Şirket’in muhasebe kayıtlarında yapılan kontrollerde, “120 Alıcılar” hesabında bulunan tutarlardan bazılarının ödeme süresinin geçmesine ve borçlunun temerrüde düşmesine rağmen Şirket tarafından alacağın tahsiline yönelik hukuki işlemlerin gerçekleştirilmediği görülmüştür.

04.02.2011 tarihli ve 27836 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 146’ncı maddesinde 10 yıllık zamanaşımı süresinin genel prensip olarak kabul edildiği görülmekte olup, Kanun’un 147’nci maddesinde ise 5 yıllık zamanaşımına tabi alacaklar 6 bent halinde sıralanmıştır. Zamanaşımın, alacağın muaccel hale gelmesiyle bildirimin yapılmasının gerekli olduğu hallerde ise bu bildirimin yapılmasıyla başlayacağı Kanun'da belirtilmektedir.

Zamanaşımına uğrayan borç eksik bir borç haline gelir. Alacak hakkını uzun süre kullanmayan alacaklı alacağını değil, borçlunun iradesi hilafına bu alacağı kullanma imkânını kaybeder. Bu açıdan zamanaşımı, kişisel savunma sebebi (def-i) niteliğindedir. Bu kapsamda borçlu, zamanaşımına uğramış borcunu ifadan kaçınmak için, zamanaşımı def-i aracılığıyla, borcun dava edilebilme niteliğini kaybettiğini ileri sürebilecektir.

Şirket’in “120 Alıcılar” hesabında yer alan alacak kayıtları incelenmiş ve 12.920.698,31 TL tutarında alacağın vadesinin geçmiş olduğu, alacakların mali kayıtlarda bulunmasına rağmen hukuki takip sürecinin başlatılmadığı tespit edilmiştir.

Yukarıdaki yer alan denetim tespiti sonrasında Şirket tarafından bulguda belirtilen ticari alacakların tahsiline ilişkin işlemlere başlanıldığı ifade edilmiştir.

Sonuç olarak, Şirket muhasebe kayıtlarında bulunan alacakların tahsiline yönelik hukuki sürecin ivedilikle başlatılması, zamanaşımına uğraması sebebiyle tahsil kabiliyeti kalmadığı anlaşılan alacakların sorumlulardan tahsiline gidilmesi gerekmektedir.

Kararla ilgili sorunuz mu var?