Teknisyen veya fen memuru olarak çalışırken sınava girmeden teknikerliğe veya veri hazırlama kontrol işletmeni olarak çalışırken sınava girmeden mühendisliğe atama yapıldığı görülmüştür.


02.02.2000 gün ve 23952 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri Ve Belediyelerin Kurdukları Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki Memurların Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmelik Yönetmeliğin 5 inci maddesinin (f) fıkrasında,

"Teknik Hizmetler Grubu;


  1. Mühendis, mimar, şehir plancısı, jeolog, jeomorfolog, jeofizikçi, hidrolog, istatistikçi, fizikçi, arkeolog, matematikçi, (Ek: 10/05/2001-24398) ekonomist,

  2. Tekniker,


  3. Teknisyen, teknik ressam, fen memuru,"


olarak düzenlenmiş, yönetmeliğin “Görevde yükselme sınavı” başlıklı 9’uncu ilk fıkrasında, “Görevde yükselme eğitiminde başarılı olanların bu Yönetmelik kapsamında bulunan görevlere atanabilmeleri için kurumlarınca yaptırılacak ve yapılacak sınava katılarak başarılı olmaları şarttır.” denilmiş, 14’üncü maddesinde öğrenim düzeyine ilişkin düzenlemeler ve 15’inci maddesinde hizmete ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Diğer kamu ve kurumlarına ait Yönetmeliklerde de benzer hükümler yer almıştır.

2000'li yıllarda çıkarılan Görevde Yükselme Yönetmeliklerinde unvan değişiklikleri (teknik, sağlık vb.) görevde yükselme olarak kabul edilmiştir. Açılan davalar sonucunda Danıştay 5’inci Dairesince, Yönetmelikle, fakülteleri bitirmek suretiyle mühendis, mimar, şehir plancısı, jeomorfolog... gibi unvanları kazanan, fakat kurumda memur olarak çalışanların bu kadrolara atanmalarını görevde yükselme olarak değerlendirilemeyeceğine karar verilmiştir. İdareler bunu sınavsız olarak bu kadrolara atanabileceği şeklinde anlayarak sınavsız olarak atama yapmışlardır. Danıştay 5’inci Dairesinin aşağıdaki kararlarından da görüleceği üzere gördüğü öğrenimin sonucu olarak bu unvanları kazanan, fakat memur olarak çalışmakta olanların anılan kadrolara atanmaları, sadece sınıf ve unvan değişikliği olup, görevde yükselme niteliği taşımadığına karar vermiştir. Aynı Dairenin kararlarında bu durumda olanlar için ayrı sınav yapılması gerektiği açıkça yer almıştır. Memur olarak çalışırken sınava girmeden mühendisliğe sınavsız atanma açık hata kapsamındadır. Açık hata kapsamında yapılan atamalar süresiz olarak geri alınabilir. Atanma şartlarını taşımadan yapılan atamanın iptal edilmesi gerekir. İdari yargı istikrarlı olarak şartları yerine getirmeden bir kadroya yapılan atamanın açık hata kapsamında olduğu ve bu nedenle yapılan ödemelerin her zaman geri alınacağına dair kararlar vermektedir.


Danıştay 5’inci Dairenin 2000/4306 Esas 2003/5767 sayılı Kararı, "Yönetmelikle, fakülteleri bitirmek suretiyle mühendis, mimar, şehir plancısı, jeomorfolog... gibi unvanları kazanan, fakat kurumda memur olarak çalışanların bu kadrolara atanmalarını görevde yükselme olarak değerlendirip, aynı koşullara bağlamıştır. Oysa gördüğü öğrenimin sonucu olarak bu unvanları kazanan, fakat memur olarak çalışmakta olanların anılan kadrolara atanmaları, sadece sınıf ve unvan değişikliği olup, görevde yükselme niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla öğrenimle belli unvanları kazanmış olan memurların sınıf ve unvan değişikliği için yapılacak sınavı kazanmaları zorunlu olmakla birlikte; yapılacak bu sınavın görevde yükselme sınavı dışında, o meslekle ilgili ve dışarıdan mühendis, mimar, şehir plancısı ... alımları için yapılan sınavla aynı nitelikte olması gerektiği açık olduğundan, mevcut düzenlemeler hukuka aykırıdır."

