ve bertarafı ile ilgili yönetim planı hazırlamak ve tüm denetimleri yapmak gibi görevleri mevcuttur.
Sonuç olarak idare tarafından döküm sahası belirlenmiş ve gelir tarifesinde döküm sahasına boşaltılacak hafriyatın ve molozun m3’ü başına bir tutar belirlenmiştir. Bu hizmetten faydalanan kişilerden alınması gereken bedel, döküm sahasında bu yolla hesaplanarak tahakkuk edecek tutardır. Yani döküm sahasına atık bırakacak kişi/kurumlardan alınacak bedel; m3xgelir tarifesi sonucunda elde edilecek tutardır.
Ancak idare hesaplama ve tahsilatı döküm sahasında yapmamaktadır. Fiili durumda tahsil edilen miktar; idareye yapı ruhsatı almak için başvuran kişilerden, tahmini olarak hesaplanan atık miktarının tarifeyle çarpılması sonucu ortaya çıkan tutardır. Oysaki hafriyat ve moloz atıkları oluşmasına sebep olan tek durum bina yapımı olmadığı gibi ruhsatsız yapılarda ve yapı ruhsatının alınmasının gerekli olmadığı durumlarda da atık meydana gelmektedir.
Yapılan uygulama sonucunda hesaplamanın farazi bir tutar üzerinden yapılması hem gerçek miktarın belirlenmesini engellemekte hem de idare tarafından hesaplanması mümkün olmayan miktarların göz ardı edilerek bu yolla elde edilecek gelirde kayıp-kaçaklara sebebiyet vermektedir. İdarenin finansal durumu da göz önünde bulundurulduğunda bu yöntemden vaz geçilmesi, denetimlerin arttırılması ve mevzuata uygun bir şekilde döküm sahasında atık miktarının net ve doğru bir şekilde hesaplanarak yararlanıcılardan gerçek tutarın tahsil edilmesi
gerekmektedir. Fiili durumun mevzuata uygun olmadığı değerlendirilmektedir.
Çevre Kanunu uyarınca kesilmesi gereken cezaların Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanun’a göre Kesilmesi
Belediye Encümeni tarafından, Çevre Kanunu uyarınca kesilmesi gereken cezaların Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanun’un 1’nci maddesi hükmüne göre kesildiği tespit edilmiştir.
Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin “Tanımlar” başlıklı 4’ncü maddesinde; “Yönetmelikte bahsedilen Kanun’un 2872 sayılı Çevre Kanunu’nu ifade edeceği,”
Yönetmeliğin “Belediyenin Görev ve Yetkileri” başlıklı 8'inci maddesinde; “ İl belediye mücavir alanı içerisinde il ve ilçe belediyeleri, büyük şehirlerde büyükşehir belediyeleri, büyükşehir belediyeleri dışında ise ilçe belediyeleri,
Hafriyat toprağı, inşaat/yıkıntı atıkları ile doğal afet atıklarının toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması ve bertarafı ile ilgili yönetim planı hazırlamakla,
Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisleri sahaları ile depolama sahalarını belirlemek, kurmak/kurdurtmak ve işletmek/işlettirmekle,
Depolama sahası yerinin seçimi, inşaatı veya işletilmesi sırasında çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilemeyecek şekilde gerekli tedbirleri almak veya aldırtmakla,
Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının toplanması, taşınması ve bertaraf bedelini belirlemekle,
Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları için toplama, taşıma hizmeti verecek firmaların adresleri ve telefon numaraları ile nakliye bedellerini halkın bilgileneceği şekilde ilan etmekle,
Hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması ve bertarafı faaliyetlerini denetlemekle,
Belediye sınırları içindeki hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıkları geri kazanım tesisleri ile depolama sahalarına izin vermek ve gerektiğinde bu izni iptal etmekle,
…
yükümlüdürler.”,
Yönetmeliğin “Genel Esaslar” başlıklı 13’üncü maddesinde; “Hafriyat toprağı ile
inşaat/yıkıntı atıklarının, üretici ve taşıyanları tarafından belediyelerin veya mahallin en büyük mülki amirinin gösterdiği ve izin verdiği geri kazanım ve depolama tesisleri dışında denizlere, göllere, akarsulara veya herhangi bir yere dökülmesi ve dolgu yapılması yasaktır.
Faaliyetleri sonucu hafriyat toprağı ve inşaat/yıkıntı atıklarının üretimine neden olacak özel veya resmi kişi, kurum ve kuruluşlar; bu atıkların üretilmesinden önce ilgili belediyeye/mahallin en büyük mülki amirine başvurarak gerekli izinleri almak, atıklarını bu Yönetmelikte belirtilen usul ve esaslara göre bu mercilerin göstereceği geri kazanım/depolama sahasına taşınmasını sağlamakla yükümlüdürler. Bununla ilgili işlemler 23 üncü maddede belirtilen esaslara göre yapılır.
Yapılan denetimlerde hafriyat toprağı ile inşaat/yıkıntı atıklarını Yönetmelikte belirtilen esaslara aykırı olarak çevre kirliliğine neden olacak şekilde alıcı ortama verdiği tespit edilen üretici, taşıyıcı ve depolayanlar hakkında 46 ncı maddede belirtilen cezai işlemler uygulanır. Ayrıca tespit edilen eksiklik veya kirlilik, tebliğ edilen süreler içinde giderilmezse bu atıkların toplanması, taşınması ve bertarafı maliyeti ilgililerden peşin olarak tahsil edilir.”,
Yönetmeliğin “Yönetmeliğe Aykırılık” başlıklı 46’ncı maddesinde; “Yönetmelik hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında Kanunun 15 ve 16 ncı maddelerinde belirtilen merciler tarafından gerekli işlemler yapılır ve Kanunun 20, 21, 23, 24 ve 26 ncı maddelerinde belirtilen cezalar verilir.”
