Kamu İdaresi tarafından bazı iş yerleri için mesken üzerinden emlak vergisi tahakkuk ve tahsilatının yapıldığı görülmüştür.

1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’na tabi olarak bina ve arazi vergilerine ilişkin düzenlenmeler yapılmış olup, bina vergisine ilişkin açıklamalar Kanun’un birinci kısmında yer almaktadır. Kanun’un bina vergisiyle ilgili birinci kısmının “Mevzu” başlıklı 1’inci maddesinde; bina vergisine Türkiye sınırları içinde bulunan binaların tabi olduğu belirtilmiştir. “Matrah” başlıklı 7’nci maddesinde; bu Kanun hükümlerine göre tespit olunan vergi değerinin bina vergisinin matrahı olduğu ifade edilmiştir. “Nispet” başlıklı 8’inci maddesinde; bina vergisinin oranının meskenlerde binde bir, diğer binalarda ise binde iki olduğu ve bu oranların, 5216 sayılı Kanun’un uygulandığı büyükşehir belediye sınırları içinde %100 artırımlı uygulanacağı söylenmiştir. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın, vergi oranlarını yarısına kadar indirmeye veya üç katına kadar artırmaya yetkili olduğuna dair hüküm yer almaktadır Aynı Kanun’da verginin belediyeler tarafından dört yılda bir yapılan takdir işlemlerini takip eden ocak ve şubat aylarında tarh olunacağı ve tarh olunmakla tahakkuk da etmiş sayılacağı belirtilmiştir.

Aynı Kanun’un “Mükellefiyetin Başlaması ve Bitmesi” başlıklı 9’uncu maddesinde; bina vergisi mükellefiyetinin, 33’üncü maddenin bir ilâ yedi numaralı fıkralarında yazılı vergi


değerini tadil eden sebeplerin doğması halinde bu değişikliklerin vuku bulduğu, aynı maddenin sekiz numaralı fıkrasında yazılı halde ise bu duruma bağlı olarak takdir işleminin yapıldığı tarihi takip eden bütçe yılından itibaren başladığı ifade edilmektedir.

Yine ilgili Kanun’un 23’üncü maddesinde, 33’üncü maddesinin sekizinci fıkrası hariç bu maddede sayılan vergi değerini tadil eden sebeplerin bulunması halinde ilgili belediyeye bildirimde bulunulması zorunlu tutulmuş ve 33’üncü maddesinde, bir binanın kullanım tarzının değiştirilmesi veya mesken olarak kullanılan kısımlarının dükkan, mağaza, depo gibi ticaret ve sanat icrasına ayrılması vergi değerini tadil eden sebep olarak sayılmış ve bu hüküm için apartmanda yer alan her bir dairenin bina olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Kanun’un 30’uncu maddesinde ise; bina ve arazinin devir ve ferağında tapu müdürlüklerinin tapu ve kadastro harcının matrahında dikkate alınan emlak vergi değeri ile emlak vergisi borcunu ilgili belediyesi tarafından sağlanan sistem üzerinden elektronik ortamda sorgulayacağı ve miras, mahkeme kararı, cebrî icra, kamulaştırma hâlleri ile özel kanunlarda öngörülen diğer hâller hariç emlak vergisi borcu bulunan bina ve arazinin devir ve ferağı yapılmayacağı, ayrıca tapu dairelerinin devir ve ferağ işlemini, işlemin yapıldığı ayı takip eden ayın 15'inci günü akşamına kadar ilgili belediyelere bildireceği hüküm altına alınmıştır.

Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde;


  1. İşyeri olarak kullanılan binalar için emlak vergisi oranlarının, mesken olarak kullanılan binaların emlak vergisi oranlarının iki katı olduğu,

  2. Mesken olarak kullanılan dairenin bir kısmı veya tamamının iş yeri olarak kullanılmaya başlanmasının vergi değerini tadil eden sebep olarak sayıldığı,

  3. Vergiyi tadil eden sebeplerin doğması halinde mükelleflerce ilgili belediyeye bildirimde bulunulması ve verginin yeni duruma göre tarh ve tahakkukunun yapılmasının gerektiği,

  4. Miras, mahkeme kararı, cebrî icra, kamulaştırma hâlleri ile özel kanunlarda öngörülen diğer hâller hariç emlak vergisi borcu bulunan bina ve arazinin devir ve ferağı yapılmayacağı anlaşılmaktadır.

3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun’a göre iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verme yetkisinin belediyelerde olduğu ve hangi iş yerlerine bu Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı


belirtilmiştir. Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı alanlarda faaliyet gösteren işletmeler, ilgili meslek odalarına veya belirli kurumlara başvurarak iş yeri açma ve çalışma ruhsatını alacaklardır. Dolayısıyla bu işletmelere iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmesi belediyelerin yetkisi dahilinde bulunmamaktadır.

Kamu İdaresince ruhsat verilmeyen faaliyet gruplarından olan mühendislik, mimarlık, serbest muhasebeci mali müşavir ve avukatlar tarafından iş yeri olarak kullanılan konutlardan her bir meslek grubu için alınan örneklemlerden oluşan toplam 103 konutun emlak vergisine ilişkin inceleme yapıldığında, iş yeri olarak kullanılan bu konutların 45 adedinin mesken üzerinden, 58 adedinin ise iş yeri üzerinden emlak vergisi ödediği anlaşılmış olup, örneklem sonucuna göre iş yeri olarak kullanılan konutların yalnızca %56,31’i iş yeri üzerinden emlak vergisi ödemektedir. Bu durumun İdare açısından emlak vergisi geliri kaybına yol açabileceği değerlendirilmektedir.

İş yeri olarak kullanılan konutlara ilişkin tespit yapılarak emlak vergisinin vergiyi tadil eden sebebe göre güncellenmesi ve bu yolla İdarenin emlak vergisinden gelir kaybının önlenmesine ilişkin çalışmaların yapılması gerekmektedir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?