Danıştay 5’inci Dairenin 2002/4014 Esas 2005/4352 sayılı Kararı, "Davalı idare, mühendislik fakültesini bitirmek suretiyle mühendis unvanını kazanan, fakat kurumda tekniker olarak çalışanların mühendis kadrolarına atanmalarını görevde yükselme olarak değerlendirmiştir. Oysa, gördüğü öğrenimin sonucu olarak mühendis unvanını kazanan, fakat tekniker olarak çalışmakta olanların mühendis kadrolarına atanmaları, sadece sınıf ve unvan değişikliği olup, görevde yükselme niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla mühendis unvanını kazanmış olan teknikerlerin sınıf ve unvan değişikliği için yapılacak sınavı kazanmaları zorunlu olmakla birlikte; yapılacak bu sınavın görevde yükselme sınavı dışında mühendislik mesleği ile ilgili ve dışarıdan mühendis alımları için yapılan sınavla aynı nitelikte olması gerektiği açıktır."

Danıştay 5’inci Dairenin 2003/265 Esas 2005/2663 sayılı Kararı, "Yapı Meslek Lisesi mezunu olan ve teknisyen unvanını gördüğü öğrenim sonucu olarak kazanan, ancak memur olarak çalışan davacının, teknisyen kadrosuna atanması, sadece sınıf ve unvan değişikliği niteliğinde olup; görevde yükselme niteliği taşımamaktadır. Dolayısıyla teknisyen unvanını kazanan davacının sınıf ve unvan değişikliği için sınava tabi tutulması zorunludur. Anılan sınavın görevde yükselme sınavı dışında, teknisyenlik mesleği için yapılan sınavla aynı nitelikte olması gerektiği açıktır. Bu nedenle, davacının teknisyen kadrosuna atanma istemini, görevde yükselme koşullarına bağlı tutan, sınıf ve unvan değişikliği olarak değerlendirmeyen davalı yönetim işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Dava konusu bireysel işlemin iptali, davacının doğrudan teknisyen kadrosuna atanması sonucunu doğuran bir karar olmayıp, teknisyen kadrosuna atanmak isteyen davacının, görevde yükselme sınavına tabi olamayacağına ilişkin olup, bu haliyle istemin hukuksal dayanağının


doğru saptanmadığını vurgulayan bir karar niteliğindedir. Davacının, mevzuat gereği sınıf ve unvan değişikliğini gerektiren bu tür bir atama için yapılacak sınava tabi olacağında kuşku yoktur."

şeklindedir. 1950 sicil numaralı personel teknisyenlikten teknikerliğe, 1980 sicil numaralı personel fen memurluğundan teknikerliğe, 2755 sicil numaralı personel kontrol memurluğundan teknikerliğe, 3070 sicil numaralı personel fen memurluğundan teknikerliğe, 3091 sicil numaralı personel fen memurluğundan teknikerliğe, 3180 sicil numaralı personel veri hazırlama ve kontrol işletmenliğinden mühendisliğe, 3270 sicil numaralı personel teknisyenlikten teknikerliğe sınava girmeden atanmıştır.

Sınava girmeden tekniker veya mühendis kadrosuna atanan bu kişilerin tekniker veya mühendisliğe yapılan atamalarının iptali sağlanmalıdır.

Kamu idaresi cevabında; "1950 sicil numaralı personel Teknisyen kadrosunda görev yapmakta iken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 30.10.2000 tarihinde Tekniker kadrosuna atanmış, aynı kadro ile Belediyemize nakil işlemleri yapılmıştır.

2755 sicil numaralı personel 09.11.2002 tarihinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünde Kadastro Teknisyeni kadrosunda görev yapmakta iken, Unvan Değişikliği Sınavında başarılı olarak Kontrol Memuru kadrosuna atanmıştır. Tapu Ve Kadastro Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme Ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği Kadastro Üyesi ve Kontrol Memuru kadrolarına atanabilmek için; “En az 6 yıl hizmeti bulunmak, Tekniker, Kadastro Teknisyeni, Nirengi Teknisyeni, Stereo Kıymetlendirme Teknisyeni, Kartograf kadrolarında çalışmış olmak.” şartları aranmaktadır. Belediyemizde Kontrol Memuru kadrosu bulunmadığından, adı geçenin Belediyemize naklen atamasında öğrenim durumuna göre benzer kadro olan Tekniker kadrosuna ataması yapılmıştır.

3070 sicil numaralı personel 30.04.2007 tarihinde Göktepe Belediye Başkanlığınca Tekniker kadrosuna atanmış, aynı kadro ile Belediyemize nakil işlemleri yapılmıştır.

