Karar Künyesi
ASKİ Genel Müdürlüğü Tarifeler ve Abone Hizmetleri Yönetmeliği’nde bazı düzenlemelerin idarenin takdirine bırakıldığı görülmüştür.
Mevzuat hükümleri; kural getiren, düzenleyici, emredici ve de müeyyide ortaya koyan metinlerdir. Hukuk devletinin temel unsurlarından olan “hukuki güvenlik” ve “belirlilik” ilkeleri, bu düzenlemelerin önceden öngörülebilir bir açıklıkta olmasını ve kişilerin haklı beklentilerini bertaraf etmeyecek, takdir yetkisini zorlayan ve keyfiliğe yol açacak belirsizlikler içermemesini gerektirir. Böyle olmadığında işlemlerin hukuki denetimi de gereğince yapılamaz.
Bu itibarla yapılan mevzuat düzenlemelerinin herkes tarafından açık ve net olarak anlaşılabilmesi, düzenlemelerin kapsam ve nitelik olarak hem uygulayıcılara kolaylık sağlayan hem de mükellefler/abonelerin ödevlerini yerine getirmelerini zorlaştırmayacak şekilde yapılması gerekir. Bu minvalde yapılan mevzuat düzenlemelerinin net, tartışmaya yol açmayacak belirlilikte olması gerekmektedir.
Ancak yapılan incelemede, söz konusu Yönetmelik’te yer alan bazı düzenlemelerin net ve anlaşılabilir olmadığı, kriterlerin ve müeyyidelerin açık bir şekilde belirlenmediği görülmüştür.
Örneğin; Tarifeler ve Abone Hizmetleri Yönetmeliği’nin 9’uncu maddesinin üçüncü fıkrasında; “İşyeri, sanayi ve inşaat/şantiye grubu abonelerinin su kullanım amaçlarının ticari olması ve bu abonelerce üretilen atıksuların kanalizasyon tesisleri ile çevreye daha çok zarar vereceği hususları göz önüne alınarak bunlara uygulanan su ve atıksu tarifesi konutlara göre daha yüksek düzeyde tespit edilebilir.” denilmektedir. Ancak yukarıda sayılan abonelerin su kullanım amaçlarının ticari olması ve yine bu abonelerce üretilen atıksuların çevreye zarar veriyor olması durumunda bunlara uygulanacak tarifelerin daha yüksek düzeyde tespit edilmesi gerekmektedir.
Aynı maddenin altıncı fıkrasında; “İnşa halindeki binalara yapının tamamlamasına kadar inşaat/şantiye tarifesi uygulanır. Yapı kullanım izni olmadığı halde fiilen oturulduğunun tespiti ve geçici abonelik tesis edilmemiş olması halinde, inşaat/şantiye tarifesine ek olarak bu tarifenin %50 si kadar atıksu bedeli alınır. Bu tür binalarda fiilen oturduğu veya faaliyet gösterdiği tespit edilen gerçek veya tüzel kişilere ait oldukları abone grubuna göre abonelik
tesis edilmesi için İdarece yazılı bildirimde bulunularak makul bir süre verilir. Verilen süre sonunda abonelik tesis edilmemesi halinde inşaat/şantiye suyu kesilebilir.” denilmektedir. Ancak aynı Yönetmeliğin 33’üncü maddesine göre su kullanılan yerde suyu fiilen tüketen ve atıksu üreten gerçek veya tüzel kişilerin idareye başvurarak abone sözleşmesi yapmalarının şart olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle idarece verilen süre sonunda abonelik tesis edilmemesi halinde inşaat/şantiye suyunun kesilmesi gerekmektedir.
Bunların dışında aynı Yönetmeliğin 26’ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde; “Fatura bedellerini bildirimde belirtilen son ödeme tarihine kadar ödemeyen abonelerin suları kapatılabilir.”
Aynı maddenin (c) fıkrasında ise; “Su kapanmasına rağmen, borç tahsil edilemezse abonenin güvence bedeli borcuna mahsup edilmek suretiyle kesin hesap faturası düzenlenerek sözleşmesi feshedilebilir.” hükümleri yer almaktadır.
Görüleceği üzere, söz konusu hükümlerde de net olmayan yani muğlak ifadelere yer verilmiştir. Ancak yukarıda da ifade edildiği üzere, mevzuat düzenlemelerinin net, tartışmaya yol açmayacak nitelikte olması gerekmektedir.
Kamu idaresi cevabında; bulgu konusu hususa iştirak edilmiş olup Tarifeler ve Abone Hizmetler Yönetmeliği’nin revize edilmesine ilişkin gerekli çalışmaların başlatılacağı belirtilmiştir.
Sonuç olarak; bundan sonra yapılacak yasal düzenlemelerde net ve anlaşılır olmayan ifadelere yer verilmemesi gerekmektedir.