Karar Künyesi
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi” başlıklı 10'uncu maddesinde;
“Vergiyi doğuran olay: ...
Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri enerji dağıtım veya kullanımlarında bunların bedellerinin tahakkuk ettirilmesi, ...
Anında meydana gelir”,
26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’ de yayımlanan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “Vergiyi Doğuran Olayın Meydana Gelmesi” başlıklı bölümünde;
“3065 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde vergiyi doğuran olayın hukuki şartları, vergiye tabi işlemlerin özelliklerine göre ayrı ayrı tayin ve tespit edilmiştir Su, elektrik, gaz,
ısıtma, soğutma ve benzeri enerji dağıtım veya kullanımlarında bunların ilgili müesseselerce bedellerinin tahakkuk ettirilmesi ile vergiyi doğuran olay meydana gelir.
Kanunun (2/3) üncü maddesi uyarınca su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri dağıtımlar mal teslimi sayılmıştır. Ancak, bu tür malların teslimi önceden gerçekleştirildiği halde bu aşamada vergilendirilmesi mümkün olmadığından Kanunun bu maddesine dayanılarak vergilendirme, bunların bedellerinin hesaplandığı anda yapılır. Ayrıca vergiyi doğuran olay bu malların bedellerinin tahakkuk ettirildiği, yani bedelin hesaplanarak tahsil edilebilir hale geldiği anda meydana gelmiş sayılır. Bu mükelleflerin mal bedellerini tahsil edip etmemeleri vergiyi doğuran olay açısından önemli değildir. Sonradan tahakkuk tutarlarında meydana gelebilecek değişiklikler Kanunun 35 inci maddesi hükmüne göre düzeltilir ”
Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 293'üncü maddesinde;
“Bu hesap, teslim edilen mal veya ifa edilen hizmetler üzerinden hesaplanan katma
değer vergisi tutarları ile bu tutarlardan mahsup edilen ve ödenen tutarların izlenmesi için kullanılır.”,
hükümleri yer almaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere, su, elektrik, gaz ve benzeri enerji dağıtım ve kullanımlarında bunların bedellerinin ilgili kurumlarca tahakkuk ettirilmesi anında katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay meydana gelmektedir. Dolayısıyla söz konusu gelirin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın mal bedeli tahakkuk ettirildiğinde yani bedelin hesaplanarak tahsil edilebilir hale geldiği anda (su abonelerinin sayaçlarının belediye görevlileri tarafından okunarak su fatura bildirimi düzenlendiğinde) katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay meydana geldiğinden 391 no.lu hesabın da bu aşamada kullanılması gerekmektedir.
Yapılan incelemede, belediyenin su satışı gelirlerinde 391 no.lu hesabın, gelirin tahakkuk aşaması yerine tahsilat aşamasında kullanıldığı görülmüştür. Bu durumda su satışı gelirlerine ilişkin katma değer vergisi gelirin tahakkuk ettiği dönem katma değer vergisi beyannamesine dahil edilmesi gerekirken gelirin tahsil edildiği dönem katma değer vergisi beyannamesine dahil edilmekte, bir başka deyişle idarenin vergi dairesine verdiği katma değer vergisi beyannameleri de hatalı düzenlenmektedir. Ayrıca bahsi geçen mevzuat hükümlerine aykırı uygulama nedeniyle, tahsilatı yapılmayan su satış gelirine ilişkin katma değer vergisi vergi dairesine bildirilmediğinden, idarenin vergi dairesine verdiği katma değer vergisi beyannamesi bu bakımdan da hatalı olmaktadır. Fiili durumun mevzuata aykırı olduğu değerlendirilmektedir.