Karar Künyesi
Büyükşehir Belediyesinin tasarrufu altında olan ve Ankara ili sınırları içerisinde yer alan tüm taksi durakları ihalesiz bir şekilde, karşılıklı imzalanan bir protokol ve tahsis yöntemi kullanılarak Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Esnaf Odasına kiralandığı tespit edilmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 7’nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde; taksi sayılarını belirleme, durak yerlerini tespit etme, işletme, işlettirme veya kiraya verme yetkisinin büyükşehir belediyelerinde olduğu açıkça belirtilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde, belediyelerin kiralama işlemlerinin mezkûr Kanun hükümlerine tabi olduğu ifade edilmiş, aynı Kanun’un 4’üncü maddesinde “taşınır ve taşınmaz malların ve hakların kiralanması veya kiraya verilmesi”, “Kira” tanımı içerisinde yer almıştır.
Yapılan incelemelerde, Kurum ile Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Esnaf Odası arasında 01.06.2012 tarihinde Protokol imzalandığı, bu Protokol kapsamında Kurumun tasarrufunda bulunan şehrin muhtelif yerlerindeki 259 adet taksi durağının, durak başı 50 TL (her sene ÜFE oranında artacak şekilde) bedelle mezkûr Esnaf Odasına tahsis edildiği, bu tarihten sonra yapılan duraklarla birlikte toplam durak sayısının 500 adete yaklaştığı, Protokol tarihinden sonra yapılan duraklar için yukarıda yer alan tahsis bedelinin dahi tahakkuk ettirilmediği görülmüştür. Bununla birlikte yapılan araştırmalarda Esnaf Odasının söz konusu Protokol yükümlülüklerine uymadığı, yapılan kiralama sebebiyle Kuruma 3.151.213,59 TL tutarında borcu olduğu ve uzun bir süredir de bu borçlarını ödemediği anlaşılmıştır.
Ayrıca bulgu konusu husus 2021 yılı Sayıştay Denetim Raporunda da yer almasına ve bulgu cevabında anılan Esnaf Odası ile yapılan Protokolün fesih işlemlerinin başladığı belirtilmiş olmasına rağmen, mevzuata aykırı gerçekleştirilen söz konusu kiralama işlemini düzeltmeye yönelik İdare tarafından herhangi bir işlem tesis edilmemiştir.
5216 ve 2886 sayılı kanunların yukarıda yer alan hükümleri uyarınca, usulüne göre dokümanı hazırlanmış, ilanı yapılmış ve rekabete açık hale getirilmiş bir ihale olmadan, Kurumun uhdesinde bulunan böyle bir hakkın, kiralama işlemine konu edilmesi mümkün değildir. Aynı şekilde söz konusu hakkın Esnaf Odasına tahsis edilme olanağı da bulunmamaktadır. Zira belediyenin yetki ve imtiyazında olan söz konusu hakkın tahsisine
ilişkin ilgili mevzuatta herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.
Taksi duraklarının “taşınmaz” olarak değerlendirilip taşınmaz tahsisi kapsamında söz konusu yerlerin Esnaf Odasına kullandırılması da mümkün değildir. Zira Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Tahsis ve Devri Hakkında Yönetmelik’te meslek kuruluşlarına kamu taşınmazlarının veya kamu haklarının tahsis edilebileceğine ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemiştir.
Belediye taşınmazlarının tahsisi hakkında düzenlemelerin yer aldığı 5393 sayılı Kanun’un 75’inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde de belediye taşınmazlarının mahalli idareler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarına tahsisine ilişkin hükümlere yer verilmiş, meslek kuruluşlarına taşınmaz tahsisine cevaz veren herhangi bir ifadeye ilgili bentte yer verilmemiştir. Söz konusu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, “ortak hizmet projesi gerçekleştirilebilecek kuruluşlar” arasında sayılmasına rağmen aynı fıkranın taşınmaz tahsisine ilişkin hükümlerinin yer aldığı (d) bendinde bahsi geçen kuruluşların zikredilmemesi kanun koyucunun açık iradesini göstermesi açısından önemlidir.
Kamu idaresi tarafından, bulgu konusu hususa ilişkin gerekli çalışmalara başlanıldığı bildirilmiştir.
Sonuç olarak; Ankara sınırları içerisinde yer alan taksi duraklarının işletilmesi, işlettirilmesi ve kiraya verilmesine ilişkin yetki ve imtiyaz hakkı 5216 sayılı Kanun uyarınca münhasıran Kuruma aittir. Söz konusu hakkın Kurum tarafından bir başka kişiye kiralanması ancak 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nda yer alan hükümlere göre yapılabilir. Bu hakkın tahsis veya başka isimlerle herhangi bir ihale olmaksızın kişi, şirket veya kuruluşlara kullandırılması ise mümkün değildir. Bu nedenle yaklaşık 11 yıldır yapılan hatalı uygulamanın düzeltilmesi, söz konusu yetkinin ya bizzat Kurum tarafından kullanılması ya da rekabete açık bir ihale ortamı sonucunda süresi ve bedeli belli olacak şekilde kiralanması gerekmektedir.