Karar Künyesi
Şirket uhdesinde istihdam olunan işçilere ödenen fazla çalışma sürelerinin tespitinde ve ücretlerinin ödenmesinde aşağıdaki hatalı uygulamalar tespit edilmiştir:
İşçilere, 4857 sayılı İş Kanunu’nda azami süre olarak belirtilen yıllık 270 saati aşan sürelerde fazla çalışma yaptırılarak ödemede bulunulduğu tespit edilmiştir.
4857 sayılı Kanun’un “Fazla Çalışma Ücreti” başlıklı 41’inci maddesinin sekizinci fıkrasında “Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz.” denilmektedir. Yine aynı maddenin son fıkrasında, fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışmanın ne şekilde uygulanacağının çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un verdiği bu yetkiye dayanarak 06.04.2004 tarih ve 25425 sayılı Resmi Gazete’de “İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği” yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik’in “Fazla Çalışmada Sınır” başlıklı 5’inci maddesinde;
“Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz. Bu süre sınırı, işyerlerine veya yürütülen işlere değil, işçilerin şahıslarına ilişkindir. Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sürelerinin hesabında yarım saatten az olan süreler yarım saat, yarım saati aşan süreler ise bir saat sayılır.”
denilmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinden, bir işçinin bir yılda en fazla 270 saat fazla çalışma yapabileceği anlaşılmaktadır.
Ancak Şirket uhdesinde istihdam olunan işçilerin 2020 yılına ilişkin fazla çalışmalarının incelenmesi sonucunda, 13 personelin 4857 sayılı Kanun’da belirlenen üst limiti aştığı, ücretlerinin limiti aşan saatler üzerinden ödendiği tespit edilmiştir. Bahsi geçen durum aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Tablo 4: Fazla Çalışma Yaptırılan ve Ücret Ödenen Kişi Listesi
Kişi
Görevi
Fazla Çalışma Süreleri(Saat)
…
Vinç Operatörü
1080
…
Şantiye İşçisi
414,5
…
Makine Usta İşçisi
394,5
…
Forklift Operatörü
579,5
…
Makine Usta İşçisi
806,5
…
Beton Santral Operatörü
768,5
…
İş Makinesi Operatörü
396,5
…
İş Makinesi Operatörü
494,5
…
İnşaat Teknikeri
423,5
…
Mini Loader Operatörü
584
…
Şoför
634,5
…
Üretim İşçisi
357
…
Muhasebe Müdürü
326
Bu itibarla; şirket uhdesinde istihdam olunan işçilerin fazla mesai süreleri 4857 sayılı Kanun’a uygun olarak düzenlenmelidir.
Şirket tarafından istihdam edilen personelin fazla mesai sürelerinin 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine uygun hale getirilmesi için gerekli önlemlerin alınacağı belirtilmiştir.
İşçilerin fazla mesai ücretlerinin ödenmesinde esas alınan fazla mesai saatlerinin tespitini ve kontrolünü sağlayacak bir sistemin bulunmadığı görülmüştür.
4857 sayılı Kanun’un “Ücret Pusulası” başlıklı 37’nci maddesinde, işveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorunda olduğu,
bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
“Fazla çalışma ücreti” başlıklı 41’inci maddesinde, ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabileceği, fazla çalışmanın, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalar olduğu belirtilmiş olup maddenin devamında fazla çalışma ücretinin nasıl hesaplanıp ödeneceğine ilişkin hükümler yer almaktadır.
Şirket uygulamasının incelenmesinde, işçilerin fazla mesai ücretlerinin hesaplanmasına dayanak teşkil eden fazla mesai sürelerinin genel olarak işçiler tarafından kullanılan kartın, saati aktif olan bir cihaza giriş ve çıkışta okutulması suretiyle hesaplandığı, örnek olarak incelenen muhtelif fazla mesai puantajlarının işçilerin kendileri tarafından doldurulup beyan edildiği, giriş-çıkış sürelerine bakıldığında fiili fazla mesai sürelerinin hesabının yapılmasının bu uygulama ile zor olduğu, benzer şekilde normal çalışma sürelerinin tespiti, takibi ve hesaplanması açısından verimli bir sistemin bulunmadığı görülmüştür.
