Karar Künyesi
Kamu İdaresinde ilanen tebliğe ilişkin usullere uyulmadığı görülmüştür.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 103’üncü maddesine göre tebliğin ilanla yapılacağı haller sayma suretiyle belirlenmiştir. Buna göre, muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa, yabancı memleketlerde bulunanlara tebliğ yapılmasına imkân bulunmazsa ve muhatabın geçici olarak bilinen adresinden ayrıldığının tespit edildiği durumda iki defa tebligat yapılamazsa ilanen tebliğ yoluna gidilebilir.
Ancak yapılan incelemelerde, İdare tarafından bu şartlar gerçekleşmeden ilanen tebliğ yoluna gidildiği tespit edilmiştir.
Örneğin; muhatabın tebellüğden imtina ettiği, işyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamadığı veya tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamadığı gibi durumlarda veya zamanaşımını durdurmak için toplu olarak genellikle yılsonlarında ilanen tebliğe çıkıldığı görülmüştür.
Belediye cevabında; ilanen tebliğ işlemlerinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 103’üncü maddesi hükümlerine uyularak yapılacağını ifade etmiştir.
Bu usul VUK hükümlerine aykırı olup idarelerin tebligata ilişkin bu işlemlerinin iptali için mükellefler tarafından mahkemelere başvurulması durumunda idarenin davayı kaybetmesine yol açacaktır. Bunun sonucunda ise hem idare alacağı tehlikeye düşecek, hem de mahkeme masrafı ödenmek durumunda kalınabilecektir. Dolayısıyla vergileme sürecine ilişkin usul hükümlerine özenle riayet edilmesi gerekmektedir.