Karar Künyesi
Belediyenin sermayesinin tamamına sahip olduğu Çorum Belediyesi Personel Limited Şirketi'nin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan borçlarına karşılık mülkiyetinde bulunan bazı taşınmazları bu Kurum’a doğrudan devrettiği ve bunlara ilişkin olarak gerçek durumu yansıtmayan muhasebe kayıtları yaptığı görülmüştür.
Söz konusu işlemlere ilişkin olarak yapılan incelemede aşağıda yer verilen hususlar tespit edilmiştir.
Belediye Meclisi şirketin borcuna karşılık devir yetkisini Belediye Başkanına vermiştir. Belediye Meclisinin söz konusu devir işlemine dair kararında şirketin SGK’ya borcunun miktarı veya Belediyenin şirkete olan herhangi bir borcu zikredilmemiştir.
Şirketin bağlı bulunduğu İdare birimi tarafından SGK borçlarına ilişkin bir hesaplama yapılmamış, bu çerçevede Şirketten alınan bir borç dökümü meclise sunulmamıştır.
Belediye Başkanı Belediye Meclisi Kararına istinaden SGK’nın belirlediği değeri kabul etmiştir. 2368 nolu MİF’de yer alan kayıtla 127 Diğer Faaliyet Alacakları Hesabına 24.500.000 TL borç, 250 Arazi ve Arsalar Hesabına aynı tutarda alacak kaydı yapılmıştır. Ancak bu kayıt nakit karşılığı yapılan rutin arsa satışı halinde yapılacak kayıt olup, mahsuben yapılan bir satış işlemini göstermemektedir.
Belediyenin SGK ile protokol yapması yanlış olup, esasen bir sermaye aktarımı olan bu işlemin, taşınmazların Şirkete devri sonrası Şirket ile SGK arasında yapılması gerekirdi. Belediyenin söz konusu taşınmazları devrine ilişkin olarak 241.01.03 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabına borç, 250 Arazi ve Arsalar Hesabına alacak kaydetmesi; Şirketin ise 250 Arazi ve Arsalar Hesabına borç, 500 Sermaye Hesabına alacak kaydetmesi gerekirdi. Sermayesinin tamamı Belediyeye ait olan ve gelirlerini Belediyeden elde eden Şirketin, Belediye ile alacak borç ilişkisi karşılığında bu kadar yüksek miktarda bir gelir elde etmesi mümkün olmayıp, yapılan işlemin açıklanan şekilde sermaye transferi olarak muhasebeleştirilmesi gerekirdi. Şirketin ise bu işlem sonrasında söz konusu varlığını SGK borcuna karşılık devretmesi ve böylece mali tablolarında bu işlemi özkaynakları ile ilişkilendirerek göstermesi gerekirdi. Mevcut haliyle Şirketin Belediyeden olan alacağının SGK’ya olan borcu ile takası şeklinde kayıt yapılmıştır. Fakat bahsedilen 2373 nolu MİF ekinden de anlaşılacağı üzere Şirketin Belediyeden olan bu tutarda bir alacağı bulunmamaktadır. Ayrıca Belediye Meclisinin bu yönde bir kararı olmayıp söz konusu arsalar Belediye tarafından doğrudan SGK’ya devredilmiştir. Nihayetinde SGK borcu karşılığında arsa devri ile ekonomik fayda elde eden Şirkettir ve Şirketin Belediyeden ayrı bir tüzel kişiliği vardır.
2373 sayılı MİF ekinde Belediyenin şirkete olan borçları mevcutmuş ve bunlar 320 Bütçe Emanetleri Hesabına borç kaydı yapılarak ödenmiş gibi gösterilmiştir. Ancak MİF ekinde SGK’nın tahsilata ilişkin MİF’leri ve makbuzları bulunmaktadır. Söz konusu belgelerde Şirketin geçmiş dönem SGK borçlarına mahsuben yapılan tahsilat tutarının 24.686.072 TL olduğu görülmüştür.
Bunun dışında, söz konusu MİF ekinde Şirketin tapu devir tarihi olan 17.02.2020 tarihi itibariyle asıl ve ferileri ile birlikte borç dökümü ve bunların tahakkuk bilgileri SGK tarafından ayrıntıları ile gösterilmemiştir.
2368 yevmiye nolu MİF’e ekli SGK Yönetim Kurulunun 16.01.2020 tarih ve 2020/21 sayılı kararında, 18.11.2019 tarihli SGK Çorum İl Müdürlüğü yazısına istinaden anılan tarih itibariyle Çorum Belediyesi Personel Limited Şirketinin toplam 19.873.037,90 TL borcunun olduğu belirtilmiştir.
Belediye tarafından SGK’ya devredilen arsaların, yine SGK tarafından oluşturulan komisyon tarafından belirlenen ve Belediye Başkanı tarafından uygun bulunan toplam değeri ise 24.500.000 TL olmuştur.
Buna rağmen, SGK İl Müdürlüğü tarafından Çorum Belediyesine hitaben yazılan 28.02.2020 tarih ve 3668970 tarihli yazıda, mahsuplaşma sonrası 1.032.625,82 TL icraya verilmiş İşsizlik Sigortası borcu ve 7.182.157,87 TL ödenmemiş diğer borçlar olmak üzere halen ödenmesi gereken 8.214.783,69 TL toplam borç olduğu bilgisi verilmiştir. Ancak bu borcun Belediyeye mi yoksa Şirkete mi ait olduğu anılan yazıda belirtilmemiştir. Buna göre, ikinci yazıda belirtilen kalan borç tutarı Şirkete ait ise borcun miktarına ilişkin olarak bir tutarsızlık ortaya çıkmaktadır.
