Karar Künyesi
Kamu İdaresi tarafından gelir tahakkuk işlemlerinin gerçekleştirildiği yönetim bilgi sisteminin bazı gerçek ve tüzel kişilere ilişkin temel sicil bilgilerini ihtiva etmediği; yapılandırmaların bozulması ve Kanun gereği yapılacak indirimleri otomatik olarak gerçekleştirmediği; tahakkuk ve terkin işlemlerinin muhasebe hesaplarına doğru
yansıtılmaması nedeniyle etkin bir işleyiş yapısına sahip olmadığı ve terkin ile tahsilat iptali işlemlerinde aynı personele yetki verilmesi nedeniyle gerekli kontrol faaliyetlerini içermediği görülmüştür.
Kamu İdaresi gelirlerinin tahakkuk, terkin, takip ve tahsili ilgili birim personelinin yönetim bilgi sistemi üzerinden yapacağı işlemlere istinaden gerçekleşmekte olup anılan sistemden raporlanan işlemler bir bütün halinde muhasebe hesaplarına yansıtılmaktadır. Bu nedenle yönetim bilgi sisteminin; gelir işlemlerine ilişkin tüm bilgileri ihtiva etmesi, personel müdahalesine asgari düzeyde ihtiyaç duyması, mevzuata uygun bir işleyiş yapısına sahip olması gerekmekte olup aksi durumda gelir kaybına ve sehven gerçekleştirilen işlemlere neden olunabilecektir.
Diğer yandan mali tabloların doğru ve güvenilir bilgi üretmesini teminen yönetim bilgi sisteminin üreteceği raporların muhasebe hesaplarına aktarılmasında Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nde belirtilen hükümlere uyulması önem arz etmektedir. Zira birimlerin sistem üzerinden gerçekleştirdiği işlemler sonucunda tahakkuk ettirilen alacak tutarları 120 Gelirlerden Alacaklar Hesabı’nda; bu alacaklardan takibe alınan tutarlar 121 Gelirlerden Takipli Alacaklar Hesabı’nda; tecil veya tehir edilen tutarlar ise 122 Gelirlerden Tecilli Ve Tehirli Alacaklar Hesabı’nda izlenmekte olup anılan hesapların işleyiş bakımından 600 Gelirler ve 800 Bütçe Gelirleri Hesabı ile doğrudan ilgisi bulunmaktadır. Tahakkuku ve tahsilatı geçmiş yıllarda gerçekleştirilmiş gelirlerin yılı içinde sair nedenlerle iadesi gerektiğinde ise 630 Giderler Hesabı ile 810 Bütçe Gelirlerinden Ret ve İadeler Hesabı’nın kullanılması icap edecektir.
Hal böyle iken kapsamlı yapısı dolayısıyla yönetim bilgi sisteminden kaynaklanabilecek risklerin kabul edilebilir bir düzeye indirilmesi için kontrol faaliyetlerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Ancak yapılan denetimde;
Yönetim bilgi sisteminde bulunan ve kamu gelirleri açısından mükellef olabilecek sicillerden bazılarının T.C. kimlik numarası, vergi kimlik numarası ve ADNKS adresi gibi bilgileri ihtiva etmediği bu durumun gelirlerin takibini zorlaştırdığı,
Muhtelif kanunlarda imkan tanınan peşin ödeme indirimlerinde terkin işlemlerinin personel marifetiyle yapıldığı, bu durumun mevzuatın hatalı değerlendirildiği hallerde yersiz gelir kaybına neden olduğu,
Yapılandırma kanunlarında borcun yeniden muaccel hale gelmesini gerektiren hallerde personel müdahalesine ihtiyaç duyulduğu,
Geçmiş yıllarda tahsil edilen gelirlerin, mevzuat hükümleri uyarınca denetime esas yılda iade edildiği, bu işlemlerin yüksek tutarlar ihtiva ettiği ancak buna rağmen 630.12 Gelirlerin Ret ve İadesinden Kaynaklanan Giderler Hesabı’nda yalnızca 14.726 TL tutarındaki vergi cezası iadesinin izlendiği,
Söz konusu ret ve iadelerin mahsup veya ilgilisine ödenmek üzere emanet hesaplarına alınması sırasında 810 Bütçe Gelirlerin Ret ve İadeler Hesabı’nın kullanılması nedeniyle henüz iadesi gerçekleşmemiş tutarların, bütçe hesaplarıyla ilişkilendirildiği tespit edilmiştir.
Ayrıca, işlemlerin gerçekleştirilmesi bakımından tamamlayıcılık arz eden ve kontrol faaliyetleri gereği aynı personelde toplanmaması gereken tahakkuk ve tahsilat işlemleri yapma ile tahakkukun terkini ve tahsilat iadesi gerçekleştirme yetkilerinin aynı personele tanımlandığı görülmüş olup bu durum risk teşkil etmektedir.
Kamu İdaresinin etkin bir gelir yönetim bilgi sistemine sahip olabilmesi adına sistemdeki eksikliklerin gözden geçirilmesi, gelirlerin muhasebe hesaplarına yansıtılmasındaki aksaklıkların giderilmesi ve risk teşkil edecek olası unsurların bertarafı için kontrol faaliyetlerinin oluşturulması gerekmektedir.