Karar Künyesi
Üniversitenin mülkiyetindeki taşınmazlardan bazıları için kamulaştırılmaksızın el atıldığı iddiasıyla açılan ve tazminat talep edilen davalar bulunmakta olup bu davalardan kesinleşerek ödenecek borç haline gelenler ile davası devam edenlerin mali tablolarda gösterilmediği anlaşılmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Mülga 6830 sayılı İstimlâk Kanunu hükümleri dâhilinde alınan 13.03.1957 tarih ve 420/06336 sayılı Karar doğrultusunda kamulaştırılmasına lüzum görülen bulgu konusu taşınmazlar, Ankara Valiliği İl İdare Kurulunun 13.03.1957 tarih ve 390 sayılı Kararı ile kamulaştırılmıştır. Kamulaştırmayı müteakip Maliye Bakanlığı Muhakemat Genel Müdürlüğü Baş Hukuk Müşavirliğince kamulaştırılan taşınmazların tescili için açılan davalarda, taşınmazların Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilip tescil işlemleri gerçekleştirilmiştir. Kamulaştırılan iş bu taşınmazlar, 27.05.1959 tarih ve 7307 sayılı Kanun ile Üniversitenin resmî kuruluşunu müteakip, Maliye Hazinesince 6830 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda mülkiyetleri tashihan Üniversiteye devredilmiş; bölgede bulunan ve mülkiyeti Maliye Hazinesine ait taşınmazlar da bilâ kayd-ü şart ile Üniversiteye tahsis olunmuştur. Kamulaştırma işlemleri, Millî Eğitim Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı Muhakemat Genel Müdürlüğü Başhukuk Müşavirliği tarafından yürütülmüştür. 6830 sayılı İstimlâk Kanunu’nu ilga eden, 08.11.1983 tarih ve 18215 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun “Kamulaştırması yapılmış ancak işlemleri tamamlanmamış veya hiç kamulaştırma yapılmamış iken kamu hizmetlerine ayrılarak veya kamu yararına yönelik bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmaz malın malik, zilyed veya mirasçılarının bu taşınmazla ilgili her türlü dava hakkı yirmi yıl geçmekle düşer. Bu süre taşınmaza el koyma tarihinden başlar.” ifadesini haiz 38’inci maddesinin, Anayasa Mahkemesince tesis edilmiş bulunan 10.04.2010 gün ve E:2002/112, K:2013/33 sayılı Karar ile iptal edilmesini müteakip, Üniversite sınırları içerisinde kalan taşınmazlara kamulaştırmasız
el atıldığı iddialarına binaen davalar açılmaya başlanılmış; bunlardan reddedilip Yargıtay incelenmesinden geçerek kesinleşmiş olanların yanı sıra bulgu konusu olan ve Yargıtay kararı ile İdare aleyhine kesinleşen Toplam 248.453.462,80 TL tutarında ödenecek borç bulunmaktadır.
Kamulaştırılmaksızın el atıldığı iddiasıyla açılan davalarda temel mevzuat Anayasa’nın 46’ıncı maddesi ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’dur.
Anayasa’nın 46’ncı maddesinde Devlet ve kamu tüzel kişiliklerinin kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını kamulaştırmaya yetkili oldukları belirtilmiştir.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6’ncı maddesinde, kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956- 04.11.1983 tarihleri arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara kısmen veya tamamen veya irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiilen el konulması sebebiyle mülkiyet hakkından doğan taleplerin, bedel talep edilmesi halinde bedel tespitinin ve diğer işlemlerin bu maddede yer alan hükümlere göre yapılacağı ifade edilmiştir.
Daha önce kamulaştırılıp Hazine adına tescil edilen ve mülkiyeti Üniversiteye devredilen taşınmazların önceki malikleri ve/veya mirasçıları tarafından, Anayasa ve Kamulaştırma Kanunu’nun yukarıda yer verilen hükümleri esas alınarak, rızaları olmaksızın taşınmazlarına el konulduğu iddiasıyla İdare aleyhine açılan ve tazminat talep edilen henüz sonuçlanmamış taşınmaz davaları bulunmaktadır.
19 No.lu Devlet Muhasebesi Standardında yükümlülük doğuran geçmişteki bir olay, sorumluluk doğuran olay olarak adlandırılır. Sorumluluk doğuran olay ise bir kurum ya da kuruluşu, yükümlülüğü yerine getirmesi dışında gerçekçi bir alternatife sahip olmadığı bir durumla karşı karşıya bırakan, açık veya zımni kabulden doğan bir yükümlülük getiren olaydır. Bir olayın sorumluluk doğuran olay olarak nitelendirilmesi için, kurum ya da kuruluşun söz konusu olayın doğurmuş olduğu yükümlülüğü yerine getirmekten daha gerçekçi bir seçeneğinin olmaması gerekir. Sözü edilen durum sadece yükümlülüğün yerine getirilmesinin kanunen zorunlu olması veya olayın (kurum ya da kuruluşa ait bir olay da olabilir), söz konusu kuruluşun ilgili yükümlülüğü yerine getireceğine dair diğer taraflar nezdinde geçerli beklentiler yarattığı, zımni kabulden doğan bir yükümlülük olması durumlarında oluşur. Yükümlülük ise geçmişteki
işlem ve olaylardan doğan ve ödenmesi sonucunda, idarenin ekonomik kaynak ve değerlerinde azalma gerçekleşmesi beklenen, idareye ait mevcut borç ve sorumluluktur.
