Karar Künyesi
Yol, su ve kanalizasyon tesisleri yapılması nedeniyle, bunlardan faydalanan gayrimenkul sahiplerinden alınması gereken bedellere harcamalara katılma payı adı
verilmektedir. Söz konusu paylara ilişkin düzenlemeler 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda detaylı bir şekilde yer almakta, toplam maliyetin ilgililer arasında nasıl dağıtılacağı tereddüte mahal vermeyecek katiyette belirtilmektedir.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un Ek 5’inci maddesinde mezkûr Kanun’un diğer büyükşehir belediyelerinde de uygulanacağı belirtilmiş, “Gelirler” başlıklı 13’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise; “Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca, su ve kanalizasyon tesislerinden yararlananlardan ilgili belediye adına alınacak katılma payları” ifadesine yer verilerek söz konusu gelir kalemi için 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’na açıkça atıf yapılmıştır.
2560 sayılı Kanun’un “Tarife Tespit Esasları” başlıklı 23’üncü maddesinde tarife tespiti ve tahsilatla ilgili usul ve esasların bir yönetmelik ile belirleneceği ifade edilmesine karşın katılma payları konusunda Kuruma böyle bir yetki tanınmamış, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’na yapılan atıf dışında bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Harcamalara katılma paylarının neler olduğu, hangi durumlarda alınacağı, hesaplamanın nasıl yapılacağı gibi hususlar yukarıda da belirtildiği üzere 26.05.1981 tarih ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun “Harcamalara Katılma Payları” başlıklı Üçüncü Kısmında ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.
Kanun’un mezkûr kısmında katılma paylarının çeşitleri ve hangi durumlarda alınacağı belirtilmiş, bu kapsamda kanalizasyon ve içme suyu şebeke tesislerinin yapılması veya tevsi ve ıslah edilmesi durumlarında söz konusu payların alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Kanun’un 89’uncu maddesinde ise payların nasıl hesaplanacağı, harcamalara katılma payının yapılan hizmet için katlanılan giderin tamamı olduğu, peşin ödemelerde %25 tenzilat yapılabileceği, alınacak pay tutarının bina ve arsa vergi değerinin %2’sini geçemeyeceği ifade edilmiş, Cumhurbaşkanının bu oranları belli bir tutara kadar indirmeye ve paylar itibariyle farklılaştırma yapmaya yetkili olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanun’un “Payların Tahakkuk Şekli” başlıklı 90’ıncı maddesinde ise hesaplanan katılma paylarının ilgili gayrimenkullerin vergi değerlerine oranlanarak dağıtılıp tahakkuk ettirileceği ifade edilmiştir. Kanun’un 94’üncü maddesinde harcamalara katılma paylarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasların İçişleri Bakanlığınca çıkartılacak bir Yönetmelik ile düzenleneceği belirtilmiş, belediye ve bağlı kuruluşlara bu konuda herhangi bir yetki tanımlanmamıştır. Bu kapsamda ilgili Bakanlık tarafından hazırlanan Yönetmelik 21.08.1981
tarih ve 17435 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik’te de, aynen Kanun’da belirtilen hususlara değinilmiş, bazı hususlarda detaylı açıklamalar yapılmıştır.
Yukarıda da belirtildiği üzere harcamalara katılma payının yapılan hizmet sonrasında gerçek gider üzerinden hesaplanması ve alınacak pay tutarının gayrimenkullerin vergi değerlerine oranlanarak dağıtılması gerektiği açıktır. Bir başka deyişle kanun koyucu, hizmet götürüldüğü esnada bu hizmetten yararlanacak veya gayrimenkullerinin değerinde artış olacak mülk sahiplerince söz konusu maliyetlere katlanılmasını öngörmüş ve kanun sistematiğini bu esas üzerine bina etmiştir.
Danıştay 9. Dairesi tarafından verilen gerek 30/11/2006 tarih ve E.2005/2712, K.2006/5081 sayılı Kararda gerekse de benzer başka kararlarda bu doğrultuda bir değerlendirme yapılmış, yol harcamalarına katılma payı tahakkukunun asfalt çalışmasının tamamlanarak halkın istifadesine sunulmuş olmasından sonra yapılacağı vurgulanarak söz konusu tarih geçtikten sonra taşınmaz mülkiyetini alan şahsa yapılan tahakkukun hukuka uygun olmadığı belirtilmiştir.