3091 sicil numaralı personel 11.10.2004 tarihinde Samsun İlkadım Belediye Başkanlığınca Tekniker kadrosuna atanmış, aynı kadro ile Belediyemize nakil işlemleri yapılmıştır.

3180 sicil numaralı personel 28.06.2006 tarihinde MSB İzmit İnşaat Emlak Başkanlığınca Jeoloji Mühendisi kadrosuna atanmış, aynı kadro ile Belediyemize nakil


işlemleri yapılmıştır.


3270 sicil numaralı personel 07.03.2000 tarihinde Sakarya Üniversitesince Tekniker kadrosuna atanmış, aynı kadro ile Belediyemize nakil işlemleri yapılmıştır.

1980 sicil numaralı personel Halıdere Belediye Başkanlığında Fen Memuru kadrosunda görev yapmakta iken, 11.08.2004 tarihinde Belediyemiz tarafından Tekniker kadrosuna atanmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 74. maddesinde “Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakati ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. “ denilmektedir.

Danıştay 5. Dairesinin 2007/3519 esas, 2009/1250 karar no’lu kararında, 657 sayılı

74. maddesi gereği Mühendis kadrosuna atamanın unvan değişikliği sınavı ile olması gerektiği yönündeki mahkeme kararını hukuki isabet bulunmadığından bozmuştur. Nakil başvuruları genelde ailevi problemler sebebiyle yapılan başvurulardır. Başkanlığımız bu başvurulardan teknik personel ihtiyacına uygun olanları 657 sayılı DMK’nın 74. maddesi ve yukarıda bahsedilen Danıştay 5. Dairesinin 2007/3519 esas, 2009/1250 sayılı kararını göz önünde bulundurarak yapmaktadır. " denilmiştir.

Sonuç olarak İdare cevabında yapılan işlemler anlatılarak Danıştay kararından bahsedilmiştir.

18.04.1999 gün ve 23670 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin Ek Madde 1'inde (Ek : 21/5/2000 - 2000/1231 K.), "Kurumlar aynı unvana veya bu unvanın bulunduğu aynı alt gruptaki diğer unvanlara veya daha alt unvanlara naklen atama yapabilir. Diğer personel kanunlarına tabi olanların 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi görevlere atanmalarında ihraz ettikleri unvanlar, aynı unvanın olmaması halinde öğrenim durumu ve ihraz ettiği unvanla birlikte atanacağı unvan ve Devlet Personel Başkanlığının olumlu görüşü dikkate alınır. İlk defa açıktan atamalarda bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz." düzenlemesi yapılmıştır.


657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Memurların bir kurumdan diğerine nakilleri:” başlıklı 74’üncü maddesinde,

“Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür. Kazanılmış hak derecelerinin altındaki derecelere atanabilmeleri için ise atanacakları kadro derecesi ile kazanılmış hak dereceleri arasındaki farkın 3 dereceden çok olmaması ve memurların isteği de şarttır.

Aşağı dereceye atananların 68 inci maddede yazılı süre kaydı aranmaksızın eski derecelerine tekrar atanmaları caizdir.

Kazanılmış hak derecelerinden aşağı derecelere atananların aylık derece ve kademeleri genel hükümlere göre tespit edilmekle beraber, atandıkları bu derecelerde geçirdikleri süreler (kesenek ve karşılık farklarının kendileri tarafından her ay T.C. Emekli Sandığına gönderilmesini kabul etmeleri şartiyle) emeklilik yönünden eski derecelerinde değerlendirilir.

13/12/1960 tarihli ve 160 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamına giren kurumlarla bu Kanuna tabi kurumlar arasındaki nakillerde de yukarıdaki hükümler uygulanır. Aynı kanunun 4 üncü maddesi kapsamına giren kurumlarda çalışıp 657 sayılı Kanuna tabi olmayan personelden, hizmete giriş dereceleri 36 ncı madde ile tespit edilen giriş derecelerinin üzerinde olanların ilk ilerleme ve yükselmeleri için kanuni bekleme sürelerine yukarıda yazılı dereceler arasındaki sürelere tekabül eden süre kadar ilave edilir.”

denilmektedir. Bu maddenin irdelenmesi gerekir. Maddedeki ““Memurların bu Kanuna tabi kurumlar arasında, kurumların muvafakatı ile kazanılmış hak dereceleri üzerinden veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde derece yükselmesi suretiyle, bulundukları sınıftan veya öğrenim durumları itibariyle girebilecekleri sınıftan, bir kadroya nakilleri mümkündür.” hüküm memurların bir kurumdan diğerine naklini düzenleyen maddedir. Böyle bir düzenlemenin olması işin doğası gereğidir. Ancak bu hüküm kişinin şartları sağlamadığı bir kadro veya unvana naklen atanacağını göstermemektedir.