Eğer borç Şirketin ise, SGK tarafından 2019 yılı Aralık ayında bildirilen 19.873.037,90 TL borç ile arsaların toplam değeri olan 24.500.000 TL arasındaki 4.626.962,10 TL fark tutarının da sonradan bildirilen toplam kalan borç tutarı 8.214.783,69 TL den düşülmesi gerekirdi. Ancak mevcut belgelerin incelenmesinde bu işlemin gerçekleşmediği görülmektedir.
Esasen bu karışıklığın nedeni mahsuplaşmanın borçlu Şirket ile değil de sermaye sahibi Belediye ile yapılmasıdır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu Geçici Madde 41’de;
“ (1) 31/12/2023 tarihine kadar uygulanmak üzere, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar dâhil 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların müesseseleri, bağlı ortaklıkları ve iştirakleri, 18/6/1999 tarihli ve 4389 sayılı mülga Bankalar Kanununa tabi faaliyeti devam eden kamu bankaları, büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve bunlara ait tüzel kişilerin veya bunlara bağlı müstakil bütçeli ve
kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların, Sosyal Güvenlik Kurumuna ait olan ve Kuruma bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen borçları ile kira ve ecrimisil borçlarına karşılık, mülkiyeti bu idarelere ait ve üzerinde herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazlardan Kurum tarafından uygun görülenler Kurumun görevlendireceği üç temsilci ile taşınmazın bulunduğu yerdeki defterdarlık tarafından görevlendirilecek iki temsilciden oluşan komisyon tarafından ve gerektiğinde bilirkişi mütalaası alınmak suretiyle takdir edilecek değeri üzerinden, borçlu kurumun da uygun görüşü alınarak Kurum bütçesinin gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmeksizin Kurumca satın alınabilir. (1)
Bu idarelerin satın alınan taşınmazlarının tapu işlemlerine esas olan ve yukarıda belirtilen şekilde tespit edilen değerine eşit tutarda Kuruma ait olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen borçları ile kira ve ecrimisil borçları terkin edilir.” denilmektedir.
Söz konusu hüküm gereğince devir ve mahsuplaşma işleminin, yukarıda açıklanan şekilde borçlu Kurum/Şirket ile SGK arasında yapılması ve bu kapsamda ayrı bir tüzel kişiliği olan Şirket tarafından ilgili mevzuat gereğince doğru bir şekilde muhasebeleştirilmesi gerekirdi.
SGK tarafından düzenlenen tahsilat makbuzlarında yüksek tutarlı gecikme zammı ve icra gecikme zammı tutarları bulunmaktadır. Devir ve mahsuplaşma işlemlerinde esas alınan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve “Sosyal Güvenlik Kurumunca 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna Göre Kullanılacak Yetkilere İlişkin Yönetmelik" hükümlerinde “icra gecikme zammı” adında bir ödeme unsuru bulunmadığından, bu ad altında Belediye aleyhine ek bir ödeme tutarı hesaplanması mümkün görünmemektedir. Bu nedenle söz konusu tutarların yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Söz konusu taşınmazların devir işlemi, devir tutarı olan 24.500.000 TL üzerinden 250 Arazi ve Arsalar Hesabına borç kaydı yapılmak suretiyle muhasebeleştirilmiştir. Ancak MİBMY’nin 127 Diğer Faaliyet Alacakları Hesabının niteliği ve işleyişine ilişkin 97 –
99. maddelerinde “Maddi duran varlıkların taksitli satılması durumunda; satış bedelinden tahsilinde bütçeye gelir kaydedilmesi gereken tutarlardan bir yıl veya faaliyet dönemi içinde tahsili gerekenler bu hesaba bir yıldan daha uzun bir süre içerisinde tahsili gerekenler 227- Diğer Faaliyet Alacakları Hesabına, satış bedeli ile net değeri arasındaki olumsuz fark ve mevzuatı gereğince diğer kamu idarelerine ayrılması gereken paylar 630-Giderler Hesabına, ayrılmış olan birikmiş amortisman tutarları 257-Birikmiş Amortismanlar Hesabına borç,
maddi duran varlığın kayıtlı değeri ilgili maddi duran varlık hesabına, satış bedeli ile net değeri arasındaki olumlu fark 600-Gelirler Hesabına alacak kaydedilir.” denilmektedir.
Anılan yönetmelik hükmü gereğince, nakden ya da mahsuben satılan arsaların 250 Arazi ve Arsalar Hesabından kayıtlı değerleri üzerinden çıkarılması, satış değeri ile kayıtlı değer arasındaki olumlu farkın ise ilgili gelir hesaplarına alınması gerekirdi. Belediyeden alınan Taşınmazlar Listesinde söz konusu arsaların kayıtlı değerinin 8.330.980,72 TL olduğu görülmüştür. Bu durumda hem 250 Arazi ve Arsalar Hesabı hem de 600.3.1.1.99 Diğer Mal Satış Gelirleri Hesabı mali tablolarda 16.169.019,28 TL tutarında hatalı olarak gösterilmiştir.
Bu itibarla, yapılan taşınmaz devir işlemleri neticesinde, açıklandığı şekliyle ve belirtilen tutarlarda, zikredilen hesaplar mali tablolarda hatalı gösterilmiş; İdarenin tüzel kişiliğine ait olmayan SGK borçlarına ilişkin kayıtlar İdare tarafından muhasebeleştirilmiş; ayrıca yapılan kayıtlarda ve borç mahsubuna ilişkin işlemlerde yukarıda açıklanan çeşitli tutarsızlıklar oluşmuştur.