Kurum tarafından yürürlüğe konulan MUSKİ Abone Hizmetleri ve Tarifeler Yönetmeliği ile su ve kanalizasyon harcamalarına katılma payı hesap ve dağıtımına, 2464 sayılı Kanun’da öngörülenden çok farklı bir yaklaşım getirilmiş, hesaplama ve maliyet dağıtım yöntemleri Kanun’a aykırı olarak tamamen değiştirilmiştir.
Yönetmelik ile yeni şebeke tesisine ilişkin toplam maliyetin dağıtılması yerine gayrimenkulün yola nazaran arsa cephesi, su veya kanal hattı metre/tül maliyeti, toplam inşaat alanı gibi unsurlara dayanan bir hesaplama yöntemi getirilmiş, katılma payının yeni yapılacak binalardan alınması usulü öngörülmüştür.
Bu usulle Kurum, su ve kanalizasyon yatırımları sonrasında söz konusu maliyetleri gayrimenkul sahiplerine dağıtmamakta, bunun yerine su ve kanalizasyon tesisinin ne zaman yapıldığına, yapıldığı esnada mülk sahibinin kim olduğuna bakmaksızın yeni inşaat yapılmadan önce (ve/veya inşaat tamamlanıp abonelik tesisi gerçekleştirileceği zaman) başvuruda bulunan o anki mülk sahibi veya yapı müteahhidinden Abone Hizmetleri ve Tarifeler Yönetmeliğine göre hesaplanan tutarı tahsil etmektedir.
Böyle bir hesaplama yönteminde hem katılma payını gerçekten ödemesi gereken (şebekenin tesisi veya ıslahı sırasında mülk sahibi kişi) mükellef yerine bina yapım esnasında mülk sahibi olanlardan tahsilat yapılmakta hem de toplam maliyet dağıtılırken tüm
gayrimenkullerin vergi değerleri toplamına oranlama yapılmayarak hatalı hesaplamaya sebebiyet verilmektedir. Bir başka deyişle mükellef, tahakkuk ve payların dağıtımı mevzuata uygun olmamaktadır.
Kurum tarafından bu hesaplama yöntemi ile 2018 yılında elde edilen toplam katılma payı geliri 4.141.256,86 TL’dir. Ancak 2018 yılında katılma payı konusu yapılması ve gayrimenkul sahiplerine dağıtılması gereken yatırım tutarının ne kadar olduğu tam olarak belli değildir. Zira ihalelerin içerisinde katılma payı konusu yapılacak ve yapılmayacak unsurlar birlikte bulunmakta, ayrıca ihale dışında Kurum personel eliyle de bir kısım işler gerçekleştirilmektedir.
Bu nedenle gelir ve gider arasında doğrudan bir ilişki kurulamamakta, toplanan gelirlerin yer ve muhiti ile gerçekleştirilen yatırım giderlerin yer ve muhiti çok farklılık gösterebilmektedir.
Harcamalara katılma paylarının hesap ve tahakkuk usulü 2464 sayılı Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkarılan Yönetmelik’te tereddüde mahal vermeyecek şekilde düzenlenmiştir. Kanun’da hesaplama konusunda Bakanlar Kuruluna bazı yetkiler verilmiş ise de bu yetkiler yine Kanunla sınırlandırılmıştır. Kanun’da açıkça yazılı hesaplama ve tahakkuk yöntemi hakkında Kurum Genel Kurulunun (Büyükşehir Belediye Meclisi) çıkarmış olduğu bir Yönetmelik ile değişiklik yapılması mümkün değildir. Zira ne 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nda ne de Kurumun kendi teşkilat Kanunu olan 2560 sayılı Kanun’da Su ve Kanalizasyon idarelerine bu yönde verilmiş bir yetki bulunmaktadır.
Buna göre, su ve kanalizasyon hizmetleri için yapılan gerçek giderler ve emlak vergisine esas değerler nazara alınmadan yapılan hesaplama ve dağıtım, mükellefiyet ve tahakkuk işlemlerinde hukuka aykırı uygulamalara sebebiyet vermektedir.
Kamu idaresi cevabında; özetle Abone Hizmetleri ve Tarifeler Yönetmeliği’nin Katılma Payları başlıklı 18’nci maddesinin 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu hükümleri doğrultusunda değiştirilerek, tahakkuk ve tahsilatın mevzuata uygun hale getirileceği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak Kamu idaresi tarafından bulgu konusu hususa itiraz edilmeyerek Yönetmelik’in ilgili maddelerinin mevzuata uygun hale getirileceği bildirildiğinden bulgu konusu tespitin devam edip etmediği takip eden denetim dönemlerinde izlenecektir.