Sonuç olarak Kanun’un 74’üncü maddesi tekniker/mühendis kadrosunda olmayan kişinin tekniker/mühendis kadro unvanını almadan naklen tekniker/mühendisliğe atanacağını sağlamamaktadır.


Danıştayın tekil ve olaya münhasır yaptığı yorum ise işin esasına yönelik olmayıp değerlendirmede 74’üncü maddenin de göz önüne alınması gerektiğine yöneliktir. Bu karardaki değerlendirme esas alınarak mevzuata aykırı yapılan atamaların doğru olduğu sonucuna varılamaz.

Teknisyen veya fen memuru olarak çalışırken sınava girmeden teknikerliğe veya veri hazırlama kontrol işletmeni olarak çalışırken sınava girmeden mühendisliğe atamanın düzenlemelere uygun olup olmadığı irdelenmelidir.

Bulguda belirtilen 02.02.2000 gün ve 23952 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve İl Özel İdareleri ve Belediyelerin Kurdukları Birlik, Müessese ve İşletmeler ile Bunlara Bağlı Döner Sermayeli Kuruluşlardaki Memurların Görevde Yükselme Esaslarına Dair Yönetmelikte düzenlemeler yapılmıştır. Diğer kamu ve kurumlarına ait Yönetmeliklerde de benzer hükümler yer almıştır.

2000'li yıllarda çıkarılan Görevde Yükselme Yönetmeliklerinde unvan değişiklikleri (teknik, sağlık vb.) görevde yükselme olarak kabul edilmiştir. Açılan davalar sonucunda Danıştay 5’inci Dairesince, Yönetmelikle, fakülteleri bitirmek suretiyle mühendis, mimar, şehir plancısı, jeomorfolog... gibi unvanları kazanan, fakat kurumda memur olarak çalışanların bu kadrolara atanmalarını görevde yükselme olarak değerlendirilemeyeceğine karar verilmiştir. İdareler bunu sınavsız olarak bu kadrolara atanabileceği şeklinde anlayarak sınavsız olarak atama yapmışlardır. Danıştay 5’inci Dairesinin aşağıdaki kararlarından da görüleceği üzere gördüğü öğrenimin sonucu olarak bu unvanları kazanan, fakat memur olarak çalışmakta olanların anılan kadrolara atanmaları, sadece sınıf ve unvan değişikliği olup, görevde yükselme niteliği taşımadığına karar vermiştir. Aynı Dairenin kararlarında bu durumda olanlar için ayrı sınav yapılması gerektiği açıkça yer almıştır. Memur olarak çalışırken sınava girmeden mühendisliğe sınavsız atanma açık hata kapsamındadır. Açık hata kapsamında yapılan atamalar süresiz olarak geri alınabilir. Atanma şartlarını taşımadan yapılan atamanın iptal edilmesi gerekir. İdari yargı istikrarlı olarak şartları yerine getirmeden bir kadroya yapılan atamanın açık hata kapsamında olduğu ve bu nedenle yapılan ödemelerin her zaman geri alınacağına dair kararlar vermektedir.

Bulguda yer alan Danıştay 5’inci Dairenin 2000/4306 Esas ve 2003/5767 sayılı Kararı, Danıştay 5’inci Dairenin 2002/4014 Esas ve 2005/4352 sayılı Kararı ile Danıştay 5’inci Dairenin 2003/265 ve Esas 2005/2663 sayılı Kararı dikkate alınmalıdır.


Yapılan değerlendirmede 2755 sicil numaralı personelin Tekniker kadrosuna atanmasının mevzuata uygun olduğu değerlendirilmiştir.

1950 sicil numaralı personelin teknisyenlikten teknikerliğe, 1980 sicil numaralı personelin fen memurluğundan teknikerliğe, 3070 sicil numaralı personelin fen memurluğundan teknikerliğe, 3091 sicil numaralı personelin fen memurluğundan teknikerliğe, 3180 sicil numaralı personelin veri hazırlama ve kontrol işletmenliğinden mühendisliğe, 3270 sicil numaralı personelin teknisyenlikten teknikerliğe yapılan atamaları mevzuata uygun olmadığından dolayı bu atamaların iptali gerekir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?