İdare tarafından ticari taksi plakaları ve servis plakaları kullanımlarının 2886 sayılı Kanun’a göre ihale edilmiş, ancak, bu ihaleler süre belirtilmeksizin plaka satışı şeklinde gerçekleştirilmiş olup ayrıca, özel halk otobüslü hatlarının tamamı ihalesiz olarak kullandırılmaktadır.

  1. İdare Tarafından Geçmiş Yıllarda Gerçekleştirilen 11 Adet Ticari Taksi Plakası ile 48 Adet Servis Plakası Kullanımlarına Ilişkin İhalelerde, Mevzuatta Öngörülmeyen Bir Usul Olan Satış İşleminin Uygulanması

    5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (p) fıkrasında;

    “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları


    ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” denilmektedir.

    Yukarıda yer verilen kanun hükmüne göre belediyeler, servis araçları ile taksi sayılarını belirleme ve bu taşıtların faaliyet gösterecekleri durakları tespit etme, işletme, işlettirme veya kiraya verme konusunda yetkilidir. Ancak söz konusu yetkinin kullanımına ilişkin sınırlar, aynı maddede “işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek” denilmek suretiyle belirlenmiştir.

    İdarelerin sahip oldukları bu yetkiyi işlettirme veya kiraya verme yöntemi ile üçüncü şahıslara gördürmesi halinde, 2886 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı açıktır. Zira 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun, 1’inci maddesine göre; belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım, kira, trampa, mülkiyetin gayri ayni hak tesisi ve taşıma işlerinin bu Kanun’da yazılı hükümlere göre yürütüleceği ifade edilmiştir.

    Mezkûr Kanun’un “Kiralarda sözleşme süresi” başlıklı 64’üncü maddesinde ise, kiraya verilecek taşınır ve taşınmaz malların kira süresinin, on yıldan çok olamayacağı, İl özel idareleri belediyeler için ise kendi özel kanunlarının uygulanacağı belirtilmiştir.

    5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre taksi ve servis hizmetine ilişkin haklar, Belediyeye aittir. Belediyeye ait olan bu hakkın, Kanun çerçevesinde ihale yoluyla rekabete uygun bir şekilde ve saydamlığı sağlayarak sürenin belirli olması gibi hususları da içerecek şekilde “kiralama” ile kullandırılması gerekmektedir. Belediye meclisince bu yönde alınan karara uygun olarak ve bu kararda verilen yetkiye dayanılarak, ihale işlemleri ile ilgili olarak Belediye Encümenince de kiralamaya ilişkin kararlar alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

    İdarenin toplu ulaşım hizmetlerine işlemlerin incelenmesi neticesinde; 2012 yılında 8 adet, 2017 yılında 1 adet ve 2018 yılında 2 adet olmak üzere toplam 11 adet taksi plakası ile 2017 yılında 15 adet, 2018 yılında 21 adet, 2019 yılında 7 adet ve 2020 yılında 5 adet olmak üzere toplam 48 adet servis plakası için 2886 sayılı Kanun hükümlerine göre ihale yapıldığı, ancak, yapılan ihalenin işlettirme veya kiraya verme şeklinde değil satış şeklinde gerçekleştirildiği görülmüştür.

    Daha önce de belirtildiği üzere, servis ve taksi sayılarını belirleme, tarifelerini zaman ve güzergâhlarını belirleme, durak yerleri ile araç park yerlerini tespit etme ve işletme, işlettirme


    ve kiraya verme yetkisi belediyeye aittir. Belediyeye ait olan bu hakkın süresiz olarak üçüncü şahıslara verilmesi, söz konusu plakaları satın alanlar için süresi belirsiz bir kazanç haline dönüştürmektedir. Bu uygulama ise mevzuata uyarlı olmadığı gibi kamu menfaati ile de bağdaşmamaktadır.

