Karar Künyesi
İdarenin 140-Kişilerden Alacaklar Hesabında bulunan alacakların takip ve tahsil işlemlerinin yılı içerisinde yapılmadığı tahsil süresi geçen ve zamanaşımına uğrayan alacakların tespitinin yapılmadığı ve kayıt tutulmadığı görülmüştür.
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun “Zamanaşımı” başlıklı 74’üncü maddesinde;
“Kamu zararının meydana geldiği ve bu Kanunda belirtilen para cezalarının verilmesini gerektiren fiilin işlendiği yılı izleyen malî yılın başından başlamak üzere zamanaşımını kesen ve durduran genel hükümler saklı kalmak kaydıyla onuncu yılın sonuna kadar tespit ve tahsil edilemeyen kamu zararları ile para cezaları zamanaşımına uğrar” denilmektedir.
5018 sayılı Kanunun “Zamanaşımı” başlıklı 74'üncü maddesi ile bir yandan 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nda öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi, zamanaşımını kesen ve durduran haller benimsenirken bir yandan da 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun’da öngörülen zamanaşımının başlaması ve bitmesindeki ilke ve esaslar benimsenmiştir.
Kişilerden alacaklar hesabında kayıtlı olup, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’na göre tahsil edilmesi gereken alacaklar, haksız suretle mal ediniminden dolayı açılacak dava, zarar görenin verdiğini geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten başlayarak 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Söz konusu Kanuna göre zamanaşımı, alacağın vadesinin geldiği tarihten itibaren başlayıp; alacağın vadesinin dolması bir bildirime bağlı ise zamanaşımı, bu bildirimin yapılabileceği günden itibaren işlemeye başlamaktadır.
Yukarıda açıklanan esaslara göre; vezne, mutemet, tahsildar ve ambar açıklarında açığın öğrenildiği; yersiz ödemelerde dairesinin bildirmesi üzerine muhasebe biriminin öğrendiği; öğrenim giderleri gibi sözleşmeye bağlı alacaklarda taahhüdün bozulduğu, ilama bağlı alacaklarda ilamın borçluya tebliğ edildiği; harcama yetkilisi mutemedi avanslarından doğan alacaklarda ilgili kanununda belirtilen mahsup süresinin bittiği, yolluk avanslarından doğan alacaklarda 6245 sayılı Harcırah Kanunu’nda belirtilen mahsup sürelerinin dolduğu tarih, zamanaşımının başlangıcıdır.
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliğinin 111’inci maddesinin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentlerinde;
“g) 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna tabi alacaklar: Kişilerden alacaklar hesabında kayıtlı olup, 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edilmesi gereken alacaklar, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren beş yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar
…
Borçlar Kanunu’na tabi olan alacaklar: Kişilerden alacaklar hesabında kayıtlı olup, Borçlar Kanunu’na göre tahsil edilmesi gereken alacaklar, haksız suretle mal ediniminden dolayı açılacak dava zarar görenin verdiğini geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten başlayarak 10 yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Söz konusu Kanuna göre zamanaşımı, alacağın vadesinin geldiği tarihten itibaren başlar; alacağın vadesinin dolması bir bildirime bağlı ise zamanaşımı, bu bildirimin yapılabileceği günden itibaren işlemeye başlar.
h) 5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesinde düzenlenen kamu zararının tahsiline ilişkin usul ve esaslarda Kamu görevlilerinin mevzuata aykırı karar, işlem, eylem veya ihmal sonucu kamu idaresine verdikleri zararların tahsilinde, 5018 sayılı Kanunun 71’inci maddesinde belirtilen yönetmelik hükümleri uygulanır.” denilmektedir.
Bilanço cetvelinde 140-Kişilerden Alacaklar Hesabında mizan cetveli alacak bakiyesi olarak devreden 31.639.989,53 TL tutarında kişi borcu bulunmaktadır. Devreden bu kişi borcu kayıtları ile ilgili olarak zamanaşımı sürelerine ilişkin bir çalışmanın yapılmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen denetim tespitine istinaden, İdare tarafından bulguda yer alan hususa iştirak edilmiş ve gerekli düzeltici işlemlerin tesis edileceği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak; 140-Kişilerden Alacaklar Hesabında bulunan alacakların takip ve tahsil işlemlerinin yılı içerisinde yapılması ve tahsil süresi geçen veya zamanaşımına uğrayan alacakların tespitinin yapılması gerektiği değerlendirilmektedir.