İdarenin vergi alacakları incelendiğinde, bazı alacakların tahsil aşamasına geldiği halde tahsil edilmeyip zamanaşımına uğratıldığı görülmüştür.

Trabzon Büyükşehir Belediyesi mali hizmetler birimi tarafından yapılan alacak takiplerine ilişkin süreçler incelenmiştir. İdarenin, toplam 27.114 mükellefin bazılarından hala alacağı olduğu görülmüştür. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’ un 102' nci maddesinde yer alan “ Amme alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar.” hükmü gereği tahsil zamanaşımı süresi beş yıldır. Dolayısıyla 2001-2016 yılsonu itibariyle mevcut olan


alacaların zamanaşımına uğramış olma ihtimali vardır. Ancak bu hususa ilişkin bugüne kadar herhangi bir çalışmanın yapılmadığı görüldüğü gibi, denetimimiz esnasında örneklem yapılarak incelenen bazı sicil dosyalarından 2012 yılında tahakkuk ettirilerek tahsil aşamasına geçilen vergi alacağı için 2019 yılına kadar herhangi bir işlem yapılmayarak alacağın zamanaşımına uğratıldığı görülmüştür.

Anayasa’nın “Kamu hizmeti görevlileriyle ilgili hükümler” bölümünün 129/5 maddesinde:

“Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.”

hükmü yer almaktadır.


657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Kişisel sorumluluk ve zarar” başlıklı 12’ nci maddesinde; devlet memurunun kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Yine aynı Kanun’un “Kişilerin uğradıkları zararlar” başlıklı 13’üncü maddesinde: kişilerin uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açacağı, 12’nci maddesinde bu maddede belirtilen zararların nevi, miktarlarının tespiti, takibi, amirlerin sorumlulukları ve yapılacak işlemlerle ilgili diğer hususların Cumhurbaşkanınca düzenlenecek yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre 657 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesi uyarınca 27/6/1983 tarihli ve 83/6510 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan “Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarlarının Tespiti, Takibi, Amirlerinin Sorumlulukları, Yapılacak Diğer İşlemler Hakkında Yönetmelik” hükümleri uygulanacaktır. Bu yönetmelik memurların kasıt, kusur, ihmal ve tedbirsizlik sonucu idareye verdikleri zararlar ile kamu hukukuna tabi görevleri ile ilgili olarak kişilerin uğradıkları zararlarının nevi ve miktarlarının tespiti, takibi, amirlerin sorumlulukları, yapılacak işlemlerle ilgili usul ve esasları belirlemek için hazırlanmıştır.

Mezkûr Yönetmeliğin 9, 10 ve 11’inci maddelerinde sırasıyla “Amirlerin Sorumlulukları”, “Zararların Takibi ve Yapılacak İşlemler” ve “İdarenin Rücu Hakkı”


başlıkları altında yapılacak işlemler detaylı biçimde anlatılmıştır.


9'uncu maddede yer alan “ Memurlarca verilen zararların miktarının tesbiti ve ilgililerden bu yönetmelik veya genel hükümlere göre tahsili konusunda yapılacak işlemlerin zamanında ve eksiksiz yürütülmesinden, zararı veren memurların görevli bulundukları kurum ve kuruluşların o mahaldeki amirleri müteselsilen sorumludurlar.” hüküm gereği üst yöneticiye de sorumluluk tevcih edilmiştir.

Özetle, yukarıdaki mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; gerek anayasa gerekse kanun ve yönetmelik hükümleri gereği, herhangi bir kamu görevlisinin kasıt, kusur, ihmal veya tedbirsizliği sonucu idare zarara uğratılmışsa, bu zararın ilgili memur tarafından rayiç bedeli üzerinden ödenmesi esastır. Memurlarca verilen zararların miktarının tespiti ve ilgililerden tahsili konusunda yapılacak işlemlerin zamanında ve eksiksiz yürütülmesinden, zararı veren memurların görevli bulundukları kurum ve kuruluşların o mahaldeki amirleri de müteselsilen sorumludurlar.

Sonuç olarak; vergi alacaklarının vadelerinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılının başından başlayarak 5 yıl içinde tahsil edilerek zamanaşımına uğratılmaması gerekmektedir. Kamu idaresince bulgu gereği işlemlerin başlatıldığı ve sürecin devam ettiği bildirilmiştir.


Kararla ilgili sorunuz mu var?