    Yukarıda yer verilen denetim tespitine binaen İdare tarafından; 04.05.2021 tarihli ve 31474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararı dayanak gösterilerek, söz konusu Karar’ın, Kütahya Belediyesi için de emsal teşkil edeceği; ancak, bulgunun İdareye tebliği ile birlikte belediye sorumluluk sahasında faaliyet gösteren H,S,T ve N plakalı araç tahsislerinin ihale yolu ile gerçekleştirilmesi için gerekli Yönetmelik çalışmalarının başlatılacağı ifade edilmiştir.

    Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bu Karar, Tunceli Belediyesi 2014 yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda yer alan “Minibüs Hattının İhalesiz Verilmesi” bulgusu üzerine, İdarenin ihalesiz olarak verilen minibüs hatlarını iptal ederek ve Encümen Kararı ile bedelsiz olarak verilen bu imtiyazı kaldırarak, hatların ihale yolu ile üç yıllığına kiraya verme kararına yöneliktir. İdarenin bu kararına karşı hak sahipleri tarafından Erzincan İdare Mahkemesine başvurulmuş, Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Söz konusu karar Danıştay 13. Dairesi tarafından da onanmıştır. Danıştayın kesin nitelikli kararına karşı ilgililer tarafından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmuştur.

    Anayasa Mahkemesi Kararı’nda özetle; minibüs hattı tahsisinin mülkiyet hakkı kapsamında yer aldığı, İdare tarafından bu hatların iptaline yönelik yapılan işlemin ilgililere öngörülemeyecek şekilde orantısız bir külfet yüklediği ve bu nedenle mülkiyet hakkının ihlal edildiği belirtilmiş, bu ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması için Karar’ın Erzincan İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

    İdare her ne kadar bu kararın kendileri için de emsal teşkil edeceğini öne sürmüş olsa da, mezkûr Karar detaylı olarak incelendiğinde; hak ihlali kararının, İdare tarafından yapılan iptal işlemi nedeniyle değil, iptal işleminin hak sahiplerine, kendilerini yeni duruma hazırlayabilmeleri amacıyla herhangi bir süre verilmeksizin tek taraflı olarak gerçekleştirilmesi dolayısıyla verildiği görülmektedir.

    Diğer yandan, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bu karar ile bulgunun bu bölümünde eleştiri konusu yapılan husus farklı konuları ihtiva etmektedir. Bulguda, taksi ve servis plakaları için işlettirme veya kiraya verme usülleri yerine yapılan satış işlemlerinin bu


    plakaları satın alanlar için süresi belirsiz bir kazanç haline dönüşmüş olması eleştiri konusu yapılmıştır.

    Sonuç olarak, İdarenin taksi ve servis hizmetlerinde sahip olduğu bu imtiyazı/hakkı, taksi ve servis plakalarını ihale yoluyla, rekabete uygun ve hakkın kullanımına ilişkin süreyi de içerecek şekilde kiraya vererek kullandırması gerekmektedir.

  2. 287 Adet H Plakalı Özel Halk Otobüsünün Faaliyet Gösterdiği Hatların Kullanımına İlişkin Herhangi Bir İhale Yapılmaması ve Söz Konusu Otobüslerin İşleticilerinin, Gelir Tarifesinde Belirlenen “Hatları Rotasyonlu Kullanım İzin Bedeli ve Katılım Ücreti” Karşılığında Faaliyet Göstermeye Devam Etmesi

5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde; “Toplu taşıma yapmak; bu amaçla otobüs, deniz ve su ulaşım araçları, tünel, raylı sistem dâhil her türlü toplu taşıma sistemlerini kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek.” hükmü,

Mezkûr fıkranın (p) bendinde; “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.” hükmü,

Söz konusu kanun maddesinin beşinci fıkrasında ise, idarelerin (f) bendinde belirtilen hizmetleri Danıştayın görüşü ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kararıyla süresi kırkdokuz yılı geçmemek üzere imtiyaz yoluyla devredebileceği; toplu taşıma hizmetlerini imtiyaz veya tekel oluşturmayacak şekilde ruhsat vermek suretiyle yerine getirebileceği gibi toplu taşıma hatlarını kiraya verme veya hizmet satın alma yoluyla yerine getirebileceği ifade edilmiştir.

