Nevşehir Belediye sınırları içinde faaliyet gösteren halk otobüslerinin imtiyaz, ruhsat veya kiralamaya tabi kılınmaksızın süresiz olarak faaliyette bulunduğu görülmüştür.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ile yürürlükten kaldırılan Mülga 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin vazifeleri” başlıklı 15’inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve Belediyelerin hakları, salahiyet ve imtiyazları başlıklı 19’ uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hüküm ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15’inci maddesinin (p) fıkrasındaki, “Kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.<span>” hükümlerinden geçmişten günümüze toplu taşıma hakkının belediyenin görev ve yetkisinde olduğu anlaşılmaktadır.</span>

Nitekim Danıştay 13. Dairesinin, Esas No:2015/985, Karar No: 2015/3164, Esas No:2014/384, Karar No: 2014/1950 ve Esas No:2014/1735, Karar No: 2014/2859 numaralı emsal kararları değerlendirildiğinde, toplu taşıma hizmetlerinin Belediye Meclisinin kararına dayanılarak ihale yoluyla, rekabete uygun, saydam bir şekilde, belirli süreli olması gibi hususları da içerecek şekilde üçüncü kişilere kullandırılabilmesi mümkündür.

Gerek Mülga 1580 sayılı Kanun, gerekse 5393 sayılı Kanun’a göre toplu taşımaya ilişkin hak ve yetkiler belediyeye aittir. Belediyeye ait olan bu hak ve yetkinin, anılan mevzuat çerçevesinde ihale yoluyla rekabete uygun bir şekilde ve belirli süreli olarak üçüncü kişilere harç veya bedeller karşılığında devredilmesi mümkündür. Bu yetkinin kullanımı ise Belediye Meclisine aittir. Ancak ihale yapılmadan Belediye Başkanı tarafından doğrudan işletme izni verilmesi, bu hakkın satış veya başka bir surette süresiz olarak devredilmesi ve böylelikle toplu taşıma yapan kişilere imtiyaz tanınması mümkün değildir.

Toplu taşımacılık yapan özel halk otobüslerinden 57 tanesinin ilk olarak dolmuş şeklinde çalıştıkları ve 2004 ile 2005 yıllarında halk otobüsüne dönüştürüldüğü, bunların ilk verilme şeklinin ihaleli/ihalesiz olduğuyla ilgili bilgi ve belgenin ibraz edilmediği; 17 tanesinin ise 31.10.2005 ile 26.02.2007 tarihleri arasında ihale ile hat satışı şeklinde verildiği anlaşılmıştır. Bu 17 adet hat ihale ile verilmiş olmasına rağmen ihalelerde işletme süresi belirtilmemiştir. Bu hatların verilmesine ilişkin işlemlerin, Belediyeye verilmiş hak ve yetkinin ruhsat ve imtiyaz şeklinde devri şeklinde olmadığı, kiralama niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.

Danıştay 13’ üncü Dairesinin anılan kararlarında belirtildiği üzere kiralamalarda süre 10 yılla sınırlıdır. Bu nedenle ihale ile verilen hatlardan 10 yıllık süreyi dolduranların, yeniden ihale ile verilmesi gerekir. Belediye tarafından ihale ile verilen hatlardan en sonuncusunun 26.02.2007 tarihinde verildiği dikkate alındığında, 10 yıllık süre 26.02.2017 tarihinde dolmuştur. Dolayısıyla 74 adet halk otobüsüne ait süre dolduğu için bu hatlar yeniden ihale yapılarak kiraya verme, ruhsatlandırma veya imtiyaz şeklinde verilmelidir.

Kamu idaresi cevabında, söz konusu bazı sözleşmelerin 5393 sayılı Kanun'dan önce yapıldığı belirtilse de, Mülga 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun “Belediyenin vazifeleri” başlıklı 15’inci maddesinin dokuzuncu fıkrası ve Belediyelerin hakları, salahiyet ve imtiyazları başlıklı 19’ uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan hükümlerde toplu taşıma işinin belediyenin görev ve yetkisinde olduğu belirtilmiştir. Yürürlükteki 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15'inci maddesinde de söz konusu toplu taşıma işinin yapılmasının ya da yaptırılmasının belediyenin tekelinde olduğu düzenlenmiş ve hukuki durumda bir değişiklik olmamıştır.

Belirtilen mevzuat gereğince, belediyenin görev ve yetkisinde olan toplu taşıma hizmetlerinin imtiyaz, kiralama veya ruhsat verme usullerinden biri ile üçüncü kişilere gördürülmesi mümkün olmakla birlikte, yine belirtilen mevzuat hükümleri doğrultusunda her üç yöntem bakımından da bu hizmetin gördürülmesinde belirli bir sürenin öngörülmüş olması zorunludur. Bu nedenle, süresiz olarak yapılan devir ve satış işlemlerinin ve bunlara ait sözleşmelerin yeniden düzenlenmesi veya kaldırılması gerekmektedir.

Bu itibarla, toplu taşıma hizmetlerinin üçüncü kişiler eliyle gördürülmesinde herhangi bir süre öngörülmemesi mevzuata aykırı olup, bu aykırılığı giderecek şekilde gerekli işlemlerin anılan mevzuat çerçevesinde yapılması gerekmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?