Karar Künyesi
Belediye faaliyetlerinde memurlar eliyle yürütülmesi gereken asli ve sürekli görevlerin kadrolu işçilere veya hizmet alımı suretiyle çalıştırılan şirket işçilerine gördürüldüğü görülmüştür.
Anayasanın “Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler, 1. Genel ilkeler” başlıklı 128’inci maddesinin
“Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.” hükmü ile
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinin
“Bu Kanun, Genel ve Katma Bütçeli Kurumlar, İl Özel İdareleri, Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunlarla kurulan fonlarda, kefalet sandıklarında veya Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüklerinde çalışan memurlar hakkında uygulanır.” hükümleri birlikte değerlendirildiğinde belediye hizmetlerinin kamu hizmeti olduğu ve bu hizmetlerin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin belediye memurları eliyle gördürülmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Yapılan incelemede, Belediyenin 473 memur kadrosundan 274'ü boş olduğu halde; 112’si şirket personeli, 23’ü kadrolu işçi olmak üzere toplam 135 kişinin ilgili Müdürlüklerin memurlar eliyle yürütülmesi gereken şef, veri hazırlama görevlisi, mühendis, teknisyen, muhasebeci, otomasyon sorumlusu, birim amiri, birim amir yardımcısı, psikolog, arkeolog vb. görevlerinde bulunduğu tespit edilmiştir.
Memurlarca yürütülmesi gereken görevlerin işçilere yaptırılması 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile kurulan hiyerarşiyi bozmakta yetki ve sorumlulukların bu kapsamda tespitini zorlaştırmaktadır. Zira Kanun memurlar açısndan farklı düzenlemeler yapmış, hak ve yükümlülüklerini farklı düzenlemiştir. Memurlar ile işçilerin ücretleri de bu kapsamda farklılaştırılmıştır. Sözü edilen uygulama ile aynı işlerde kimi zaman daha düşük ücretle personel çalıştırılırken kimi durumda daha yüksek ücretlerle personel çalıştırılması söz konusu olmaktadır.
Bunun yanında işçiler tarafından yapılan asli ve sürekli nitelikli işlerden doğacak sorumlulukların ilgili birim amirlerine ait olacağı ve bunların sorumluluklarını ağırlaştıracağı da açıktır.
Diğer yandan iş hukuku kapsamında çalıştırılan işçilerin memurlar tarafından yapılması gereken işlerde çalıştırılması 4857 sayılı İş Kanunu, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ve Toplu İş Sözleşmeleri ile belirlenen iş ve çalışma şartlarına uygun olmayacaktır. İşçilerin memurların hak, yetki ve yükümlülüklerini üstlenmesi belirtilen mevzuat çerçevesinde mümkün değildir. Bu noktada ise farklı bir eşitsizlik orataya çıkmakta bedenen çalışılan nispeten daha zor işlerde çalışan işçiler ile ofis koşullarında çalıştırılan işçilere aynı hak ve imkanlar sağlanmaktadır. Yine bu çerçevede Belediyenin kadrolu işçileri ile şirket personeli işçiler arasında başta ücret olmak üzere hak ve imkanlar açısından bir başka eşitsizlik daha ortaya çıkmaktadır.
Bu itibarla, bahsedilen sakıncaların giderilmesi için işçilerin memurlar eliyle gördürülmesi gereken asli ve sürekli işlerde çalıştırılmaması, bu işlerdeki mevcut iş gücü ihtiyacının ilgili mevzuat çerçevesinde atanacak memurlar ile giderilmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.
İdare cevabında, gerekli işlemlerin bulguda belirtilen şekilde mevzuata uygun olarak yerine getirileceği belirtilmiştir.