Danıştay 13. Dairesinin Esas No:2015/985, Karar No: 2015/3164 numaralı Kararı’nda, “Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; belediyelerin yürütmekle görevli ve yetkili oldukları toplu taşıma hizmetini bizzat yapmak yerine imtiyaz suretiyle devrine karar verilmesi için Danıştay’ın görüşü ve İçişleri Bakanlığının onayının alınmasının ön koşul olduğu, kiralama yolunu seçmesi hâlinde ise hem taşınır hem taşınmazlar için kira süresinin 10 yılla sınırlı olduğu ve her iki durumunda Devlet İhale Kanunu hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakta ve toplu taşıma hizmetlerinin ruhsat vermek suretiyle


yerine getirilmesi usulünde ise ruhsat verilecek sürenin, tespit edilen muhammen bedelin yıllık mı yoksa ruhsat verilen süre için mi öngörüldüğünün, yıllık olarak tespit edilmiş ise her yıla ilişkin artış oranının nasıl belirleneceğinin vb. hususların açık bir şekilde ortaya konularak söz konusu ihalenin yine Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği, toplu taşıma hizmetlerinin gördürülmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde verilecek olan ruhsatın süresiz bir şekilde verilemeyeceği, belli bir süre dâhilinde ruhsat verilmesi gerektiği görülmektedir.


Bu durumda, ilgili mevzuat ve dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; toplu taşıma hizmetinin yerine getirilmesinde ruhsat verme yönteminin seçilmesi hâlinde, süresiz olarak ruhsat vermenin söz konusu olmadığı, belli bir süre dâhilinde ruhsatın verilmesi gerektiği, bu süreye göre muhammen bedelin belirlenmesinin şart olduğu, bu hususlar ortaya konulduktan sonra Devlet İhale Kanunu hükümlerine uygun bir şekilde ihalenin yapılması gerektiği” denilmiştir.

Toplu ulaşım hizmetleri ile ilgili 5393 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri ve Danıştay 13.

Dairesinin yukarıda yer verilen Kararı birlikte değerlendirildiğinde;


-Toplu taşıma hizmetlerinin yerine getirilmesinde belediyelerin görevli ve yetkili oldukları,

-Belediyelerin bu hizmetleri imtiyaz yoluyla süresi kırkdokuz yılı geçmeyecek şekilde devredebilecekleri gibi; ruhsat verme, toplu taşıma hatlarını kiraya verme ya da hizmet satın alma yoluyla yerine getirebilecekleri,

-Toplu taşıma hizmetlerinin ruhsat verme ya da toplu taşıma hatlarını kiraya verme yoluyla yerine getirilmesine karar verilmesi halinde, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerinin uygulanmasının zorunlu olduğu,

-Ruhsat verme halinde verilecek ruhsatın süresiz olamayacağı, kiraya verme durumunda ise belirli bir sürenin olduğu,

Anlaşılmaktadır.


İdarenin toplu ulaşım hizmetlerine ilişkin işlemlerin incelenmesi neticesinde; 24.12.2004 tarihli ve 2004/120 sayılı İl Trafik Komisyonu kararı ile özel halk otobüsleri ile M


plakalı minibüslerin arasındaki trafik karmaşasını kaldırmak, rekabet ve yarış halindeki bu iki kuruluşun neden olduğu kazaları önlemek amacıyla Kütahya ilinde hizmet vermekte olan 210 adet M plakalı minibüs ve 77 adet H plakalı özel halk otobüsü tek çatı altında toplanmış ve toplamda 287 adet H plakalı özel halk otobüsü faaliyet göstermeye başlamıştır. Ne var ki, söz konusu birleşimden günümüze kadar özel halk otobüslerinin faaliyet gösterdiği hatlar ile ilgili bir ihale yapılmamıştır.