Belirtilen husus, işçi ücretleri içerisinde önemli bir paya sahip olan fazla mesai ücretlerini doğrudan etkilediği gibi işçinin emekliliği, istifası veya mevzuata uygun biçimde herhangi bir nedenle işten ayrılması durumunda yaşanabilecek hukuki ihtilaflar açısından da önem arz etmektedir.
Bu itibarla; Şirketin bütçe imkânları da dikkate alınmak suretiyle normal ve fazla çalışma sürelerinin mevzuata ve hakkaniyete uygun bir biçimde tespiti, takibi ve hesaplanması için kullanılan sistemin iyileştirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir.
Şirket tarafından normal ve fazla çalışma sürelerinin mevzuata ve hakkaniyetine uygun bir biçimde tespit edilmesi ve hesaplanması için kullanılan mevcut sisteminin iyileştirilmesi için gerekli tedbirlerin araştırılacağı belirtilmiştir.
Raporlu veya izinli olunan dönemlerde fazla çalışma ücretinin hatalı hesaplandığı tespit edilmiştir.
4857 sayılı Kanun’un 41’inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. Bu çerçevede, fazla çalışma konusunda haftaya bakılmakta, 45 saati aşan çalışma varsa fazla çalışma olarak değerlendirilmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 66’ncı maddesinde ise, işçinin günlük çalışma sürelerinden sayılacağı belirtilen süreler tahdidi olarak belirtilmiştir. Maddede sayılanlara bakıldığında, çalışma süresinden sayılan hallerin genellikle işçinin işverenin talimatını bekleyip iş yapmaya
hazır vaziyette bulunduğu süreleri ifade ettiği görülmektedir. Şayet taraflar sayılanlar dışında bir hususun da çalışma süresinden sayılmasını istiyorlarsa bu durumun ayrıca iş sözleşmesinde ve/veya toplu iş sözleşmesinde düzenlenmesi gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar bağlamında çalışma süresinin; fiilen çalışılan ve Kanun’un 66’ncı maddesinde altı bent halinde sayılan hallerin toplamından oluştuğu görülmektedir.
4857 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesine dayanılarak çıkarılan İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği’ndeki tanıma göre “çalışma süresi, işçinin çalıştırıldığı işte geçirdiği süredir. İş Kanununun 66. maddesinin birinci fıkrasında yazılı süreler de çalışma süresinden sayılır. Aynı Kanunun 68 inci maddesi uyarınca verilen ara dinlenmeleri ise, çalışma süresinden sayılmaz.”.
Yukarıda belirtilen mevzuat çerçevesinde, çalışma süresinin değerlendirilmesinde hastalıktan kaynaklı istirahat raporu alınarak/yıllık ücretli izin kullanılarak geçirilen süreler sayılmadığından, Kanun’da açık belirtilmeyen bu durumların çalışma süresi olarak kabul edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Ancak yapılan incelemede, fazla çalışma sürelerinin hesabında izinli ve/ya raporlu olunan günlerin “çalışılmış süreler gibi” değerlendirilerek haftalık 45 saatlik çalışma süresi içerisinde değerlendirildiği ve buna bağlı olarak fazla çalışma süresi ile ücretinin hesaplandığı görülmüştür.
Bu itibarla; raporlu veya izinli olunan günler çalışma süresine dâhil olamayacağından fazla çalışma süre ve ücretinin hesaplanmasında bu hususa dikkat edilmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Şirket tarafından hatalı personel ücret hesabını önlemek amacıyla çalışanların raporlu veya izinli olduğu günlerin tespiti ile ilgili mevcut personel takip sistemlerinin iyileştirileceği ve takip sistemi ile Personel Yazılımının entegre edilmesinin planlanacağı belirtilmiştir. Bulgu konusu tüm tespitin devam edip etmediği takip eden denetimlerde izlenecektir.