Karar Künyesi
İşçilerin yıllık izinlerinin mevzuata uygun şekilde kullandırılmadığı tespit edilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun “Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri” başlıklı 53'üncü maddesinde; en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verileceği, yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği ifade edilmiştir.
Aynı Kanun’un “Yıllık ücretli iznin uygulanması” başlıklı 56'ncı maddesinde; yıllık ücretli iznin 53'üncü maddede belirtilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesinin zorunlu olduğu, ancak bazı şartların varlığı halinde on günden aşağı olmamak üzere bölümler halinde kullanılabileceği belirtilmiştir.
Söz konusu Kanun’un “Sözleşmenin sona ermesinde izin ücreti” başlıklı 59'uncu maddesinde ise; iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahibine ödeneceği hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un “Yıllık ücretli izin hükümlerine aykırılık” başlıklı 103'üncü maddesinde ilgili mevzuat hükümlerine aykırı uygulamalara idari para cezası verileceği hüküm altına alınmıştır.
03.03.2004 tarihli ve 25391 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nin “Yıllık İzin Kaydı” başlıklı 20'nci maddesinde, işverenin; çalıştırdığı işçilerin izin durumlarını gösteren, örneği bu Yönetmeliğe ekli yıllık izin kayıt belgesini tutmak zorunda olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan 30.06.2021 tarihli ve 31527 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2021/14 “Tasarruf Tedbirleri” başlıklı Cumhurbaşkanlığı Genelgesine göre; 4857 sayılı Kanun
kapsamında çalışan işçilerin yıl içerisinde hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin, ilgili yıl içerisinde kullandırılacağı, ilgililerin önceki yıllarda hak kazanıp kullanmadıkları yıllık ücretli izin süreleri, yürütülen hizmetlerde aksamaya sebep olmayacak şekilde azami üç yıl içerisinde kullandırılacağı ifade edilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, işçi ve işverenin yıllık izin hakkından feragat edemeyeceği, aksi bir uygulamada ise işçi emekli olduğunda veya iş sözleşmesi son bulduğunda kanun hükmü gereği kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin, almakta olduğu en son ücret üzerinden kendisine veya hak sahibine ödeneceği anlaşılmaktadır.
Yapılan incelemeler sonucunda, Belediyede görev yapan işçilere ilişkin olarak tutulması gereken yıllık izin kayıt belgesinin tutulmadığı görülmüştür. Aynı zamanda 10 işçinin 200 gün ve üzeri, 35 işçinin 150 gün ve üzeri, 104 işçinin 100 gün ve üzeri ve 92 işçinin de 80 gün ve üzeri izninin kullandırılmadığı tespit edilmiştir.
Bu kapsamda, işçi kadrosunda görev yapan personel tarafından yıllık izinlerinin kullanılmayıp yıllar itibariyle devretmesinin yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine aykırılık teşkil ettiği ayrıca belediyenin nakit yönetimini de olumsuz etkileyerek ek maddi külfet oluşturabileceği düşünülmektedir.
Kamu idaresince, bulgu konusu hususun düzeltilmesine ilişkin gerekli çalışmalara başlanıldığı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak yukarıda belirtilen hükümler gereği, daimi işçilere yönelik yıllık izin kaydının tutulması ve yıllık izinlerinin düzenli olarak kullandırılmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.