Yukarıda yer verilen denetim tespitine binaen İdare tarafından; 04.05.2021 tarihli ve 31474 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararı dayanak gösterilerek, söz konusu Karar’ın, Kütahya Belediyesi için de emsal teşkil edeceği; ancak, bulgunun İdareye tebliği ile birlikte belediye sorumluluk sahasında faaliyet gösteren H,S,T ve N plakalı araç tahsislerinin ihale yolu ile gerçekleştirilmesi için gerekli Yönetmelik çalışmalarının başlatılacağı ifade edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bu Karar, Tunceli Belediyesi 2014 yılı Sayıştay Denetim Raporu’nda yer alan “Minibüs Hattının İhalesiz Verilmesi” bulgusu üzerine, İdarenin ihalesiz olarak verilen minibüs hatlarını iptal ederek ve Enncümen Kararı ile bedelsiz olarak verilen bu imtiyazı kaldırarak, hatların ihale yolu ile üç yıllığına kiraya verme kararına yöneliktir. İdarenin bu kararına karşı hak sahipleri tarafından Erzincan İdare Mahkemesine başvurulmuş, Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Söz konusu karar Danıştay 13. Dairesi tarafından da onanmıştır. Danıştayın kesin nitelikli kararına karşı ilgililer tarafından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulmuştur.

Anayasa Mahkemesi Kararı’nda özetle; minibüs hattı tahsisinin mülkiyet hakkı kapsamında yer aldığı, İdare tarafından bu hatların iptaline yönelik yapılan işlemin ilgililere öngörülemeyecek şekilde orantısız bir külfet yüklediği ve bu nedenle mülkiyet hakkının ihlal edildiği belirtilmiş, bu ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması için Karar’ın Erzincan İdare Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İdare her ne kadar bu kararın kendileri için de emsal teşkil edeceğini öne sürmüş olsa da, mezkûr Karar detaylı olarak incelendiğinde; hak ihlali kararının, İdare tarafından yapılan iptal işlemi nedeniyle değil, iptal işleminin hak sahiplerine, kendilerini yeni duruma hazırlayabilmeleri amacıyla herhangi bir süre verilmeksizin tek taraflı olarak gerçekleştirilmesi dolayısıyla verildiği görülmektedir.

Zira Karar’ın ilgili bölümünde;


“49. …5393 sayılı Kanun’da imtiyazın 49 yılı aşmayan bir süre için verilebileceği düzenlenmiş olmakla iptal tarihinde bu sürenin dolmadığı açıktır. Ancak rekabet ortamı sağlanmadan ve önemli sayılabilecek bir bedel ödenmeden ihalesiz bir şekilde imtiyaz verilmiş, başvurucular da fiilen taşımacılık yaptıkları dönem içinde ya herhangi bir bedel ödememiş ya da ancak sembolik bir ödemede bulunmuştur. Bu şartlar altında şehir içi yolcu taşımacılığını düzenleme yetkisine sahip olan ve belde halkına karşı görevlerini yerine getirebilmek için ekonomik bir güce ihtiyaç duyan Belediyeden 49 yıllık sürenin sonuna kadar herhangi bir düzenleme yapmadan hareketsiz kalmasının beklenemeyeceği tartışmasızdır.

50.Bu bakımdan başvuruculara ait imtiyazın sona erdirilmesi genel anlamda haklı bir dayanağı bulunuyor ise de İdarenin bu yetkisini ne şekilde kullandığı, bu yetkinin kullanılma zamanı, Kooperatif üyelerinin hazırlıklı olup olmadığı ve İdarenin telafi edici önemler alıp almadığı önem arz etmektedir…” denilerek, İdarelerin daha önce herhangi bir rekabet ortamı sağlamaksızın vermiş oldukları bu hakları iptal edebilme yetkilerinin olduğu ortaya konulmuştur.

Sonuç olarak, 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre belediyelerin yetkili ve imtiyazlı kılındıkları toplu taşıma hizmetlerinin İdarece yerine getirilememesi durumunda; söz konusu imtiyazın/hakkın ihale yoluyla rekabete uygun, saydamlığı sağlayacak şekilde kiralama usulüyle kullandırılması gerekmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?