19 No.lu Standartta mali tabloların, kuruluşun gelecekteki olası mali durumuyla değil raporlama tarihindeki mali durumuyla ilgilendiği, bu nedenle, gelecekte faaliyete devam etmek için katlanılacak maliyetler için karşılık ayrılmayacağı, mali durum tablosunda yer alan yükümlülüğün sadece raporlama tarihi itibarıyla mevcut olan yükümlülük olduğu belirtilmiş, karşılık olarak mali tablolara yansıtılan tutarların, kurum ya da kuruluşun gelecek dönem faaliyetlerinden bağımsız, geçmiş dönemlerde oluşmuş olaylardan kaynaklanan yükümlülükler olduğu ifade edilmiştir.
Aynı Standartta şu koşulların varlığı halinde karşılıkların mali tablolara yansıtılacağı yer almakta olup bunlar;
Geçmiş bir olaydan kaynaklanan açık veya zımni bir yükümlülüğün bulunması,
Yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda veya hizmet sunumu potansiyeli içeren kaynakların kurum ya da kuruluştan çıkmasının muhtemel olması,
Yükümlülük tutarının güvenli bir biçimde tahmin edilebiliyor olmasıdır.
Yukarıda yer verilen Devlet Muhasebe Standardındaki açıklamalar uyarınca, her ne kadar kamulaştırma işlemleri kendisi tarafından yapılmamışsa da, Üniversitenin mülkiyeti kendisine ait taşınmaz mallarından dolayı kamulaştırmasız el atma davalarına konu olup sonucu kesinleşenlerle ilgili doğmuş ve ödenecek hale gelmiş borçlarının yanı sıra, aynı konuda devam eden davaları nedeniyle kaynaklarında azalma gerçekleşmesi beklenen, dolayısıyla karşılık ayırması gereken borç ve sorumlulukları bulunmaktadır.
19 No.lu Standarda göre karşılıklar; mevcut bir yükümlülük olduklarından ve yükümlülüğün ifası için ekonomik fayda veya hizmet sunumu potansiyeli içeren kaynakların kurum ya da kuruluştan çıkması gerekeceğinden, yükümlülük olarak muhasebeleştirilmelidirler.
Her ne kadar Kamu İdaresi yükümlülüklerin hesaplanmasının ve gösterilmesinin, kamulaştırmayı Üniversite yapmadığı için koşullu varlık için sıralanan şartlara uygun olmadığını öne sürse de açılan davalar Üniversite aleyhine olup kesinleşen mahkeme kararlarının gereğini de Üniversite yerine getirmektedir. Dolayısıyla tahakkuk esaslı muhasebe sistemine tabi ve devlet muhasebesi standartlarına uymakla mükellef özel bütçeli bir kamu
idaresinin bilançosunda tüm varlık ve yükümlülüklerinin gösterilmesi ve açıklanması gerekmektedir.
Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nde 379-479 Diğer Borç ve Gider Karşılıkları Hesaplarının niteliğine ilişkin hükümler ihtiva eden 293 ve 344’üncü maddelerinde kamu idarelerinin; geçmişteki bir olay sonucunda, kontrolünde olmayan gelecekteki belirsiz olayların gerçekleşmesi ya da gerçekleşmemesi ile teyit edilebilecek olan ve ekonomik bir fayda veya hizmet potansiyeli içeren kaynakların çıkışı güvenilir ve gerçekçi bir şekilde ölçülebilen yükümlülükleri için ayrılan karşılıklardan kısa-uzun vadeli olan ve Yönetmelikteki diğer hesaplarla ilişkilendirilmeyenlerin bu hesaplara kaydedeceği ifade edilmiştir.
Yönetmeliğin sözü edilen hükümleri uyarınca yukarıda açıklanan taşınmaz davalarından kaynaklı olup içeriği tazminat ödenmesi veya kamulaştırma bedeli olsun ya da olmasın, İdare aleyhine açılıp devam eden davalara ait yükümlülükleri davalar kesinleşince ödeyecek İdare Üniversite olduğundan söz konusu yükümlülüklerin 379-479 Hesapları ile mali tablolarda gösteriminin sağlanması,
Diğer taraftan kesinleşmiş ve icra dairesi kanalıyla istenebilir hale gelmiş olan ve mali tablolarda yer almayan 16 dosyaya ait (31.12.2019 tarihine kadar 18 kişiye 1.148.514,51 TL ödenmiştir.) 102.080.174,29 TL’si anapara olmak üzere Toplam 248.453.462,80 TL tutarındaki borçla ilgili olarak; Hazine ve Maliye Bakanlığınca borç tutarı kadar ödenek verilmemesi nedeniyle, tutarın tamamının ödenekleştirilememesi ve bu nedenle ödenmesinin mümkün olmaması gibi hususlar, ödenecek borcun tutarının mali tablolarda gösterilmesine engel değildir. Üniversite aleyhine kesinleşerek istenebilir hale gelen borçların Hazine ve Maliye Bakanlığı ile görüşülmek suretiyle çözümünün sağlanması gerekmektedir.