2872 sayılı Çevre Kanunu’nun ''İdari nitelikli para cezaları'' başlıklı 20’nci maddesinin
(r) bendinde de;
''Bu Kanunda ve yönetmeliklerde öngörülen usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 24.000 Türk Lirası, ithal edenlere 60.000 Türk Lirası idari para cezası verilir.'';
aynı maddenin 2’nci fıkrasında ise;
"Bu maddenin (k), (l), (r), (s), (t), (u), (v) ve (y) bentlerinde öngörülen idarî para cezaları kurum, kuruluş ve işletmelere üç katı olarak verilir."
Kanun’un “İdari cezalarda yetki” başlıklı 24’üncü maddesinde;
“Bu Kanunda öngörülen idarî yaptırım kararlarını verme yetkisi Bakanlığa aittir. Bu yetki, 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından da kullanılır.”,
Kanun’un “Denetim, bilgi verme ve bildirim yükümlülüğü” başlıklı 12’nci maddesinde;
“Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilir. Denetimler, Bakanlığın belirlediği denetim usûl ve esasları çerçevesinde yapılır.”
Hükümleri yer almaktadır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Encümenin görev ve yetkileri” başlıklı 34’üncü maddesine;
“…
Kanunlarda öngörülen cezaları vermek.
…”
hükmü yer almaktadır.
Yukarıda zikredilen mevzuatlardan açıkça anlaşıldığı üzere;
Çevre Kanunu ve Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği uyarınca, belediye tarafından belirlenen yerler dışında bir yere çevre kirliliğine sebep olacak şekilde hafriyat toprağı, inşaat ve yıkıntı atıklarının atılması, taşınması idari para cezasını gerektiren hallerdendir. Mezkur Yönetmelik uyarınca Hafriyat sahalarını belirlemek ve denetlemek yetkisi belediye mücavir sınırları içinde belediyeye aittir. Yönetmelik’e aykırı hareket edenler hakkında ise Çevre Kanunu hükümlerinin uygulanacağı amirdir.
Çevre Kanunu’na göre ise Kanun’da ve yönetmeliklerde öngörülen usûl ve esaslara, yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak atık toplayan, taşıyan, geçici ve ara depolama yapan, geri kazanan, geri dönüşüm sağlayan, tekrar kullanan veya bertaraf edenlere 24.000 Türk Lirası, ithal edenlere 60.000 Türk Lirası idari para cezası verileceği, bu yolla sebebiyet verilen çevre kirliliğinden dolayı cezaların 3 katı uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca cezayı gerektiren fiillerin 3 yıl içerisinde tekerrürü halinde ilk seferde bir kat iki ve sonrakilerde ise 2 kat artırımlı uygulanacağı belirtilmiştir.
Ayrıca 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre kanunlarda öngörülen cezaları kesmek Encümenin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Belediye tarafından Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında
Kanunu’na göre ceza kesilmesi mevzuata uygun değildir.
Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanun’a dayanak gösterilen 1’inci maddesinde aynen;
“24 Teşrinievvel 1298 tarihli Ebniye Kanununun memnuiyeti mutazammın ahkamı hilafına vuku bulan inşaat ve tamirat ile umuma mahsus mahallerde ve yangın yerlerinde bila ruhsat yapılan barakalar ve her nevi inşaat belediyece derhal hedmolunur. Hedmiyattan husule gelen enkaz satılarak masarifi hedmiye istifa olunur. Hedim masrafı kafi gelmediği takdirde üst tarafı rüsumu belediye gibi tahsil olunur.”
hükmü yer almaktadır.
Dayanak olarak gösterilen Kanun’un 1’inci maddesi uygun olmayan inşaat ve tamirat işleri ile ruhsatsız yapılan inşaatların yıkılması ve enkazının satılmasını, enkazın satılması sonucu elde edilen gelirin yıkım giderlerini karşılamaması halinde karşılamayan kısmının tahsil edilmesini düzenlemektedir. Yani çevre kirliliğine sebebiyet verilmesi ile ilgili olmayıp başka bir hususu düzenlemektedir.
Ancak Düzce Belediyesinin 2019 Yılı hesap ve işlemlerinin denetlenmesi sonucunda, çevre kirliliğine sebebiyet verecek şekilde yasal olarak belirlenen sahaların dışına hafriyat ve atık taşıyan, dökenlere uygulanan cezaların Çevre Kanunu’na göre kesilmesi gerekirken tutar olarak daha az ceza kesilmesini gerektiren Umuru Belediyeye Müteallik Ahkamı Cezaiye Hakkında Kanun’a göre kesilmesi mevzuatın tam anlamıyla uygulanamamasına sebep olmakta ayrıca caydırıcılıktan da uzak olmaktadır. Ancak belediye tarafından söz konusu cezaların kesilebilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığından denetim yetkisi alınmalıdır. Yapılan incelemelerde denetim yetkisi alınabilmesi için belediye tarafından herhangi bir girişimde bulunulmadığı tespit edilmiştir. Yetkinin alınmaması çevre kirliliğine sebebiyet verenlerin gerektiği gibi cezalandırılamamasına neden olmakla birlikte çevre kirliliğini önleme gibi önemli bir konuda belediyenin üstüne düşen görevi hakkıyla ifa edememesine neden olunmaktadır. Konunun önemine binaen gerekli izin alma işlemlerinin ivedilikle yapılmasının gerektiği değerlendirilmektedir.